DİTİB‘in iftar sofrası her kesimden insanı bir araya getirdi
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), geleneksel olarak düzenlediği iftarda Müslüman kuruluşlarının yanı sıra Katolik ve Protestan kilisesi temsilcileri ile bir araya geldi.
DİTİB Genel Merkezi’nde düzenlenen iftar programı, Kur‘an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
DİTİB Genel Başkanı Kazım Türkmen, yaptığı açılış konuşmasında ramazan ayının Allah’ın rahmet kapılarını açtığı, birlik ve beraberliğin hat safhaya ulaştığı, kardeşlik, dostluk, sevgi ve saygının güçlendiği bir ay olduğunu ifade etti.
Bu yılki ramazan temasının “Ramazan ve İnfak” olduğunu belirten Türkmen, bu kavramın yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, insanlığın huzuru için maddi ve manevi yardım ve israftan sakınma, gibi anlamlarının bulunduğuna vurgu yaptı.
Türkmen, “İnfak toplumda barışa, birlikteliğe ve dayanışmaya vesile olur, zekat ve fitrenin yanında refahın paylaşımını sağlar. Çünkü dinimiz maddi kaynakları sorumlu bir şekilde kullanmayı ve muhtaçlara yardım etmeyi emreder. İnfak sadece para, mal ve mülk ile yardım anlamına gelmez, kendini manevi anlamda da başkası için olağanüstü özveri anlamına da gelir, feragat etme gibi bir anlam da taşır. İnfak Allah yolunda onun yarattığı her varlığa yardım etmek anlamına da gelir” dedi.
Türkmen, bir sofranın paylaşımının İslam’ın yanı sıra Yahudilik ve Hristiyanlıkta da yer aldığını ve ortak bir yemeğin toplumu, insanların birbirine bağlılığını, güveni, merhameti, dayanışmayı ve paylaşmayı sembolize ettiğini dile getirdi.
Haksız ve ölçüsüz algıların sadece Almanya’da değil bütün Avrupa’da başörtülülere, Müslümanlara ve camilere saldırılara sebep olduğuna dikkat çeken Türkmen, “Bu gerginlik ortamı hem kamuoyunu hem de insanlar arasındaki ilişkileri olumsuz şekilde etkileyerek önyargı, itham ve sözlü saldırıların yapıldığı bir atmosfer oluşturmaktadır. Artan kamusal algı oyunları sonucunda Almanya’da artan İslam düşmanlığı, Müslümanları korkutmaktadır. Müslüman teşkilat ve camilerin temsilcisi olarak Almanya çapındaki bu menfi duruma işaret ederek uyarıda bulunmak bizim görevimizdir.” şeklinde konuştu.
DİTİB’in vaaz ve hutbelerinde sürekli terör ve şiddete karşı gelindiğini, tam aksine hoşgörü, insan sevgisi ve karşılıklı kabule vurgu yapıldığının altını çizen Türkmen, Yeni Zelanda’da Cuma kılan Müslümanlara yapılan saldırı dünya çapındaki camileri şok etmiş ve üzmüştür. Sri Lanka’da düzenlenen terör saldırılarına atfen, “Bizim dinimiz barış ve birlikte yaşamın dinidir. Sizin terörünüzü ve nefretinizi reddediyoruz. Terör kurbanları ile dayanışma içerisindeyiz. Dualarımız bu saldırılarda hayatlarını kaybedenlerle beraberdir.” diye belirtti.
Köln Başkonsolosu Ceyhun Erciyes ise ırkçılık, yabancı düşmanlığı, ayrımcılık yapanlara, toplumdaki korkulardan beslenmeye ve bunlardan siyasi çıkar temin etmeye çalışanlara dur denilmesi gerektiğini vurguladı.
Türk toplumun Almanya’nın kalkınmasında, gelişmesinde terini ve emeğini ortaya koyduğunu ifade eden Erciyes, “Artık Almanya’nın ayrılmaz bir parçası haline gelen Türk toplumu, karşılıklı saygı ve hoşgörü ortamında Almanya’nın geleceğine daha farklı katkı yapabilecektir” dedi.
Erciyes, “Yeni Zelanda’da camide ibadet eden insanlara, Sri Lanka’da kilise ve otellere saldıranlar içimize korku salmayı ve bizleri bölmeyi amaçlamaktadır. Korku ve nefretten beslenenlere karşı hep birlikte sesimizi yükseltmeliyiz.” ifadelerini kullandı.
Eğitimin önemine de değinen Erciyes, burada yaşayan Türk toplumunun sosyal hayatta her açıdan daha etkin hale gelebilmesi, siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda içinde yaşadığı topluma daha fazla katkı sağlayabilmesi için eğitimin temel koşul olduğunu vurguladı.
Almanya Protestan Kilisesi Yüksek Meclis Üyesi Dr. Detlef Görrig ve Almanya Katolik Kilisesi Ulrich Pöner de yaptıkları konuşmalarda dini fanatizmi kınayarak, birlik ve beraberlik vurgusu yaptılar.
DİTİB Tasavvuf Müziği Ekibi‘nin musiki programının ardından ezanın okunmasıyla oruçlar açıldı ve birlikte iftar yemeği yenildi.
Ercüment Aydın / Köln