Gelin gittiği köyde süt işletmesi kurdu
Hatay’ın Altınözü ilçesine bağlı başka bir köyden 37 yıl önce Kozkalesi’ne gelin giden 63 yaşındaki Fevziye Öztürk, eşinin düzenli bir mesleği ve işi olmaması nedeniyle zor günler geçirdi.
O yıllarda aile bütçesine katkı için küçük bir kazanda günlük 5 kilogram sütten yoğurt, tereyağı, peynir, kaymak ve çökelek yaparak satmaya başlayan girişimci kadın, bu işi 7 yıl boyunca sürdürdü.
Ürünlerinin beğenilmesiyle yeni arayışa giren Öztürk, Hatay’a özgü tuzlu yoğurt ve tereyağı üretimine geçti.
Öztürk, geleneksel yöntemlerle yaptığı ürünlerinin farklı ilçelere satılması üzerine işletme kurmaya karar verdi.
Evinin bahçesine soğuk hava depolu tesis kuran kadın, eşi ve çocuklarının da yardımıyla günde 3 ton sütü işleyerek süt ürünleri satmaya başladı.
“Tüm çocuklarımı bu işle üniversitede okuttum”
Dört çocuk annesi Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, köyde doğup büyüdüğünü ve okula hiç gidemediğini belirtti.
Eşinin o yıllarda düzenli bir işi olmadığını anlatan Öztürk, “Eşimin mesleği yoktu. Ben de oturmayı hiç sevmem, çalışmak istedim. 5 kilogram süt ile başladım ve 7 yıl peynir ve diğer süt ürünleri yapıp sattım. Sonra günden güne iş büyüyüp gitti. Tüm çocuklarımı bu işle üniversite okutup evlendirdim.” şeklinde konuştu.
İşe başladığı ilk yıllarda çocuklarının küçük olduğunu söyleyen Öztürk, geceleri çocuklar uyuduktan sonra sabaha kadar çalıştığını vurguladı.
Kazandığı parayla evin bodrumunda tek odada yaptığı işi büyüterek tesis kurduğunu anlatan Öztürk, şöyle devam etti: “Şu an günde 3 ton süt ile tamamen doğal tuzlu yoğurt ve tereyağı yapıyoruz. Hatay’ın çeşitli ilçelerine gidiyor. Sipariş olsa 5 ton yapabilecek kapasitedeyiz. Ben hariç 3 kişi çalışıyoruz. Şu an çocuklarım burada, onlar da yardımcı oluyor. Ürünleri kamyonetimizle ilçelere götürüp toptan olarak satıyoruz. Tuzlu yoğurt kilogramı 8,5-10 lira arası, tereyağı ise 28-30 lira arası satılıyor.”
“Doğal ürünün kıymeti bilinmiyor”
Öztürk, piyasadaki katkılı ürünlerden şikayet ederek, bu ürünlerin kendi doğal ürünlerinin satışını etkilediğini söyledi.
Hiçbir ürününde katkı kullanmadığını aktaran Öztürk, “Maalesef doğal ürünün kıymeti bilinmiyor. Vatandaş ucuz olana kaçabiliyor. Benim tuzlu yoğurt ve tereyağım el yapımı, temiz, katkısız ve ocakta yapılıyor. Bu tesiste köy usulü pişirmeyi modernleştirdik. İnsanlar doğal ürün ile katkısız ürünü ayırmalı. Herkes sağlıklı olan doğal süt ürünlerini tüketmeli.” ifadelerini kullandı.
Sağlığı el verdiği sürece bu işi yapacağını kaydeden Öztürk, yaşlandığında yine boş durmayacağını ve çiçek, bitki yetiştirip satmayı düşündüğünü sözlerine ekledi.