Trump: ‘Demokrat Parti’ye oy veren her Yahudi ya bilgisizdir ya da sadakatsiz’
ABD Başkanı Donald Trump, Temsilciler Meclisi üyesi Müslüman kadın milletvekilleri Raşide Tlaib ve Ilhan Omar ile İsrail’e ilişkin yaşadığı tartışmaya atıfta bulunarak, ABD’de yaşayan bir Yahudi’nin Demokrat Parti’ye oy vermesinin kendi toplumuna sadakatsizlik olduğunu savundu.
Trump, Oval Ofis’te gazetecilere yaptığı açıklamada, “Demokrat Parti nereye gitti? Nereye gitti ki İsrail Devleti yerine bu iki kişiyi savunur hale geldiler? Bence Demokrat partiye oy veren bir Yahudi ya bilgisizdir ya da büyük bir sadakatsizlik içindedir.” dedi.
Trump’ın bu ifadeleri, ABD’deki Yahudi-Amerikan sivil toplum kuruluşları tarafından kınandı.
“Trump anti-semitizmin kalıplaşmış fikirlerini tekrar ediyor”
ABD Yahudi Demokratik Konseyi Direktörü Halie Soifer, Trump’ın sözlerinin “anti-semitizmi siyasallaştırma ve siyasette silah olarak kullanma eğiliminin son örneği” olduğunu söyledi.
Soifer, “Başkan’ın beyaz milliyetçiliğe cesaret vermesi nedeniyle anti-semitik saldırların yoğunlaştığı böyle bir dönemde, Trump anti-semitizmin kalıplaşmış fikirlerini tekrar etmekten başka bir şey yapmıyor.” ifadelerini kullandı.
İsrail yanlısı, liberal J Street hareketinin kurucularından Logan Bayroff da “Başkan’ın Kongre’deki farklı etnik aidiyete mensup ilerici kadınlara yönelik ırkçı ve iki yüzlü karalama kampanyasının Yahudilere hakarete kadar varması sürpriz olmadı. Trump’ın Amerikan Yahudi topluluğunun büyük bölümünü akılsız ve ‘sadakatsiz’ olarak nitelemesi çok tehlikeli ve utanç verici.” değerlendirmesinde bulundu.
“Yahudilerin karşı karşıya kaldığı en tehlikeli suçlama”
İsrail İçin Demokratik Çoğunluk Hareketi temsilcileri Lewis ve Mark Mellman da grup adına yaptıkları açıklamada, Yahudileri “sadakatsizlik” ve “hainlikle” suçlamanın 1930’ların Avrupa’sında kullanılan anti-semitik söylemleri hatırlattığını vurguladı.
Açıklamada, şu ifadeler kaydedildi: “Bu sözler son zamanlarda Yahudilerin karşı karşıya kaldığı en tehlikeli, en galiz suçlamalardan biri. Yahudiler yüzyıllardır sahte sadakatsizlik ithamlarıyla katledildiler, mahkum edildiler ve işkenceye uğradılar.”
Öte yandan Cumhuriyetçi Parti’yi destekleyen Yahudilerin kurduğu Cumhuriyetçi Yahudi Koalisyonu adlı kuruluştan Trump’ın sözlerine destek geldi.
Açıklamada şöyle denildi: “Başkan Trump haklı. Sizden, dininizden ötürü nefret eden insanları koruyan, cesaretlendiren bir partiyi savunmak büyük bir sadakatsizlik içinde olduğunuzu gösteriyor. Cumhuriyetçi Parti nadiren de olsa seçilmiş üyelerinin anti-semitik tavırlarıyla karşılaştığında daima kesin ve kararlı bir tutum göstermiş, böyle kişileri cezalandırma ve dışlama yoluna gitmiştir.”
ABD’li Yahudiler’in büyük çoğunluğu Demokrat Parti’yi destekliyor
Kamuoyu yoklamaları, ABD’de yaşayan Yahudi kökenli vatandaşların çoğunun İsrail devletinin politikalarına destek vermediği gibi iç siyasette de çoğunlukla Demokrat Parti’ye oy verdiklerini gösteriyor.
Associated Press haber ajansının VoteCast firmasıyla yürüttüğü seçim anketi, geçen yıl Yahudi seçmenlerin yüzde 72’sinin Temsilciler Meclisi seçimlerinde Demokrat Parti adaylarını desteklediklerini ortaya koymuştu. Öte yandan aynı ankete katılan Yahudi seçmenlerin yüzde 72’si Trump’ın Başkan olarak performasından memnun olmadıklarını ifade etmişti.
Merkezi Washington’da bulunan Pew Araştırma Merkezi, nisanda yaptığı ankette ülkedeki Yahudi vatandaşların yüzde 42’sinin Trump’ın Filistin-İsrail anlaşmazlığında İsrail’e gereğinden fazla destek olduğu görüşünü dile getirmişti. Trump yönetiminin Filistin’i gereğinden fazla desteklediğini belirten katılımcıların oranı ise yüzde 6’da kalmıştı.
Trump’ın Demokrat milletvekilleriyle tartışması
İsrail, 15 Temmuz’da İsrail işgaline karşı Filistin’le dayanışma için İşgal Altındaki Topraklar’ı ziyaret etmek isteyen ABD Temsilciler Meclisi üyeleri Raşide Tlaib ve Ilhan Omar’a ülkeye giriş yasağı getirmişti. Ardından yapılan resmi açıklamada ise, Filistin kökenli olan Tlaib’e yalnızca büyükannesini ziyaretine izin verildiği kaydedilmişti.
Tlaib, İsrail’e tavrına “boyun eğmeyi reddettiği için” ziyaretten vazgeçtiğini ifade etmişti.
Filistin çevrelerinde öfkeyle karşılanan İsrail’in kararı, “ahlak dışı ve Amerikan halkına vurulan bir tokat” olarak değerlendirilmişti.
Twitter’dan yaptığı açıklamayla Tlaib ve Omar’ı “İsrail ve Yahudi düşmanı” olarak tanımlayan Trump, bu vekillerin İsrail’e girişinin engellenmesi gerektiğini savunmuştu.
Trump, “Eğer İsrail, Vekil Omar ve Tlaib’in ülkeye girişini engellemezse büyük bir zayıflık göstermiş olur. Onlar, İsrail ve Yahudilerden nefret ediyor ve bu fikirlerini değiştirmek için yapılabilecek hiçbir şey yok. Minnesota ve Michigan, bu vekilleri tekrar Kongre’ye sokmakta çok zorlanacak. Reziller.” ifadelerini kullanmıştı.
Trump yönetiminin İsrail’e desteği
Trump göreve geldiğinden bu yana ABD yönetiminin Filistin konusunda İsrail çizgisini destekleyen bir pozisyon benimsedi.
ABD, Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararı, Filistin’e yönelik yardımların kesilmesi ve Beyaz Saray Kıdemli Danışmanı olan damadı Jared Kushner’in öncülük ettiği iki devletli çözüm öngörmeyen “Yüzyılın Anlaşması” gibi girişimlerde, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail hükümetine yakın çizgide politikalar izledi.