Galatasaray’da oynayan Roman Kosecki’ye 13 yaşındayken duyduğu hayranlığı sayesinde futbolu ve yeteneklerini keşfeden Nurcan Çelik, top sektirmeye ilk olarak Bursaspor’da başladı.
Önceden Milli Takımda kalecilik de yapan Çelik, 10 yıl önce kadınların da futbolda var olduğu gösterebilmek, bu alana ilgi duyan kız çocuklarına destek olabilmek için Akdeniz Nurçelik Sporu kurdu. Kulübün başkanlığını yapan, aynı zamanda oyuncusu da olan Çelik’in genç, yıldız, minik ve A takımlarında kızlar futbol oynuyor.
Çelik’in spora olan tutkusu ve yaşam biçimi 2 kez yakalandığı kanseri de yenmesinde en büyük etken oldu. Tiroit kanseri nedeniyle 2 yıl sahalardan uzak kalan Çelik, ardından meme kanseri sonucu da bir göğsünü aldırmak zorunda kaldı.
Enerjisi bol, dinamik ve kadınlar için bir şeyler yapabilmenin mutluluğunu yaşayan Çelik, futbolun estetik olarak kadınlara daha çok yakıştığını gösteriyor.
“8 Mart Dünya Kadınlar Günü ” kapsamında hayat hikayesini AA muhabiriyle paylaşan Çelik, 27 yıl önce başlayan futbol hayatını halen aktif olarak devam ettirdiğini söyledi.
Kulüple kadınlara farklı bir alan yarattı
Çelik, futbola ilgi duymaya başladığı dönemlerde Türkiye’de kadınlar ligi olmadığını belirterek, “Benim ‘Kadınlar futbol oynar mı?’ diye kafamda tasarladığım bir şeydi. O dönemde kendimi geliştiriyordum. Daha çok erkeklerle vakit geçiren bir kız çocuğu olduğum için onların oyun alanına girmek istedim. Futbol Türkiye’de ve dünyada erkek egemenliği altında bir spor. Dolayısıyla ‘Kadınlar da bunu yapar mı?’ diye bu yolda yürümek istedim.” dedi.
Futbol kulübüyle kadınlara farklı bir alan yaratan Çelik, “8-9 yaş grubundan başlayarak A takımına kadar oyuncuların yer aldığı kulüpte amacımız sadece kadınlara yönelik bir şeyler yapabilmek. Kadınlara bir kapı açıp, o kapıda istedikleri yolu doğru bir şekilde yürümelerini sağlamaya çalışıyoruz. Futbol oynamak isteyen, bunu hedefleyen bir sürü kız çocuğu var. Onlara, futbol oynarken meslek edinmelerini sağlayan bir kapı açtığım için çok mutluyum.” ifadelerini kullandı.
Çelik, sabahları güne sporla başladığını, akşamları da takım idmanı yaptıklarını, sporla dolu bir gün geçirdiğini dile getirerek, kulübün yöneticiliği yapmanın getirdiği zorlukları anlattı.
Türkiye’de kadın futbolunun yarı amatör yarı profesyonel yapıldığını, ancak Türkiye geneli oynandığı için profesyonel işleyen bir lig olduğunu belirten Çelik, “Bunun da zorlukları oluyor. En yakın mesafe Ankara oluyor. Deplasmanlı bir lig. Bunun finans tarafını desteklemek, kaynak sağlamak çok zor. Zaten kadınların bir mecrada yer alması zor.” dedi.
“Tek rakibim kendim”
Nurcan Çelik, Milli Takımda kaleci olarak oynarken 2008’deki kampta tiroit kanseri olduğunu öğrendiğini belirterek, şöyle devam etti: “Zorlu bir tedavi süreci oldu, ağır geçti. Çabuk atlattım. Hastalığım döneminde futbola ara vermek zorunda kaldım. Tedavi sırasında özel bir alanda yaşamanız ve beslenmeniz gerekiyor. Sonrasında 2012’de meme kanserine yakalandım. Sağ göğsüm alındı. Tedavi sürecinde 2 sene takımdan ayrı kalmak zorunda kaldım. Spor yapamıyorsunuz, hatta hiçbir şey yapamıyorsunuz. Aktif bir sporcu için gerçekten bir yıkım. Sevdiğim bir şeye sıkı sıkı sarıldığımı keşfettim ve bu da beni hayatta tutmaya sebep oldu. O yüzden çok mutluyum, iyi ki de spor yapıyorum. Sporcu, savaşçı insandır ve hayatın her yönünde, her şeyle savaşabilecek güce de sahiptir. İyi ki de sporcuyum. Hastanede tanıdığın bir çok arkadaşımı kaybettim. Ben bile kendimin döneceğini düşünmüyordum. Döndükten sonra son 3 yıldır da aktif olarak futbol oynuyorum. Çok da eksiğim olduğunu düşünmüyorum. Kadın olarak bir uzvunuzu kaybediyorsunuz. Zor geçen bu süreçte ciddi psikolojik destek görmeniz gerekiyor. Ben bu süreçte sadece psikolojik destek olarak futbolu kullandım. Kendi kulübümü kullandım. Ekstra bir destek almadım. Kendim yenebilirim, aşabilirim diye düşündüm. Öyle de oldu. Kendimi çok şanslı hissediyorum.”
Çelik, kadın futbolunun oldukça ilerlediğini, başladığı dönemde lisanslı oyuncu sayısı 250 civarındayken şimdi 6-7 binlere kadar çıktığını dile getirerek, “Dünyada kadın futbolu inanılmaz bir seviyeye geldi. Neredeyse erkeklerin temposunu yakalamak üzere. Ben kendimle yarışıyorum, bir rakiple yarışmıyorum. Ne kadar bir adım önde olursan benim için kardır. Tek rakibim kendim, diyebilirim.” ifadelerini kullandı.
Dünya Kadınlar Günü’nü de kutlayan Çelik, “Kadın demek, güç demek. Erkek evladı doğuyorsunuz, gün geliyor, yapmak istediğiniz birçok fırsata engel oluyor. Bu duruma çok üzülüyorum. Dilerim kadın ve erkek eşitliği olur. Fiziksel eşitliğimiz tabii ki yok, ama zihinsel eşitlik gerekir. Futbol aslında erkeklerin alanı değil, bir spor alanı. Futbol erkeklerle tanındığı için erkek egemenliği altında. Kadın da inanın çok güzel futbol oynayabiliyor, daha estetik olabiliyor. Tempo olarak çok hızlı değil kadın futbolu ama estetik olarak harika bir gösteri sunabiliyor size. Futbolumuzu izlemeye gelenler keyif aldıklarını söylüyor. Kadın da gerçekten güzel futbol oynayabiliyormuş.” diye konuştu.