‘İrini operasyonu, Hafter’e gelen silahları denetlemeyen, meşru Libya hükümetini cezalandırmaya yönelik harekattır’
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Türk bayraklı bir ticari geminin İrini Harekatı kapsamında Türkiye’nin rızası olmadan denetime tabi tutulması hakkında bir soruya cevap verdi.
Akdeniz’de Türk gemisinde hukuk dışı arama
“İrini Harekatı, Avrupa Birliği (AB) tarafından yürütülen ancak amacı ve faydası tartışmaya açık bir harekattır.” ifadesini kullanan Aksoy, bu harekat çerçevesinde dün “Hamburg” isimli Alman savaş gemisinin, Ambarlı Limanı’ndan Misurata’ya boya, boya malzemesi ve insani yardım malzemesi taşımakta olan “MV Roseline A” adlı Türk bayraklı ticaret gemisini sabah saatlerinde ayrıntılı şekilde sorguladığını belirtti.
Aksoy, kaptanın iş birliği göstererek geminin yükü ve seferi hakkında ayrıntılı bilgi paylaştığını, buna rağmen saat 17.45’te İrini Harekatı silahlı unsurları tarafından gemiye çıkılarak uzun saatler süren bir “denetleme” yapıldığını bildirdi.
Kaptan dahil tüm personelin zorla üstlerinin arandığını aktaran Aksoy, “Bütün personel bir yerde toplanarak alıkonulmuş, kaptanın başına silahlı asker dikilerek zor kullanmak suretiyle konteynerler aranmıştır.” bilgisini paylaştı.
“Müdahale rızamız dışında gerçekleşti”
Aksoy, “Söz konusu müdahale, ne bayrak devleti olarak ülkemizin, ne de gemi kaptanının rızası alınarak gerçekleştirilmiştir. Kaptanın taşınan kargonun niteliğine dair beyanlarına rağmen muğlak bir şüphe üzerine başlatılan ve gece yarısı sonrasına kadar devam eden bu müdahale ancak ülkemizin ısrarlı itirazları üzerine sonlandırılmıştır. Silahlı personel sabaha kadar ticaret gemisinde beklemiş, sabah saat 09.38’de gemiyi terk etmiştir.” açıklamasında bulundu.
“Esefle karşılıyoruz”
“Silah ambargosunu ihlal etmediği görülen Türk gemisinin, ağır hava şartları altında saatlerce güzergahından alıkonulmasını ayrıca denetleme sırasında personele adeta suçlu muamelesi yapılmış olmasını esefle karşılıyoruz.” ifadesini kullanan Aksoy, yetkisiz ve güç kullanılarak yapılan bu eylemi protesto ettiklerinin altını çizdi.
Aksoy, bundan doğabilecek zarar ve kayıplara karşı ilgili gerçek ve tüzel kişilerin her türlü tazminat hakkının tabiatıyla saklı olacağına dikkati çekerek “Uluslararası sularda, ticari gemilere müdahale edilebilmesi için bayrak devletinin rızasının alınması esastır. Libya silah ambargosuna dair Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararları bu yükümlülüğü ortadan kaldırmamaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.
AB’nin ne meşru Libya hükümetiyle ne Türkiye’yle ne de NATO’yla istişare etmeden başlattığı İrini Harekatı’nın tarafsızlığının halihazırda tartışmalı olduğunu kaydeden Aksoy, bu durumda Türkiye’den Libya’ya taşımacılık yapan gemilere uygulanan bu çifte standartlı ve hukuk dışı muamelenin asla kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Aksoy, “Daha önce de birçok kez belirttiğimiz gibi İrini operasyonu, taraflı bir operasyondur. Darbeci Hafter’e gelen silah desteklerini denetlemeyen, keyfi uygulamalarda bulunulan, meşru Libya hükümetini cezalandırmaya yönelik bir harekattır.” mesajını verdi.
İrini Harekatı
İrini Harekatı, BM’nin Libya’ya yönelik silah ambargosunun denetlenmesi için Avrupa Birliği (AB) tarafından Akdeniz’de başlatılan tartışmalı bir operasyon olma özelliği taşıyor.
2292 No’lu BMGK kararında meşru hükümet olarak yer alan Milli Mutabakat Hükümeti ile istişare ve izin zorunlu kılınmış olmasına rağmen başlatılan İrini Harekatı, taraflı ve yasa dışı bir operasyon olarak tepki çekiyor.
Bazı Avrupa ülkeleri, AB fonlarından yararlanabilmek için operasyona ses çıkarmazken, daha cesur davranan bazı ülkeler ise tepkilerini koyarak operasyondan çekiliyor.