“Aşı milliyetçiliği” dünyaya felaket mi getirecek?
Dünyanın Kovid-19 salgınından çıkış umudu olan aşılar az sayıda ülkede uygulanmaya başlasa da yoksul ülkelerin aşıya erişiminin kısıtlı olması “aşı milliyetçiliği” tartışmalarını beraberinde getirdi.
Toplamda 4 milyar 627 milyon nüfusun yaşadığı 58 ülkede aşı uygulanmaya başladı. Ancak ilk aşının uygulanmasının üzerinden neredeyse 3 ay geçmesine rağmen, 3 milyar 212 milyon nüfusun yaşadığı 136 ülkede henüz yaygın aşılama başlamadı. Bu ülkelerin çoğu ise Güney Yarım Küre’de yer alıyor. Afrika’da 51, Asya-Pasifik bölgesinde 45, Orta ve Güney Amerika’da 26, Avrupa’da 14 ülkede klinik denemeler haricinde henüz hiç kimse aşılanamadı.
Öte yandan, AB ile aşı üreticileri arasında, taahhüt edilen aşı miktarının karşılanmaması nedeniyle başlayan kavga kızışıyor. AB, kıta içinde sevkiyat kısıtlamalarına giden aşı üreticilerini, başka bölgelere sevkiyatı sürdürmekle suçluyor.
Avrupa’da bu tartışmalar sürerken, düşük gelirli ülkelerin öngörülebilir gelecekte nüfuslarının üçte birini dahi aşılayabileceklerine dair beklenti yok. 1 milyar 350 milyon nüfusa sahip Afrika, aşı dağıtımındaki eşitsizliğin en çarpıcı örneği. Kıtada şu ana kadar yalnızca 3 ülkede toplam 120 bin aşı yapılabildi.
Üretilen aşıların yüzde 85’i sadece 10 zengin ülkeye dağıtılırken, hala aşının tedarik edilemediği onlarca ülkeninbulunması, “aşı milliyetçiliği” kavramını ortaya çıkardı. Aşı tartışmaları dünyadaki siyasi ve ekonomik adaletsizliği bir kez daha gözler önüne sermiş durumdayken, aşının eşit ve adil paylaşılmaması, küresel boyuttaki salgının tamamen kontrol altına alınmasını önleyebilir. Büyük güçlerin aşılarda öncelik tutumlarının faturasını yüz milyonlarca insanın yaşadığı yoksul ülkelerdeki insanlar ödeyecek gibi gözüküyor.
Anadolu Ajansı, Kovid-19 aşısının dağıtımındaki adaletsizliği alanında uzman isimlerle konuştu.