Yeryüzü Doktorları Bangladeş’teki Arakanlı mülteciler için çalışmalarını kesintisiz sürdürüyor
Yeryüzü Doktorları’nın (YYD) Rohingya Müslümanları için yürüttüğü faaliyetlere dair değerlendirmelerde bulunan YYD Proje Koordinatörü Belma İbisevic, Ağustos 2017 sonunda yeniden şiddetlenen krizin 5. yılına girdiğini ve yakın dönemde son bulmasının beklenmediğini söyledi.
Özellikle Şubat 2021’de Myanmar’da gerçekleştirilen askeri darbeyle Myanmar’ın siyasi durumu ve Rohingyaların geleceğinin tamamen belirsizleştiğini ifade eden İbisevic, krizden kaçan mültecilerin yaklaşık bir 1 milyonunun Bangladeş’e sığınmak zorunda kaldığını ve ülkenin en savunmasız ve yoksul bölgelerinden biri olan Cox’s Bazar’daki mülteci kamplarına yerleştirildiklerini belirtti.
Çevresel faktörler ve virüs tedbirleri mültecilerin hayatını daha da zorlaştırıyor
İbisevic, mültecilerin çektikleri sıkıntıların üzerine bir de çevresel faktörler ve temel ihtiyaçların eksikliğinin eklenmesiyle yaşama tutunmanın iyice zorlaştığını dile getirdi.
Mülteci yerleşkelerinin engebeli kumlu tepeler üzerine kurulduğunu ve bölgede yaşamı en çok zorlayan faktörün iklim şartları olduğunu aktaran İbisevic şöyle devam etti:
“Muson mevsimi süresince oldukça fazla yağış ve rüzgara maruz kalan bölgede iklim nedeniyle birçok hastalık ortaya çıkıyor. Şiddetli yağışlar mülteci yerleşkelerinin (çadır/ bambu evler) yıkılmasına, bu sebeple hijyen problemi yaşamalarına neden oluyor.
Yine yağış sebebiyle, kişiler bu dönemde evlerinden dışarıya çıkamıyor, temiz su ve gıda ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor. Bu durumun sonucu olan yetersiz beslenme de aynı hijyen eksikliği gibi birçok hastalığın oluşmasına sebep oluyor.”
İbisevic, tüm bunların üzerine Bangladeş hükümetinin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle 9 Nisan 2020’de bu kamplara giriş-çıkış yasağı getirdiğini, bu sebeple mültecilerin temel ihtiyaçları için hareket imkanlarının iyice kısıtlandığını ifade etti.
YYD, mültecilere ücretsiz sağlık hizmeti, gıda ve hijyen desteği veriyor
Rohingya mülteci kamplarının dünyanın en büyük ve en kalabalık mülteci kamplarından olduğunu hatırlatan İbisevic, bu sebeple temiz su, hijyen, gıda ve sağlık hizmetleri sağlanmasının mültecilerin en öncelikli ihtiyaçları olduğunu aktardı.
İbisevic, ayrıca mültecilerin barınma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini ve her muson mevsimi döneminde hasar gören barınakların sağlamlaştırılmaya ihtiyaç duyduğunu belirtti.
YYD olarak, 2017 yılından bu yana Cox’s Bazar’da bulunan mülteci kampında çeşitli faaliyetler yürüttüklerini, ayrıca mültecilere enjeksiyon ve ayakta tedavi gerektiren sağlık hizmetlerini sağlayarak ücretsiz ilaç desteği verdiklerini ifade eden İbisevic, bunun dışında hijyen paketleri dağıtımı, kurban ve ramazanlarda gıda yardımları gerçekleştirdiklerini aktardı.
İbisevic, 2020 yılında mültecilere yönelik katarakt ameliyatları da gerçekleştirdiklerini belirterek, 2021 yılının ihtiyaçları doğrultusunda faaliyetlerini sürdürdüklerini ifade etti.
YYD’nin yardımlarından 119 bin 771 mülteci faydalandı
Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisinin (OCHA) Nisan 2020 tarihli raporuna göre Bangladeş’te bulunan mülteci kamplarına sığınan Rohingyaların sayısının 860 bin 175 kişi olduğunu hatırlatan İbisevic, bölgede en çok eksikliği hissedilen temel ihtiyaçlardan birinin de birinci basamak sağlık hizmetlerine ulaşım konusu olduğunu hatırlattı.
Bu ihtiyaca cevap vermek için YYD’nin devreye girdiğini aktaran İbisevic, “Biz 2019 yılından bu yana sürdürdüğümüz mülteci sağlığı merkezimizde 2020 yılı sonuna kadar toplamda 36 bin 617 kişiye birinci basamak sağlık hizmeti sunduk ve sunmaya devam ediyoruz.” dedi.
İbisevic, 2017 yılından bu yana bölgede gerçekleştirilen birinci basamak sağlık hizmeti, gıda yardımları, hijyen kiti, katarakt organizasyonlarıyla toplamda 119 bin 771 kişiye ulaşıldığını ifade etti.
YYD’nin sürdürülebilirlik ilkesi temelinde hareket ettiklerini söyleyen İbisevic, Mülteci Sağlığı Merkezinde Rohingyalı mültecilere ücretsiz şekilde ve devamlı olarak birinci basamak sağlık hizmeti verdiklerine dikkati çekti.
Bölgede beslenme sorunlarının yaşandığı ve bu sorunla birlikte hastalıkların arttığına dikkati çeken İbisevic, Mülteci Sağlığı Merkezine ek olarak bölgede Beslenme Sağlığı Merkezi kurulması için çalışmalar yürüttüklerini de aktardı.
Mülteciler açısından ulaşılabilirlik kritik önem taşıyor
İbisevic, “Mülteci Sağlığı Merkezimiz dışında 5 tane daha birinci basamak sağlık hizmetleri veren Merkez var. Merkezimiz konum olarak kampın en kolay erişilebilir bölgesinde yer alıyor bu da acil bir sağlık sorunu yaşadıklarında kolayca merkezimize ulaşmalarını sağlıyor.” diye konuştu.
Kolay ulaşılabilir olmanın mültecilere yönelik hizmetlerin yürütülmesi bakımından önemli olduğunu vurgulayan İbisevic, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Örneğin, Eylül 2020’de, 18 aylık bir bebeğin ayağına kızgın yemek yağı dökülmüştü. Oluşan yara çok derin olduğu için anne bebeğini kamptaki en yakın merkezi sağlık kuruluşu olan mülteci merkezimize getirmişti. Hasta merkezimize ulaştığında vücudunun yüzde 10’u yanmış durumdaydı. Doktorlarımız ilk müdahaleyi yaptıktan sonra hastayı bölgedeki yerel hastaneye sevk etti. Sağlık merkezimizin kolay ulaşılabilirliği, bebeğin yaşadığı kazadan en az hasar ile kurtulmasına olanak sağladı.”
Mülteciler Türk insani yardım kuruluşlarına güvenden de öte teslimiyet hissiyle yaklaşıyorlar
Rohingya krizinin başladığı günden bu yana bölgede birçok Türk insani yardım kuruluşunun hizmet verdiğini ve Arakanlıların Türkiye’ye bakışlarının farklı olduğunu ifade eden İbisevic, “Mülteci kamplarında yaşayan ihtiyaç sahipleriyle konuştuğumuzda Türkiye’yi tarihsel bağlarla tanıdıklarını gördük. Bölgede sağlık alanında hizmet veren önemli Türk insani yardım kuruluşlarından olduğumuz için bölge halkının merkezdeki personele duyduğu hissin güvenden de öte teslimiyet olduğunu gözlemliyoruz.” ifadelerini kullandı.