DİTİB Genel Başkanı Aşıkoğlu‘ndan Kurban Bayramı Mesajı
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Genel Başkanı Prof. Dr. Nevzat Yaşar Aşıkoğlu, Kurban Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayınladı.
DİTİB Genel Başkanı Aşıkoğlu, yayımladığı yazılı mesajda, şu ifadeleri kullandı:
Hayatın hızlı akışı içinde çoğu zaman bilinçsiz ve sorumsuz şekilde tükettiğimiz zaman sermayesini, barış, sevgi, huzur, paylaşım ve kardeşlik gibi değerlerle kazanca dönüştürme imkanı sunan kutlu zaman dilimlerinden birine, bir Kurban Bayramına daha erişmenin mutluluğu içindeyiz. İslâm âlemi olarak 21 Ağustos 2018 Salı günü bir Kurban Bayramını daha tekbirlerle karşılayacağız. Hikmet, mağfiret, bereket dolu bayram günlerini hep birlikte idrak edeceğiz. Rabbimize sonsuz hamdü senalar olsun.
Kurban Bayramı günleri, Hz. İbrahim’in duasıyla müminlerin tek yürek, tek vücut oldukları, aynı iman ve aynı ruhla mübarek ve mukaddes topraklara geldikleri, tek parça örtülerine bürünerek her türlü ayrıştırıcılığı bıraktıkları, tek merkezde, Kâbe’de tavaf ettikleri, tek meydanda, Arafat’ta toplanarak hac farizasını yerine getirdikleri mübarek zaman dilimleridir. Kurban Bayramı günleri aynı zamanda bütün müminlerin İbrahimî bir arayışla Rabbimizin kendilerine lütfettiği nimetlere şükranlarının bir ifadesi olarak Kurban ibadetini eda ettikleri mübarek vakitlerdir.
Kurban bayramı ve hac, barışın esenliğin, birlik içinde duanın, yakarışın; statülerden arınarak eşitlenmenin, kendini bilmenin, tefekkürün, tezekkürün, yenilenmenin; sabrın, nefisleri terbiye etmenin, hiç bir canı incitmemenin, yok etmemenin, geçmişi idrak etmenin, yoksula, kimsesize, çaresize yakınlaşmanın bayramıdır.
Hac, bize birliği, vahdeti, kurban ise bize, dini sadece ve sadece Allaha has kılarak O’na teslim olmayı ve nefsimizi terbiye ederek insan neslinden kan akıtmamayı sembol diliyle ifade etmektedir. Hac ve Kurban, aynı zamanda birbirini tamamlayan birer ibadet olarak müminlerin Rablerine olan ilticalarını yansıtmaktadır. Dinimizin en önemli ibadetlerinden olan Hac ve Kurban ibadetinin eda edildiği Kurban Bayramı günleri bizlere çok güçlü, çok cepheli ve çok anlamlı bir şekilde bir borç, bir sevinç, bir duygudaşlık ve bir bilinç olarak kendi öz mesajını her yıl duyurmaktadır. Kurban Bayramının bir yüzü öte dünyaya, bir yüzü bu dünyaya, bir yüzü geçmişe, bir yüzü geleceğe dönüktür. Kurban Bayramının metafizik yönü, Hz. İbrahim’den gelen tarihi ciheti, toplumsal vechesi ve nefislerimizi sürekli terbiye ederek geleceğimizi inşa etme özelliği sayesinde bizleri hem Rabbimize, hem mümin kardeşlerimize hem de tüm insanlığa yakınlaştırmaya devam edecektir.
Bayramlar, sevinçleri büyütme mevsimidir. Bu bayramda da sevinçleri dünya çapında büyütmeliyiz. Önce kendi gönüllerimiz bir sevinç yumağı hâline gelmeli, sonra özellikle varlık sebebimiz olan annelerimizin ve babalarımızın gönüllerini şad etmeliyiz ve onların hayır dualarını almalıyız. Bir tatlı söz işitmek için hayatın bütün ağırlığını paylaşmayı göze alan çileli eşleri mesrur etmeliyiz. Evlerin canlı bayramları olan çocukları sevindirmeliyiz ve yılda bir defa gerçekleşen bu ibadetin coşkusuyla tanıştırmalıyız. Gönüllerin ağır yükü olan küskünlükleri ortadan kaldırmalıyız. Selâmlaşarak, kucaklaşarak, ziyaretleşerek, kurban etlerini dağıtarak, ikramda bulunarak, bütün sokakların, bütün komşuların, bütün yurdumuzun, İslâm coğrafyasının ve bütün dünyanın gözlerine sevinç taşımalıyız.
Evinde ve yatağında ziyaretçi bekleyen insanlarımızı hatırlamalıyız; öksüz ve yetimlerin, kimsesiz ve ihtiyaç sahiplerinin yüzlerinin gülmesine ve ümitlerinin yeşermesine vesile olmalıyız. Bizimle bayram sevincine katılamayan, hapishane ve hastane köşelerinde, düşkünler yurdunda bulunanları ziyaret edip gönüllerini almalıyız. Vatanlarını terk etmek zorunda kalarak bu gurbet diyarına gelmiş mülteci kardeşlerimizi de unutmamalıyız. Sevinçlerimize onları da ortak etmeliyiz.
Bu duygu ve düşüncelerle, bütün bayramların bayram gibi yaşandığı, barış ve mutluluğun egemen olduğu, savaşların, akan kan ve gözyaşının geride kaldığı bir dünya için bayramların birer imkân olması temennisiyle, başta Almanya’da yaşayanlar olmak üzere bütün Müslümanların Kurban Bayramını kutluyor, âlem-i İslâm ve insanlık için hakikî anlamda bir bayrama ve sevince dönüşmesini Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.