Haberler

Bahçeli: ABD aynı anda Türkiye ve PKK’yı idare ediyor

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD’nin aynı anda hem Türkiye’yi hem de PKK\YPG’yi idare ettiğini söyledi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu.

Bahçeli “Türkiye ile ABD arasında varılan ortak mutabakat gereğince 18 Haziran 2018’de başlayan devriye turları ortak icraya dönüşmüştür. Ne var ki Türkiye’nin Menbiç’e obüs atışlarından sonra ABD ile YPG’nin Türkiye sınırında ortak devriye başladıkları ortaya çıkmıştır. Görünüşe bakılırsa ABD aynı anda hem Türkiye’yi idare etmekte hem de PKK/YPG’yi kullanmakta daha doğru bir ifade ile korumaktadır. Bu yanlıştır çifte standarttır, ikirciklidir. ABD 6 Kasım seçimleri öncesi yeni bir aldatma ve oyalama dönemini devreye almıştır.” dedi

“Herkesin etnik ve mezhebi kabulüne saygı duyuyoruz”

Bahçeli yaptığı konuşmada, son günlerde televizyon ekranlarında, gazete köşelerinde Türklüğün konuşulduğunu, ant bahanesiyle ölçüsü kaçan polemikler yaşandığını dile getirdi.

“Nerede kimliksizliğin tutsağı olan varsa, nerede soyu sopu karışık kişi bulunuyorsa ekranlara geçip ahkam kestiğini veya buldukları gazete sayfalarında yazıp çizdiğini” belirten Bahçeli, “Bu zevat hele bir cevap versin, her şeyi bitirdiniz, her konuyu çözüme kavuşturtunuz da geriye sadece ‘Türk milleti kimdir’ sorusuna cevap aramak mı kaldı? Nedir meseleniz, nereye varmak emelindesiniz, nereye ulaşmaktır derdiniz?” diye sordu.

“Kırdığınız ceviz kırkı geçti, kırk yıllık oduncu olduğunuzu söylerken baltanız defalarca taşa değdi.” ifadesini kullanan Bahçeli, şöyle devam etti:

“(Türk milleti kimdir?) sorusuna cevap arayanlar, söyleyiniz bize; asıl siz kimsiniz, neye ve hangi melun heveslere hizmetle tembihlendiniz? Kıyısında, köşesinde yer almadığınız bir değerle ilgili beyanat vermek, mensubiyetinden uzak olduğunuz beşeri cevheri dilinize pelesenk yapmak ne haddinize, ne hakkınızadır. Kimin ne olduğuyla ilgilenmiyoruz. Kimin neye inandığına bakmıyoruz. Herkesin aidiyet ve meşrebine, etnik ve mezhebi kabulüne saygı duyuyoruz. Ancak Türk milletini tartışmak, Türk ve Türkçülük üzerinden kara kampanyalar düzenlemek düşmana koz vermek, emperyalizme selam yollamaktır. Hiçbir milliyetçi ve ülkücü buna razı olmaz, bu pespayeliğe onay vermez.

Türklükte ırk arayan, Türk’ü ırkla sınırlandıran, Türkçülüğü ırkçılıkla bir ve aynı gören kim varsa tarihi ve devasa bir hatanın tam ortasındadır. Türk milletinin sosyo-kültürel kimliği binlerce yılın, onlarca asrın kaynaşmasıyla oluşmuştur. Türk dili, Türk töresi, Türk kimliği, Türk kültürü etrafında zaman harcı ile oluşan bu muazzam bileşenler İslam dini ile mana ve zenginlik kazanmıştır.”

“Ne Türklüğümüz budansın ne de Türkçülüğümüz buruşsun”

Bahçeli, yüreklerinin Türk milleti için attığını, nabızlarının vatan sevdasıyla çarptığını, gönüllerinin aziz şehitlerle yandığını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:

“Biz Türklüğümüzle övünürüz, çünkü Türk oğlu Türk’üz. Türk’üz, Türkçüyüz, Türk milleti için sadece yaşamayı değil, gerekiyorsa koşa koşa ölmesini de biliriz. Türkçülük ırkçılık değildir. Andımızı okumak, okunmasını istemek, haşa ve kata ezanın Türkçe okunmasına çanak tutmak hiç değildir. Vesayete umut bağlamak, statükoya yaslanmak bizim harcımız olamayacaktır. Ne ezan sussun, ne vatan bölünsün, ne Türklüğümüz budansın, ne de Türkçülüğümüz buruşsun. Yaşasın Türk milleti, var olsun Türkiye Cumhuriyeti, kahrolsun bölücülük, kökün kurusun eyyamcılık.”

Yeni sömürgeciliğin, insanlığın binlerce yıllık tecrübelerinden süzülerek gelen milli kültürleri tahrip etmeyi hedeflediğini belirten Bahçeli, “Gaye kimliksiz insan yığınlarından oluşan, kolay idare edilebilir bir dünyadır. Bu yıkım süreci bir milletin hayatta iken kendi ölümünü seçmesi demek olan toplumsal ötanaziye doğru yol almaktadır.” dedi.

Bahçeli, şunları söyledi:

“Tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar pervasızlaşan, Türk ve İslam dünyasına açık tehdit haline gelen yeni küresel emperyalizm, teslimiyeti reddeden milletleri parçalamaya odaklanmıştır. Yeni dünya düzeni denen bu tehdidin önündeki en büyük engel milli devletler ve güçlü millet varlığıdır. Bu nedenle küreselleşme, milli devletlerdeki yönetim iradesinin millet üstü birliklerle paylaşılmasını ısrarla dayatmaktadır. Bunun olmaması halinde alt kimliklerin tahriki devreye sokulmaktadır. Senaryonun özü ‘ya üste bağlan ve egemenliği paylaş, ya da alta in paylaşarak çözül’ biçiminde formüle edilmiştir. Buna müsaade etmeyeceğiz, bu saldırıya son nefesimize kadar, bedeli her neyse ödeyerek direneceğiz, iblisin bacağını kıracağız. Biz ‘herkes eşittir Türkiye’ diyen bir fikri olgunluğa, biz milletimizin her ferdini Cenab-ı Allah’ın eşsiz bir emaneti gören manevi doygunluğa, hiç kimsenin kökenine, yöresine, anasının diline bakmayan hoşgörü ve vicdani duyuşa sahip Milliyetçi Hareket Partisiyiz. Ama Türklüğümüzle de Türkçülüğümüzle de uğraştırmayız, kara çaldırmayız, ‘Türküm, doğruyum, çalışkanım” demekten de yorulmayız.”

Kaynak: AA, TRT Haber

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu