Avusturya’da “1915 Olaylarının Gerçek Yüzü” konferansı
Cengiz Parlayan
Avrasya İncelemeleri Merkezi analisti Mehmet Oğuzhan Tulun:”Son yıllarda bazı Avrupa ülkelerinde ‘Avrupa’nın ötekisi’ olarak konumlandırılan Türkiye’ye saldırmak, iç siyasette prim yapmanın yolu olmaya başladı”
Tulun, bazı Avrupa ülkelerinin parlamentolarınca alınan “soykırım kararlarının” tamamen iç siyasette prim yapmak için başvurulan bir yol olduğunu belirtti.
Türkiye’nin Viyana Büyükelçiliği tarafından “1915 Olaylarının Gerçek Yüzü” başlıklı bir konferans düzenlendi.
Tulun, burada yaptığı konuşmada, 1915 olaylarına ilişkin “tehcir” ifadesinin kullanıldığını, doğru ifadenin ise “sevk ve iskan” olduğunu söyledi. Tulun, “Ermeni toplumu Osmanlı toprakları içinde bir yerden başka bir yere taşınmıştır. Ülke dışında bir bölgeye gönderilmedikleri için batılıların kullandığı deportation (sürgün) ifadesi yanlıştır.” dedi.
Ermenilerin Anadolu’dan Suriye’ye sevk ve iskanı kararının nedensiz alınmadığına işaret eden Tulun, özellikle Ermeni radikal grupların hem bulundukları bölgelerde Müslüman nüfusa verdiği ciddi zarar hem de Rus ordusuyla yaptıkları iş birliğinin bu kararın başlıca nedenleri olduğunu dile getirdi.
“Ermeniler 518 bin Müslümanı katletti”
Tulun, 1915 olaylarından bir yıl önce Osmanlı Devleti’nin dışişleri bakanlığı görevinde bir Ermeni’nin bulunduğuna dikkati çekerek, “Sevk ve iskan kararı öncesi Ermeniler yaklaşık 518 bin Müslümanı katlettiler.” diye konuştu.
Sevk ve iskan kararının 27 Mayıs 1915’te alındığını hatırlatan Tulun, özellikle 24 Mayıs 1915’te Van’da yaşananların bu kararın alınmasını zorunlu hale getirdiğini söyledi. Tulun, Osmanlı Devleti’nin iddia edildiği gibi ülkedeki bütün Ermenileri sevk ve iskana tabi tutmadığına, Aydın, Edirne ve İstanbul’da yaşayan Ermenilerle birlikte Katolik mezhebine mensup kişilerin bu durumdan muaf tutulduğuna dikkati çekti.
Ermeni ölümlerine ilişkin tutarsız veriler
Avusturya’nın başkenti Viyana’da, Türkiye’nin Viyana Büyükelçiliği tarafından “1915 Olaylarının Gerçek Yüzü” başlıklı bir konferans düzenlendi.
Olaylar sonucunda hayatını kaybeden Ermenilere ilişkin kesin bir veri bulunmadığını belirten Tulun, “Ermeni ölümleri hakkında Ermeni yazarların rakamları 1915’te 300 bin ile başlamış, 1980’lerde 2 milyona kadar çıkmıştır.” dedi.
Tulun, şöyle devam etti:
“Ermeni soykırımı suçlaması daha ziyade diasporada yaşayan Ermenilerin, yaşadıkları ülkelerde asimile olmaya yüz tutan toplumlarını bir arada tutmak için kullandıkları bir tutkal görevi görmüştür. Diasporadaki Ermenilerde nesil değiştikçe Türkiye’ye yönelik nefret artış göstermiştir.”
Diaspora içindeki nefretin zamanla ASALA gibi terör örgütlerine dönüştüğüne işaret eden Tulun, “Terör nedeniyle dünyada görev başında en fazla diplomatını kaybeden dışişleri bakanlığı, ne yazık ki Türkiye Dışişleri Bakanlığıdır. 31 diplomat, 5 güvenlik görevlisi aileleriyle birlikte toplamda 70 kişi öldürülüyor.” ifadesini kullandı.
“İç siyasete alet ediliyor”
1915 olaylarının bazı ülkeler tarafından Türkiye’ye karşı koz olarak kullanıldığını vurgulayan Tulun, şunları kaydetti:
“Son yıllarda bazı Avrupa ülkelerinde ‘Avrupa’nın ötekisi’ olarak konumlandırılan Türkiye’ye saldırmak, iç siyasette prim yapmanın yolu olmaya başladı. Buna örnek olarak İtalya, Avusturya, Almanya, Hollanda, Belçika gibi ülkeler gösterilebilir.”