Bosna Hersek’in Stolac şehrinde bulunan ve aslı 500 yıl önce inşa edilen Hünkar ya da diğer adıyla Sultan Selim Camisi, ihtişamı ve mimarisiyle ziyaretçilerin ilgi odağı oldu.
Beş asırlık Osmanlı camisi ihtişamıyla ziyaretçilerin ilgisini çekiyor
Bosna Hersek’in güneyindeki Stolac şehrinde bulunan ve aslı 500 yıl önce inşa edilen Hünkar ya da diğer adıyla Sultan Selim Camisi, ihtişamı ve mimarisiyle görenleri etkiliyor.
Kapıları 7 gün 24 saat ziyaretçilere açık olan nadir Bosna Hersek camilerinden biri olan bu beş asırlık cami, Bosna’daki son savaşta (1992-1995) yıkıldı ve daha sonra yeniden inşa edildi.
Cami, sadece Stolac şehrinin değil, Hersek bölgesinin de en önemli Osmanlı eserlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Cami imamı Mersed Sabanovic, savaşın ardından aslına uygun olarak yeniden inşa edilen ve adeta küllerinden doğan bu tarihi caminin “şehrin kalbi” olduğunu belirterek, “Beş asırlık bu cami, ruhun baki olduğunun ve asla yok edilemediğinin kanıtıdır” dedi.
Sabanovic, Hünkar Camisinin Stolaclı Müslümanların manevi merkezi olduğunu vurgulayarak, “Caminin önünden geçip de onun ihtişamına kapılmayan insan yoktur. Burası hem Stolaclıların hem de şehri ziyaret eden turistlerin uğrak noktası. Cami, yalnızca Müslümanların değil, farklı dinlere mensup kişilerin de buluşma noktası oldu” ifadelerini kullandı.
“Onlar camilerimizi yıktıkça bizim dinimize olan sevgimiz arttı”
Sabanovic, 1519’da inşa edilen caminin 1993’e kadar dimdik ayakta durduğunu belirterek, “Burası, diğer ibadet yerleri gibi mayınlanarak veya yakılarak yok edilmedi. Bu camiyi öyle yok ettiler ki geride burada bir zamanlar cami olduğuna dair tek iz dahi bırakmadılar” dedi.
Caminin, varlığını kanıtlayan belgeler sayesinde aslına uygun bir şekilde yeniden inşa edildiğini anlatan Sabanovic, Bosna’daki savaş sırasında Stolac’da bulunan 10 caminin de yıkıldığını ancak savaşın ardından onarılıp yeniden ayağa kaldırıldığını söyledi.
İbadet yerlerine zarar verenlerin, onları yıkanların boşuna çaba sarf ettiklerini vurgulayan Sabanovic, şunları söyledi: “Onlar camilerimizi yıktıkça bizim dinimize olan sevgimiz arttı. Daha önce cami olmayan yerlere de camiler inşa ediyoruz. Onların amaçları ibadet yerlerini yok etmekti ama emellerine ulaşamadılar. Bugün şehirde savaş öncesinden daha fazla cami var.”
