Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dokuz Eylül Üniversitesi Akademik Yıl Açılış Töreni’ne katıldı
Dokuz Eylül Üniversitesi Akademik Yıl Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilim üreten, araştırma-geliştirme odaklı çalışan, her alanda kendi modellerini geliştiren bir üniversite iklimi oluşturmadan, sadece tabelayla, sadece kadroyla hiçbir sonuç elde edemeyiz. Kendi bireysel çekişmelerinin, ideolojik saplantılarının ve kariyer hırslarının esiri kadrolarla dolu üniversitelerin böyle hayırlı çıktılar üretmesi mümkün değildir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dokuz Eylül Üniversitesi’nin 2018-2019 Akademik Yıl Açılış Töreni’ne katıldı. TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin de hazır bulunduğu törende Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuşma yaptı.
Konuşmasının başında, Azerbaycan’ın 18 Ekim Bağımsızlık Günü’nü kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişki, dünyada pek az ülkeye ve topluma nasip olacak nezihlikte ve hasbiliktedir” dedi. Önümüzdeki dönemde Türkiye ile Azerbaycan’ın siyasi, sosyal ve ekonomik olarak ilişkilerini daha da ileriye taşıyacaklarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece, iki ülkeyle birlikte bölgenin ve dünyanın güvenliğine, refahına ve huzuruna daha büyük katkılar sağlayacaklarına inandığını söyledi.
“BAŞARI HANGİ İŞİ YAPTIĞINIZLA DEĞİL, İŞİNİZİ NASIL YAPTIĞINIZLA İLGİLİDİR”
Son günlerde, her biri kendi alanında birikimleri, başarıları ve eserleriyle gençlere örnek olacak üç önemli kişinin vefat ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın son yarım asrına damga vurmuş tüm önemli liderlerle foto-röportajlar yapmış ve objektifiyle tarihe tanıklık etmiş fotoğraf sanatçısı Ara Güler’i tazimle yâd ettiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisiyle ve objektifiyle şahsen ve ailece tanışma imkânı bulduğunu belirttiği Güler’in, son nefesine kadar Türkiye’yi uluslararası alanda başarıyla temsil ettiğini dile getirdi.
Dün toprağa verilen şair Bahattin Karakoç’u, ‘Şiirimizin bir çift beyaz kartalı, Anadolu şiirinin ulu çınarı’ sözleriyle anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ölüm hüzünlüdür, ama şairin ölümü yürekleri bir başka burkar. Bize düşen, büyük aşk ve dava şairi Abdürrahim Karakoç’un da ağabeyi olan Bahattin Karakoç’u, şaire yakışır şekilde, şiirleriyle yâd etmektir” ifadelerini kullandı ve Karakoç’un bir şiirinden dizeler okudu.
Siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler alanındaki akademik çalışmalarının yanı sıra siyasetçi kimliğiyle de tanınan Prof. Dr. Oya Akgönenç için de Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu üç ismin de özgün çalışmaları ve başarılarıyla, gençlerin çok iyi tanıması, öğrenmesi ve örnek alması gereken şahsiyetler olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şu değerlendirmelerde bulundu: “Her zaman ifade ettiğim gibi, başarı, hangi işi yaptığınızla değil, işinizi nasıl yaptığınızla ilgilidir. Fotoğrafçıysanız, en iyi fotoğrafları çekiyorsanız, bu milletin gönlünde yer edinirsiniz. Şairseniz, yürekleri fetheden şiirleri yazıyorsanız, isminiz tarihe ölümsüz harflerle yazılır. Akademisyenseniz, alanınızda en iyi birikime sahipseniz ve bunu insanlık için en doğru şekilde kullanıyorsanız, asla unutulmazsınız. Siyasetçiyseniz, ülkenize ve milletinize yaptığınız hizmetler oranında kalıcılık ve itibar elde edersiniz. Baki’nin dediği gibi, ‘Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş meğer.’ Öğrencilerimizden de, eğitimlerine, öğretimlerine aynı anlayışla ve dört elle sarılmalarını bekliyoruz.”
“BİZ KADİM BİR MEDENİYETE SAHİBİZ”
Türkiye’nin; devleti ve milletiyle kadim bir medeniyete, her alanda kökleri derinlere inen kurumlara sahip olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanlıurfa’da, binlerce yıllık geçmişe sahip olan ve dünyaca ünlü Harran Okulu’nun, dünyanın en eski üniversitesi kabul edildiğini hatırlattı.
Pek çok Anadolu şehrinin, asırlar boyunca, sadece bölgenin değil dünyanın en önemli kültür ve bilim merkezi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki böylesine bir mirasa sahip Türkiye’nin, nasıl oluyor da bugün dünyanın en büyük 500 üniversitesi arasında esamisi okunmuyor? Demek ki bir şeyleri kaybettik, bir yerlerde bir sıkıntı var, bir şeyleri unuttuk, bir şeyleri ihmal ettik” diye konuştu.
Yitiğin kaybedildiği yerde bulunacağını söyleyerek, “Madem cevher bu topraklarda saklı; öyleyse, sorunun çözümünü de yine burada arayacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 17 yılda kat edilen mesafenin, biraz emek sarf edildiğinde ortaya çok güzel sonuçların çıkabildiğini gösterdiğini belirtti.
“EĞİTİME BAKIŞIMIZI VE UYGULAMAMIZI ÜLKEMİZİN İHTİYAÇLARINA GÖRE GELİŞTİRECEĞİZ”
En büyük yatırımın eğitime yaptıklarını; ancak arzu ettikleri sonuçların henüz elde edilemediğini, içerik ve sistem konusunda hâlâ sıkıntıların olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah yeni dönemde öncelikle hedefimiz, eğitimi hem içerik hem sistem olarak Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacak bir seviyeye çıkarmaktır” şeklinde konuştu.
Eğitime bakışı ve uygulamayı Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre geliştireceklerini, bu meseleyi çözmeden, diğer hiçbir konuda istedikleri sonuçlara ulaşamayacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversitelerden Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasında destek beklediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bilim üreten, araştırma-geliştirme odaklı çalışan, her alanda kendi modellerini geliştiren bir üniversite iklimi oluşturmadan, sadece tabelayla, sadece kadroyla hiçbir sonuç elde edemeyiz. Kendi bireysel çekişmelerinin, ideolojik saplantılarının ve kariyer hırslarının esiri kadrolarla dolu üniversitelerin böyle hayırlı çıktılar üretmesi mümkün değildir.”
“TÜRKİYE YILLARCA DARBELERLE VE VESAYETLE HER ALANDA OYALANDI”
Ülkeleri yükseltmek için yürütülen çalışmalarda akademiyi ve özel sektörü iki kanat gibi gördüğünü ve biri olmadan diğerinin tek başına başarı elde edemeyeceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüzdeki dönemde yürütme olarak bizi, akademi olarak sizi, aynı şekilde özel sektörümüzü çok zorlu bir süreç bekliyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin de içinde olduğu bölgede son çeyrek asırda yaşananlara dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu bölgede bir ülkenin hayatiyetini devam ettirmek için güçlü bir orduya, bağımsız bir ekonomiye ve ayrıca tasarlayan, geliştiren, üreten, ihraç eden bir sanayiye sahip olması gerektiğini vurguladı. Bunların yanında o ülkenin bilimsel altyapı oluşturacak bir akademiye, güçlü ve dirayetli bir siyasi iradeye sahip olması gerektiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm bunlar yoksa size hayat hakkı tanımıyorlar” diye ekledi.
“Türkiye yıllarca darbelerle, cuntalarla, vesayetle, türlü tuzak ve hilelerle ordusundan ekonomisine, akademisinden siyasetine kadar her alanda oyalandı, geriletildi, hedeflerinden uzaklaştırıldı” değerlendirmesinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde Türkiye’ye en büyük katkılarının, milleti bu tuzaktan uzak tutmak olduğunu belirtti.
“HERKESİN SIRTINI DÖNDÜĞÜ SURİYE’DE UMUTLAR HÂLÂ CANLI İSE BUNDA EN BÜYÜK PAY TÜRKİYE’YE AİTTİR”
Türkiye sınırları içinde ve dışında hedeflerinden asla kopmadıklarına, başlarına musallat edilen belalara rağmen yollarından sapmayıp gözlerini menzilden ayırmadıklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir yandan def-i bela ile uğraştık, diğer yandan ülkemize ve milletimize her biri devrim niteliğinde hizmetler kazandırmak için çalıştık” diye konuştu.
Bu sayede Türkiye’yi büyütüp güçlendirdiklerini, milletin refahını artırıp devletin itibarını yükselttiklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha düne kadar teröristlerle kendi sınırlarımız içinde dahi baş etmekte zorlanırken, bugün Irak’tan Suriye, Avrupa’dan Orta Asya’ya kadar dünyanın her yerinde teröristlere hayatı zindan ediyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Daha düne kadar ekonomik şantajlarla siyasi irademize ipotek konulmasına rıza gösterirken, bugün en zor şartlarda bile kendi yol haritamızı takip edebiliyoruz. Daha düne kadar ancak on yılda, yirmi yılda bir kez büyük yatırımlara imza atabilirken, şu anda dünyanın en önemli on yatırımından altısına aynı anda ev sahipliği yapıyoruz. Kendi güvenliğimiz için sınır ötesinde yaptığımız operasyonlar yanında, insani duruşumuzla da dünyanın takdirini kazanıyoruz. Herkesin sırtını döndüğü Suriye’de umutlar hâlâ canlı ise bunda en büyük pay Türkiye’ye aittir.”
“DÜNYANIN EN BÜYÜK ON EKONOMİSİNDEN BİRİ OLMA HEDEFİMİZDEN ZERRE KADAR TAVİZ VERMEDİK”
Son dönemde döviz kurunun yükselmesi, faizlerin artması ve enflasyonun kıpırdanmasıyla birilerinin yine ellerini ovuşturmaya başladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki biz ne yaptık? Her zaman yaptığımız gibi, yine hedeflerimize kilitlendik, gereken tedbirleri alıp orta ve uzun vadeli programlarımızla yolumuza devam ettik. Biz sağlam durunca, ellerini ovuşturanlar da her zamanki gibi hüsrana uğradı” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, bölgesinin ve dünyanın yükselen yıldızı olarak yatırımlarına, büyümesine, gelişmesine devam edeceğinin altını çizerek, “Dünyanın en büyük on ekonomisinden biri olma hedefimizden zerre kadar taviz vermedik, vermeyeceğiz. Milletimizle birlikte yürüttüğümüz bu mücadeleyi, son nefesimize kadar sürdüreceğiz” sözlerine yer verdi.
Bu süreçte Azerbaycan gibi dost ülkeleri Türkiye’nin yanında görmüş olmanın kendilerini mutlu ettiğini kaydederek Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in şahsında tüm dost ülkelere şükranlarını ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2018-2019 Akademik Yılının, Dokuz Eylül Üniversitesi hocalarına ve öğrencilerine hayırlı olması temennisiyle sözlerini tamamladı.