Demokrasiye adanmış bir ömür: Muhammed Mursi
Hayatını Mısır’a demokrasi getirmek için mücadele ederek geçiren Muhammed Mursi, 68 yaşında mahkeme salonunda hayatını kaybetti.
Muhammed Mursi, 20 Ağustos 1951 tarihinde Mısır’ın başkenti Kahire’nin kuzeyindeki El Advah köyünde dünyaya geldi. Kahire Üniversitesi’nde mühendislik öğrenimi gördü ve aynı üniversiteden master derecesi aldı. Doktora çalışmalarını ise ABD’nin Southern California Üniversitesi’nde (USC) tamamladı. 1982-85 yıllarıında ABD’nin Northridge California State Üniversitesi’nde (CSUN) doçent sıfatıyla öğretim üyeliği yaptı.
1985’te ülkesine geri dönen Mursi, Zagazig Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanlığı makamına getirildi. Burada profesörlük ünvanını kazandı ve 2010’a kadar görevini sürdürdü.
Müslüman Kardeşler, Mursi’yi ilk kez 2000 yılındaki parlamento seçimlerinde aday gösterdi. İhvan’ın bağımsız adaylar göstermek suretiyle girebildiği bu yarışta milletvekili seçilen Mursi, 2005’te yapılan bir sonraki parlamento seçimlerinde ise koltuğunu korumayı başaramadı.
Hapis yıldırmadı
İhvan kökenli isimler bu dönemde parlamentodaki koltukların beşte birine sahipti. Fakat reformist yargıçları desteklediği gerekçesiyle tutuklanan Mursi, yedi ay boyunca hapis yattı. 2010 seçimlerinde Mursi, Mısır’ın en güçlü İslamcı hareketi olan Müslüman Kardeşler’in sözcüsü ve yönetim kurulu üyesi oldu.
Mursi, 28 Ocak 2011 sabahı, Müslüman Kardeşler’in Mübarek karşıtı gösterilere katılacağını açıklamasının ardından tekrar hapse girdi. Mursi ile birlikte diğer Müslüman Kardeşler liderleri de tutuklandı. Birkaç gün hapiste kalan Mursi ve arkadaşları, ülke genelinde kitlesel firarların gerçekleşmesi sırasında hapisten çıktılar.
Müslüman Kardeşler’in kurduğu Hürriyet ve Adalet Partisi, Kasım 2011’de başlayıp Ocak 2012’de sona eren üç turlu parlamento seçimlerinden birinci parti olarak çıktı. Bu zaferin ardından İhvan, cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmayacağını açıkladı. Ancak hareket, parlamentodaki bloklarının parti programını uygulama yetkisine sahip olmadığını öğrenince fikir değiştirdi.
İhvan’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerine dahil olmadığını açıkladığı sırada bağımsız olarak adaylığını ilan eden Müslüman Kardeşler üyesi Abdulmunim Ebulfutuh partiden ihraç edilmişti. 23-24 Mayıs 2012’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda en çok oyu alan iki aday arasına Ebulfutuh giremedi. Seçim Komisyonu, ilk turda Muhammed Mursi’nin 5 milyon 764 bin 952, devrik lider Mübarek’in son başbakanı olarak görev yapmış rakibi Ahmed Şefik’in ise 5 milyon 505 bin 327 kişinin oyunu kazandığını açıkladı. Bu sonuçlara göre Mursi ve Şefik, Mısır’ın Mübarek sonrası döneminin ilk cumhurbaşkanı olmak üzere ikinci turda yarışma hakkı elde ettiler.
Ayrılık iddialarını reddetti
Mursi, Müslüman Kardeşler’in destekçileri arasında popüler bir isim olan Ebulfutuh karşısındaki adaylığının, hareket içinde ayrılık yarattığı yönündeki iddialarını sürekli reddetti. İslamcı programı olan tek aday olarak takdim edilen Mursi’nin, böylelikle Selefileri destekleyen dindar kitlelerin desteğini konsolide etmesine çalışıldı.
Mursi’nin programı; yasama yürütme ve yargının birbirinden ayrılması ve bu erklerin tam bağımsızlığının sağlanması, devlet kurumlarının yetkilerinin düzenlenmesi, yolsuzluk ve işsizlikle mücadele, beş yıl içinde Gayrı Safi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYİH) yıllık yüzde 6,5 ila yüzde 7 arasında artırılması, banka reformu, Kıpti Hristiyanlar için eşit vatandaşlık haklarının sağlanması, sivil toplumun desteklenmesi, kadınların siyasete, sosyal hayata ve kalkınmaya katkılarının artırılması, medyanın geliştirilmesi gibi maddeleri içeriyordu.
Mısır’ın ilk sivil cumhurbaşkanı
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 16-17 Haziran 2012’de yapılan ikinci turunun öncesinde ve sonrasında yaşanan gelişmeler, ülkenin geleceğine yönelik belirsiz ve karamsar bir havanın doğmasına yol açtı. 14 Haziran 2012’de Anayasa Mahkemesi, Ocak 2012’de yapılan genel seçimlerde anayasanın ihlâl edildiğine hükmetmek suretiyle parlamentonun alt kanadı olan Halk Meclisi’nin üçte birlik kısmının üyeliklerini feshetti. Mahkeme ayrıca Ahmed Şefik’in cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarışmasının meşru olduğuna hükmetti.
Mübarek’in devrilmesinin ardından ülkede fiilen yönetime gelen Mareşal Hüseyin Tantavi liderliğindeki Yüksek Askeri Konsey (YAK), 17 Haziran 2012 akşamı ‘anayasal düzenleme’ başlığı altında bir kararname yayımladı. Hükümet ve cumhurbaşkanının yetkilerini kısıtlayarak YAK’ın sivil yönetim üzerindeki kontrolünü tahkim eden bu kararname ve seçim sonuçlarının açıklanmasının gecikmesine tepki gösteren halk, bir kez daha sokaklara dökülerek protesto gösterileri düzenledi.
Yüzde 51,73 oy aldı
Seçim Komisyonu’nun 24 Haziran 2012’de resmi sonuçları ilan ederek Mursi’nin cumhurbaşkanlığı yarışını kazandığını açıklaması, ülkedeki ağır havanın belli ölçüde dağılmasını sağladı. Resmi sonuçlara göre Mursi, oyların yüzde 51,73’ünü alarak Mısır’ın demokratik yollarla iktidara gelen ilk sivil cumhurbaşkanı olurken, Şefik’in oy oranı yüzde 48,27 oranında kaldı. Mursi için 13 milyon 230 bin 131, Şefik lehine ise 12 milyon 347 bin 380 seçmen oy kullandı.
Sonuçların açıklanmasının ardından Tahrir Meydanı’nı dolduran Müslüman Kardeşler taraftarları, Mursi’nin zaferini coşkuyla kutladılar. Zafer konuşmasında Mısır’ın demokratikleşmesi için mücadele edeceğini vurgulayan Mursi, tüm ülkeye ‘ulusal birlik’ çağrısında bulundu.
30 Haziran 2013’te makamına oturan Mursi, iktidarda kaldığı süre boyunca çeşitli meydan okumalarla yüz yüze kaldı ve çok tartışmalı kararlara imza atıı. Bazı İslamcı gruplar ile laik devlet taraftarı liberal-sol kesimler arasındaki gerginlik, zaman zaman sokağa taştı ve çatışmaya dönüştü.
Mısır Cumhurbaşkanı, devrim sonrası geçiş döneminde ülkeyi yöneten YAK’ın başkanlığını yapan Tantavi’nin Ağustos 2012’de emekli olmasına karar verdi.
Mursi’nin 22 Kasım 2012’de devlet kurumlarının denetimini aşacak bir şekilde yetkilerini genişletmeye çalışmasıyla ülkede zaten var olan kutuplaşma daha da yoğunlaştı. Mursi, yetkilerini arttırmaya yönelik girişimini tepkiler nedeniyle geri çekti.
Referandum süreci
Ülkede, yeni anayasa taslağını yazmakla görevli Kurucu Meclis’in çalışmalarını 1 Aralık 2012’de tamamlamasının ardından Mursi, taslağın referanduma götürüleceğini duyurdu. Sürecin 15 ve 22 Aralık 2012 tarihlerinde iki aşamalı olarak gerçekleştirilmesine karar verildi.
Taslak anayasaya karşı çıkan lâiklik taraftarı liberal-sol kesimler ve Hristiyan gruplar ile Mursi’nin ve yeni metnin destekçisi İslamcı kitleler, referandum öncesi ve süreç boyunca yoğun olarak karşılıklı gösteriler düzenledi.
Mursi, ülkedeki mevcut hassas güvenlik durumunu gerekçe göstererek, referandum tamamlanana kadar orduya sivilleri tutuklama yetkisi verdi.
Müslüman Kardeşler’den yapılan açıklamaya göre, anayasa taslağı, referandumun ilk ayağında yaklaşık yüzde 57, ikinci ayağında ise yaklaşık yüzde 64 oranında ‘Evet’ oyu aldı.
İslamcı gruplar, taslağın son derece ilerici olduğunu ve ülkenin demokratikleşebilmesi için metnin zaman kaybedilmeden yürürlüğe girmesi gerektiğini belirtiyorlardı. Liberal-sol muhalefet ise metnin, devrim öncesine göre büyük kazanımlar sağladığını kabul etse de aynı zamanda İslamcıların amaçlarına hizmet eden bölümler barındırdığını iddia ediyorlardı.
Mursi’ye karşı darbe
Mursi ve İhvan karşıtlarının hoşnutsuzluğu 2013 başında iyice yoğunlaştı. Gençler tarafından Nisan 2013’te oluşturulan Temerrüd (İsyan) hareketi, Mübarek’i deviren gösterilere ev sahipliği yapan Tahrir Meydanı’nı yeniden hareketlendirme stratejisini hayata geçirdiler. Mursi’yi beceriksizlikle suçlayan kesimler yavaş yavaş seslerini yükseltmeye başladılar.
30 Haziran 2013 tarihinde gerçekleşen kitlesel protestolar sonrası Mısır ordusu gelişmelere müdahale etme kararı aldı. 1 Temmuz 2013 günü ordu tarafından yapılan açıklamada, ülkedeki siyasi krizi çözmesi için Mursi’ye 48 saatlik süre verildi. Mursi’nin göstericilerin talep ettiği şekilde istifa etmeye yanaşmaması üzerine Genelkurmay Başkanı Abdulfettah Sisi, 3 Temmuz 2013 akşamı muhalefet temsilcileriyle beraber kameralar karşısına geçti ve Cumhurbaşkanı’nın artık görevde olmadığını ilan etti. Sisi, 2012 yazında bizzat Mursi tarafından atanmıştı.
Geçiş dönemi için Mursi’nin yerine Anayasa Mahkemesi Başkanı Adli Mansur getirildi.
Mursi ve haklarında tutuklama kararı çıkartılan birçok üst düzey İhvan üyesi bilinmeyen bir yere götürüldü.
Tahrir Meydanı’nın dolduran Mursi karşıtlarının Mısır’ın demokratik seçimlerle iş başına gelen ilk yöneticisinin askeri darbeyle devrilmesini coşkuyla kutlamaları, 3 Temmuz’un en dramatik görüntüsü olarak tarihe geçti.
Darbenin ardından alıkonulan Mursi, hakkında açılan davaların 4’ünde toplam 48 yıl hapse mahkum edilmişti. Mursi hakkındaki 2 davada ise yargı süreci devam ediyor.
Mısır’ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi mahkeme sırasında hakimden söz istediği ancak baygınlık geçirerek hayatını kaybetti.
Kaynak: Aljazeera, AA