Haberler

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 Yıllık Değerlendirme Toplantısı’nda katılımcılara hitap etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Kabinesi 2 Yıllık Değerlendirme Toplantısı’nda katılımcılara hitap etti.

Milletlerin ve devletlerin asırlara sari sonuçları olan dönemleri bulunduğunu belirten Erdoğan, Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti’nin son 7 yılda tarihi bir dönemden geçtiğini söyledi.

Bu dönemin içinde her türlü tuzak, saldırı, oyun, ihanet, acı ve sıkıntı olduğunu dile getiren Erdoğan, “Yine bu dönemin içinde her türlü mücadele, her türlü kahramanlık, her türlü cesaret, her türlü zafer vardır. Hamdolsun, saldırı ve ihanet safı başarısız olmuş, mücadele ve kahramanlık safı, yani milletin safı her türlü imtihandan alnının akıyla çıkmıştır.” diye konuştu.

Başarıyla taçlandırılan her mücadelenin, geleceğe daha güvenle bakmayı sağladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçmişte en küçük sarsıntıda demokrasisiyle, ekonomisiyle, siyasi ve sosyal yapısıyla adeta yerle yeksan olan bir Türkiye’den, bölgesel ve küresel her türlü sınamayı başarıyla veren bir Türkiye’ye geldik. Ülkemizin bu büyük atılım döneminin en kritik değişimlerinden biri de hiç şüphesiz, yeni yönetim sistemimize geçişimizdir.” ifadelerini kullandı.

“Sayın Bahçeli ile tüm MHP’li kardeşlerimize teşekkür ediyorum”

İlk aşaması 10 Ağustos 2014’te cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi olan bu süreci, 16 Nisan 2017 Halkoylaması ve 24 Haziran 2018 seçimleriyle nihai noktasına ulaştırdıklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti: “Hiç şüphesiz 15 Temmuz darbe girişimi sırasında milletimiz tarafından meydanlarda kurulan Cumhur İttifakı, bu sürecin hızlanmasına büyük katkı sağlamıştır. Bu vesileyle Cumhur İttifakı’nın kurulmasında ve bugünlere gelmesinde çok büyük emeği olan MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ile tüm MHP’li kardeşlerimize teşekkür ediyorum. 15 Temmuz gecesi milletimiz, milli iradenin üstünlüğü ilkesinin bedelini kanlarıyla ödeyerek, dünya demokrasi tarihine de geçmiştir.

Yaşadığımız toprakları kanlarıyla yoğurarak vatan haline getiren tüm şehitlerimizle birlikte 15 Temmuz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Sınırlarımız içinde ve dışında yürüttüğümüz terörle mücadele ve beka harekatlarımızda son nefeslerini veren şehitlerimizin de kalbimizde ayrı bir yeri vardır. Türk milleti, vatandaşı ve güvenlik güçleriyle, yürüttüğü istiklal ve istikbal mücadelesini adım adım zafere taşımaktadır. Kendimizle birlikte tüm dostlarımızın ve kardeşlerimizin geleceği için bu mücadeleyi ilanihaye sürdürmekte kararlıyız.”

Erdoğan, İstiklal Marşı’nın “Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın” mısrasıyla başlayan kıtasını okuyarak, “Biz işte o yarınlar için gece-gündüz terimizi ve gerektiğinde kanımızı akıtan bir millet olarak Hakk’ın müjdesine mazhar olacağımıza yürekten inanıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

“Ülkesinin yanında yer alan herkesten Allah razı olsun”

Dünyanın siyasi ve ekonomik gerilimlerden iç çatışmalara, koronavirüs salgınının yıkıcı etkilerine kadar pek çok alanda yalpaladığı bir dönemde, Türkiye’nin dimdik ayakta kalarak, farkını ortaya koyduğunu belirten Erdoğan, “Cumhurbaşkanı olarak, bakanlıklarımızı ve kurumlarımızı en üst seviyede koordine ederek, bu süreçte Türkiye’yi dünyada örnek gösterilen bir ülke haline getirdik. En büyük gücümüzün birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz olduğunun bilinciyle hedeflerimize doğru kararlılıkla yürüyoruz. Bu kutlu yürüyüşte kalbi ve fiili desteğiyle ülkesinin yanında yer alan herkesten Allah razı olsun diyorum.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, 200 yılı bulan demokrasi arayışlarımızda, doğrudan milletimizin iradesiyle hayata geçirilen tek yönetim reformudur. Diğer tüm değişimler, ya savaş şartlarında ya da olağanüstü dönemlerde gerçekleşmiştir. Demokrasinin ve cumhuriyetin özüne uygun bu reformun sahibi, bizatihi milletimizin kendisidir.” dedi.

Bu süreçte sadece milletin gösterdiği istikamette üzerlerine düşenleri yaptıklarını vurgulan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “24 Haziran seçimlerinde, şahsımı yeni sistemin ilk cumhurbaşkanlığına layık gören 26 milyon 331 bin vatandaşımız ile 83 milyon milletimin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum. Yeni sistemde, demokrasinin sacayağı olan yürütme, yasama ve yargı organları arasındaki ilişkileri çok daha netleştirdik. Böylece her erkin kendi alanında ülkeye ve millete en iyi hizmeti vermesini temin ettik.

Nitekim Türkiye, yeni sistemle birlikte bölgesel ve küresel krizlere karşı daha etkin, daha hızlı ve daha kapsamlı refleksler verebilme imkanına kavuştu. Doğu Akdeniz’deki gelişmelerden koronavirüs salgınına kadar pek çok alanda, bunun somut neticelerini gördük, görüyoruz. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Aksaklıklar yaşanmıyor mu? Elbette yaşanıyor. Yine yeni sistemin verdiği imkanlar sayesinde, eksikleri hızla tamamlıyor, aksaklıkları süratle düzeltebiliyoruz. Her değişim gibi bunun da oturması vakit alacaktır.”

“Alışkanlıkları değiştirmenin kolay olmadığını biliyoruz”

Yönetim sistemini değiştirirken, iç ve dış siyasetten, tarihi ve sosyal düzeltmelere kadar pek çok alanda değişimin sancılarının yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Alışkanlıkları değiştirmenin kolay olmadığını biliyoruz. En başta kendimiz bu zorluğu yaşıyoruz. Ama adım adım hedeflerimize doğru ilerlerken, bunların da üstesinden geliyoruz.” diye konuştu.

Erdoğan, hayatın hiçbir döneminde millete rağmen iş yapmayı, millete karşı durmayı akıllarından bile geçirmediklerini belirterek, şunları kaydetti: “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesini, sadece lafzıyla değil özüyle her çalışmamızın merkezine yerleştirdik. Sultanü’l Berreyn ve Sultanü’l Bahreyn, yani iki kıtanın ve iki denizin hakanı Fatih Sultan Mehmet Han’ın vasiyetine uygun şekilde, ‘hünerin ülkeyi imar ederek milletin kalbini kazanmak’ olduğunu hiç aklımızdan çıkarmadık. Ayasofya’yı yeniden Fatih Sultan Mehmet Han’ın vakfiyesine uygun olarak müzeden camiye dönüştürme kararımız da bu anlayışın ürünüdür.

Türkiye, sınır güvenliği için yürüttüğü harekatlarda, uluslararası anlaşmalara uygun olarak attığı tüm adımlarda ve ülke içinde aldığı kararlarda, milli egemenlik haklarını kullanmaktadır. Geçmişinde sömürge ve katliam lekesi olmayan nadir devletlerden biriyiz. Bu gururla kimsenin hakkına göz dikmeyen ancak kendi hakkını da söke söke alan bir ülke olarak hareket etmeye devam edeceğiz.

Gerek ülkemizin içinde gerekse ülkemizin dışında, ister Irak’ın kuzeyinde ister Suriye’nin kuzeyinde ister Barış Pınarı Harekatı’nda ister İdlib’de ister Libya’da ister Azeri kardeşlerimize karşı Ermenistan’ın şu anda yapmış olduğu saldırılarda hiçbir zaman mazlumları yalnız bırakmadık, bırakmayacağız.”

Erdoğan, Türkiye’nin etki alanındaki her yerde adalet, hak, hukuk, güvenlik, huzur ve refah gibi insani tüm hasletleri hayata geçirip farkını ortaya koyduğunu vurguladı.

Kimsenin toprağında, egemenliğinde, hele hele doğal kaynaklarında Türkiye’nin gözünün olmadığını bugüne kadar yapılanlarla ispatladıklarını belirten Erdoğan, şunları söyledi: “Karşımızdakiler hangi ahlaksızlığı yaparsa yapsın, biz inancımızın ve tarihimizin bize gösterdiği istikametten şaşmayacağız. Böyle bir duruşta, asla çıkar hesaplarına, kirli pazarlıklara, menfaat için Hakka ve halka sırt dönmeye yer olmayacağı açıktır. Bugüne kadar böyle davrandık, bundan sonra da aynı ilkeli, onurlu, insani ve vicdani duruşumuzu koruyarak mücadelemizi sürdüreceğiz.”

“Reform, icraat ve değişim temelli bir anlayışla yolumuza devam edeceğiz”

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte ülkenin yönetim yapısında köklü değişikliklere gidildiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: “Tabii bu yönetim sistemi, gerek ve ihtiyaç duyulduğunda her türlü değişikliğin süratle yapılabilmesine imkan sağlayan dinamik bir sistemdir. Hayatımızın hiçbir döneminde olmadığı gibi şimdi de ‘Biz yaptık öyleyse en doğrusu budur.’ gibi bir inatlaşmaya girmiyoruz. Daha iyisini, daha efdalini, daha güzelini bulduğumuzda her türlü değişime gönlümüz de siyasetimiz de açıktır. Nitekim bugüne kadar Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile pek çok yapısal değişikliği hayata geçirdik. Kabinede ve üst düzey bürokraside, ihtiyaç hasıl olduğunda yeni isimlere görev vermekten asla çekinmedik. Bundan sonra da reform, icraat ve değişim temelli bir anlayışla yolumuza devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemi kurarken 35 olan bakanlık sayısını 16’ya indirdiklerini, ayrıca bir de Cumhurbaşkanı Yardımcısı atadıklarını anımsatarak, eskiden Başbakanlığa bağlı olan kurumların önemli bir bölümünü de ilgili bakanlıklarla irtibatlandırdıklarını anımsattı.

Bazı bakanlıkları isimleriyle aynen muhafaza edip, işlevlerini ve bağlı kurumlarını değiştirirken bazı bakanlıkları da birleştirdiklerini anlatan Erdoğan, şu bilgileri verdi: “Yeni yönetim mimarimizin tepesinde Cumhurbaşkanı vardır. Doğrudan Cumhurbaşkanına karşı sorumlu olan bakanlıklar, başkanlıklar, kurumlar, politika kurulları, ofisler ve diğer birimler bulunuyor. Bunların hepsi de aynı hedefe yönelik olarak birbirleriyle ahenk içinde çalışan yapılar şeklinde sistemde yer alıyor. Kabinemizi kurduktan sonra, ilk 100 günlük eylem planımızı 3 Ağustos 2018’de, ikinci 100 günlük eylem planımızı ise 13 Aralık 2018’de milletimizle paylaştık. Cumhurbaşkanı olarak, devleti temsil etmenin yanında, milletin doğrudan yetki verdiği ve dolayısıyla hesap sorma hakkına sahip olduğu yürütmenin sorumlusuyuz. Yasama ve yargı organlarıyla da uyumlu bir şekilde yürüttüğümüz bu görevimizde, ikinci yılımızı tamamladık.”

“Türkiye, her liderin görüşüne başvurduğu, iş birliğini aradığı bir ülke haline geldi”

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile devletin düzenleme yapma fonksiyonunda en ufak bir aksamanın yaşanmadığını, Cumhurbaşkanlığı, bakanlıklar ve bağlı kurumların 2018’de 154 bin 507 olan toplam kayıtlı birim sayısının, birleştirmeler ve ilgalarla 2020’de 152 bin 217’ye gerilediğini söyledi.

Mahalli idareler seçimleri ve salgın gibi Türkiye açısından iki önemli hadiseye rağmen, yürütmenin çalışmalarında herhangi bir aksamaya meydan vermediklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: “Son iki yılda Cumhurbaşkanı olarak kendi imzamızla çıkardığımız 64 kararname ve 2 bin 755 karar ile milletimize kesintisiz hizmet sunduk. 9 Temmuz 2018’den bugüne kadar, Ankara ve İstanbul’daki çalışmalarımız dışında, yurt içinde 78 ilimize 114 seyahat gerçekleştirerek, milletimizle kucaklaştık. Aynı şekilde 2018’de 16 ülkeye, 2019’da 14 ülkeye, 2020’de ise 10 ülkeye toplam 47 farklı ziyaret yaparak, uluslararası alanda ülkemizin hak ve menfaatlerinin takipçisi olduk. Ülkemize gelen 98 devlet ve hükümet başkanını misafir ettiğimiz bu dönemde, mevkidaşlarımızla 366 telefon görüşmesi yaparak gündemimizdeki konuları ele aldık. Bölgesel ve küresel hemen tüm sorunların çözümünde Türkiye, her liderin görüşüne başvurduğu, iş birliğini aradığı bir ülke haline gelmiştir.”

“Dijital Türkiye’deki kurum sayısını yüzde 44 artışla 664’e ulaştırdık”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde dijitalleşmenin öneminin bir kez daha öne çıktığını, dijital Türkiye çalışmalarında alınan başarılı mesafe sayesinde kamu hizmetlerinin derli toplu ve hızlı şekilde verilebilmesini sağladıklarını vurguladı.

Dijital Türkiye çalışmaları kapsamında 27 bin olan kamu hizmeti sayısını sadeleştirerek 8 bin 97’ye, vatandaştan istenen belge sayısını ise 42 binden 833’e düşürdüklerine dikkati çeken Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu: “Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi’ne geçişin ardından vatandaştan talep edilen belge sayısını yüzde 95 azalttık. Resmi yazışma işlem süreleri, gelende ortalama yüzde 71, gidende yüzde 32 azalma gösterdi. Dijital Türkiye’deki kurum sayısını yüzde 44 artışla 664’e, e-devlet şifresi olan vatandaş sayısını yüzde 27 artışla 48 milyon 584 bin kişiye ulaştırdık. Bu platforma toplam giriş sayısında, geçtiğimiz yılın toplamı olan 1,2 milyar seviyesine, bu yılın ilk 6 ayında yaklaşmış bulunuyoruz. Tüm bu çalışmalar neticesinde Birleşmiş Milletler e-Devlet Çevrimiçi Hizmet Endeksi’nde ülkemiz, 193 ülke arasında 22’nci sıraya yükseldi.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2018 ve 2019’da yatırımlarda toplam 2,3 trilyon lira tutarına ulaştıklarını bildirerek, bunun 309,5 milyar lirasının kamu, 2 trilyon lirasının özel sektör yatırımı olduğunu dile getirdi.

Salgın dönemi dahil 180 günlük icraat programlarında planladıkları 2 bin 384 ana eylemin yüzde 93’ünü tamamladıklarını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti: “Geçtiğimiz yıl temmuz ayında 2019-2023 dönemini kapsayan, ülkemizin kalkınma hedeflerini daha da ileriye taşıyacak temel politika belgemiz olan 11’inci Kalkınma Planımızı açıkladık. Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi’nde ülkemiz, geçtiğimiz iki yılda 60’ıncı sıradan 33’ncü sıraya yükseldi. Yüksek teknoloji üreten milli firmalarımıza finansman desteği sağlamak amacıyla ‘Risk Sermayesi Fonu’ oluşturduk. Yatırımı desteklemek için kurduğumuz Lojistik Merkezleri ve bağlantı hatları yanında, kombine yük taşımacılığı mevzuatının oluşturulmasında büyük ilerleme sağladık. ‘Yatırım Ortamı Performans Kriterleri’ni oluştururken, Küresel Yenilik Endeksi’nde ülkemizi daha üst sıralara hızlıca taşıyacak yol haritasını da hazırladık. Doğrudan Cumhurbaşkanlığımıza bağlı kurumlarımız tarafından tamamlanan eserleri de milletimizin hizmetine sunduk.”

İstanbul’un Cumhuriyet dönemi sembollerinden olacağına inandıkları Büyük Çamlıca Camisi’nin 7 Mart 2019’da ibadete açıldığını belirten Erdoğan, “Bünyesindeki 4 milyon yazılı eser, 120 milyon makale ve 550 bin e-kitap ile ülkemizin en büyük kültür kurumu olan Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanemizi 20 Şubat 2020 tarihinde milletimizin istifadesine sunduk. Yerli yabancı, gelen tüm misafirlerimizin gerçekten hayran kaldığı bu millet kütüphanemizle bizler de iftihar ediyoruz.” diye konuştu.

Hizmet binalarının yanında cami, kültür ve kongre merkezi, sergi salonu ve kütüphaneyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin medeniyete layık bir eser haline gelmesinin sağlandığına inandıklarını dile getiren Erdoğan, İstanbul’daki Rami Kışlası’nı millet kütüphanesine dönüştürme çalışmalarının devam ettiğini, Türkiye’nin dört bir yanında 38 millet kıraathanesini faaliyete geçirdiklerini bildirdi.

Erdoğan, Coğrafi Bilgi Sistemi Kurulu vasıtasıyla milli coğrafi bilgi altyapısını ferdi kullanıma açarak günlük hayatı kolaylaştırdıklarını belirtti. Vatandaşların Ulusal Coğrafi Bilgi Platformu üzerinden edinecekleri mülkü ve çevresini inceleyebileceklerini, heyelan, sel ve deprem gibi afetlerde gerçek zamanlı bilgiye ulaşabileceklerini aktaran Erdoğan, bu sistemin ayak basılan toprağın hangi tarım ürünü için elverişli olduğundan tarihi özelliklerine, yeşil alan ve donatı ihtiyaçlarına kadar tüm bilgileri kolaylıkla takip etme imkanı vereceğine dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarı devraldıkları günden bugüne eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, enerjiden tarıma her alanda Türkiye’yi kalkındırarak gücüne güç kattıklarını vurgulayarak, son iki yılda yapılan hizmetler hakkında bilgi verdi.

Eğitimde, 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi’ni açıklayarak bu alanda varmak istedikleri yeri, yol haritasını ve güzergahları kamuoyuyla paylaştıklarını hatırlatan Erdoğan, yapay zeka ve makine öğrenmesi temelli dijital altyapıyı kurarak pilot uygulamasını gerçekleştirdiklerini, yaygınlaştırma aşamasını başlattıklarını söyledi.

“Son iki yılda ilk ve ortaöğretimde 2 bin 805 yeni okul, 15 bin yeni derslik inşa ettik, 87 bin 681 öğretmen ataması yaptık.” diyen Erdoğan, daha öncekilere ilave olarak 17 bilim ve sanat merkezi, 1913 laboratuvar, 1034 kütüphane, 634 z-kütüphane adını verilen dijital kütüphane açtıklarını bildirdi.

Erdoğan, “2018 yılında ek ders ücreti ile birlikte bir öğretmenin eline aylık, burası çok önemli çünkü bunların çok spekülasyonu yapılıyor, 4 bin 153 lira geçerken bir öğretmenin eline, bu rakam yüzde 25’lik artışla 5 bin 177 liraya ulaştı. Daha önce 4+2 olmak üzere 6 yıl zorunlu hizmet süresiyle çalışan sözleşmeli statüdeki öğretmenlerimizin hizmet yılını, 3+1 olmak üzere 4 yıla indirdik.” diye konuştu.

Özel eğitimde erken çocukluk döneminde ihtiyaç olan anaokulu sayısını sadece son bir yılda yüzde 94 oranında artırdıklarını dile getiren Erdoğan, orta-ağır düzey engelli öğrencilerin temel yaşam becerileri kazandıkları 175 uygulama evini tamamlayarak hizmete sunduklarını kaydetti.

“Mesleki eğitim kurumlarımızın koronavirüsle mücadeleye iki aşamalı katkısı oldu”

Rehberlik ve araştırma merkezlerinin fiziki kapasitesini Türkiye genelinde standart hale getirdiklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: “Ülkemizin rekabet gücü yüksek savunma sanayi sektörüne ara eleman yetiştirmeye yönelik ilk adım olarak ASELSAN üretim tesislerinde Savunma Sanayi Lisesi açtık. ‘Patenti Türkiye’dedir.’ diyebilmek için okullarımızda patent, faydalı model ve tasarım odaklı eğitimin kapılarını araladık. Turizm sektörünün nitelikli eleman ihtiyacını karşılamak üzere turizm ve otelcilik alanında eğitim veren 11 yeni meslek lisesini hizmete sunduk. İlkokuldan başlayarak eğitimin tüm kademelerinde 6 bin 507 tasarım beceri atölyesini 11 farklı model ile kurduk.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın döneminde hem evlatların hem de aile büyüklerinin sağlığını korumak için EBA adını verdikleri Eğitim Bilişim Ağı sistemini hızla hayata geçirdiklerine işaret ederek, uzaktan eğitimde aktif kullanılan EBA sisteminin 3,1 milyar tıklanma sayısıyla Türkiye’de en çok ziyaret edilen 10’uncu internet sitesi, dünyada ise 3’üncü eğitim sitesi olduğuna dikkati çekti.

TRT EBA’da yapılan 2 bin 516 saat yayın üzerinden de 7,4 milyon öğrenci ve 1 milyondan fazla öğretmenin sistemi aktif olarak kullandığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: “Mesleki eğitim kurumlarımızın, koronavirüs ile mücadele günlerinde ülkemize iki aşamalı ilave katkısı oldu. Birinci aşama, ihtiyaç duyulan maske, dezenfektan, yüz koruyucu siper, tek kullanımlık önlük ve tulum gibi malzemelerin üretiminde bu kurumlarımız da görev aldı. İkinci aşama ise salgınla mücadelede ihtiyaç duyulan solunum cihazı gibi cihazların tasarlanması ve üretimi konusunda da yine mesleki eğitim kurumlarımız sorumluluk üstlendi. Altyapısı güçlü illerimizde bulunan Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerimiz bünyesindeki Ar-Ge merkezlerimizin kapasitelerini bu amaçla güçlendirdik.”

“Salgın döneminde eğitim ordumuz da görev aldı”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, VEFA projesinde 77 il ve 361 ilçede 1836 milli eğitim personelinin görev alarak özverili çalışma sergilediğini diye getirerek, “Salgın tedbirleri nedeniyle evinden çıkamayan 65 yaş ve üzerindeki vatandaşlarımızın temel ihtiyaçlarının ve bakımlarının karşılanmasında, eğitim ordumuz da görev aldı.” dedi.

Türkiye Maarif Vakfının, ülkenin yurt dışındaki en önemli temsilcilerinden biri haline geldiğine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti: “Vakfımız 43 ülkede 1’i yükseköğretim kurumu, 9’u eğitim merkezi olmak üzere 332 eğitim kurumu, 42 yurt, 38 bin 846 öğrenci ile eğitim faaliyetlerini sürdürüyor. Vakfın yurt dışı birimlerinde, 405’i kendi vatandaşımız olmak üzere toplam 7 bin 337 personel istihdam ediliyor. Mevcut eğitim faaliyetleri haricinde, vakfımızın 42 ülkede devir alma ve yeni okul açma çalışmaları devam ediyor. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağının artırılması amacıyla 2018-2020 yılları arasında 1746 öğrenci devlet bursu ile lisansüstü öğrenim görmek üzere yurt dışına gönderilmeye hak kazandı. Özellikle stratejik alanlarda öğrenim gören devlet burslusu öğrenci oranı yüzde 25’lerden yüzde 40’lara ulaştı.”

Son iki yılda yapılan hizmetler hakkında bilgi veren Erdoğan, eğitimde gençlere kaliteli eğitim-öğretim sunmanın yanında, hayatın her alanında onları geliştirmeyi hedeflediklerinin altını çizdi.

Erdoğan, geleceğin teminatı gençleri her alanda destekleyen politikaları ve yatırımları hayata geçirdiklerini, bu çerçevede son iki yılda yaklaşık 4,5 milyar liralık rakamla 979 yatırımı tamamladıklarını söyledi.

Türkiye’de 18 yıl önce sadece 9 olan gençlik merkezi sayısını 338’e çıkardıklarını anlatan Erdoğan, üye olarak bu merkezlerden faydalanan gençlerin sayısının 2,5 milyona ulaştığını ifade etti.

Son 2 yılda bu merkezlere 5,5 milyonu aşkın gencin iştirak ettiğini ve 400 bini aşkın faaliyetin gerçekleştirildiğini belirten Erdoğan, “Ülke çapında sayıları 39’u bulan gençlik kamplarımızdan son iki yılda 261 bin 500 gencimiz faydalandı. Yükseköğrenim yurtlarımızın sayısını 190’dan 795’e, kapasitesini 182 binden 707 bine çıkardık. Eskiden koğuş sistemiyle hizmet veren yurtlarımızı otel konforuyla donattık. Son iki yılda toplamda 84 bin 427 yatak kapasiteli 117 adet yükseköğrenim yurdunu hizmete aldık.” bilgisini verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yükseköğrenim harçlarını kaldırırken, 18 yıl önce sadece 45 lira olan aylık burs-kredi miktarını 2018 yılında 470 liraya, 2019 yılında 500 liraya, bu yıl ise 550 liraya yükselttiklerini bildirdi.

Yüksek kapasiteli 39 modern stadyum inşası hedefinde, iki yıldaki 4 ilaveyle 26’ya ulaştıklarını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti: “Sporun tabana yayılması ve elit sporcu yetiştirilmesi için başlattığımız faaliyetlere son iki yılda 10 bin 500 gencimiz katıldı. Yine son iki yılda lisanslı sporcu sayısındaki artış yüzde 21, spor kulübü sayısındaki artış yüzde 16, özel spor tesisleri sayısındaki artış yüzde 23 olarak gerçekleşti. 2018-2020 yılları arasında tüm yaş gruplarımızdaki milli sporcularımız, katıldıkları uluslararası müsabakalarda 15 bin 573 madalya kazandı. Nereden nereye? Bu dönemde 74 yeni gençlik ve spor tesisini de hizmete aldık.”

“Son iki yılda toplamda 10 yeni şehir hastanemizi hizmete sunduk”

Sağlıkta, tarihin en büyük reformuyla millete verilen hizmetlerin standardını dünya ortalamasının çok üzerine çıkardıklarına işaret eden Erdoğan, sadece son iki yılda 10 yeni şehir hastanesini hizmete sunduklarını, bu hastanelerin Kayseri, Elazığ, Manisa, Eskişehir, Ankara-Bilkent, Bursa, Başakşehir Çam ve Sakura, İstanbul Okmeydanı Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu, Kartal Dr. Lütfi Kırdar ve Erzurum Şehir Hastaneleri olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 18 yılda hastane yatak kapasitesini 164 binden 246 bine, nitelikli yatak kapasitesinin ise 19 binden 148 binin üzerine çıkarıldığını belirterek, “378 binden devraldığımız sağlık çalışanı sayımız bugün 1 milyon 101 bini geçti. 58 adet olan MR sayımız 909 adete, 323 adet olan tomografi sayımız bin 213 adete, 4 bin 891 adet olan diyaliz cihazı sayımız 18 bin adete yükseldi. 112 Acil Sağlık İstasyonu sayımız 481 adetten 2 bin 985 adede, 618 olan ambulans sayısı 5 bin 437 adede ulaştı.” dedi.

Erdoğan, geçmişte yaşanlardan örnekler vererek, “Hatırlayın o günleri, ambulanstan başka her şeye benziyordu. Ben bizzat yaşadım, ölüme gidiyordum. Bunları yaşadık biz. Onun için gelince ‘Kapıya geleni çevirmeyeceğiz, çevirmeyeceksiniz.’ dedik. Hamd olsun şimdi dönem böyle.” ifadelerini kullandı.

Evde sağlık hizmetlerinden toplam 1 milyon 606 bin vatandaşın faydalandığını aktaran Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Ayrıca, koronavirüs ile daha etkili mücadele için bin beşer yatak kapasiteli Yeşilköy Prof. Dr. Murat Dilmener ve Sancaktepe Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum hastanelerini devreye soktuk. Bir özellikleri daha var, Yeşilköy’de havaalanına uçak iniyor, aynı şekilde Sancaktepe’ye uçak iniyor. Yürüme mesafesinde inip hemen hastaneye, acil duruma gelebiliyorsunuz. Ne düşünerek bunu böyle yaptık? Buralara icabında sağlık turizminde gelenler, rahatlıkla gelsin, geldiği zaman da buradan hemen ambulans alsın, hastaneye götürsün, tedavisini olsun, ondan sonra da ambulans uçakla hangi ülkeden geldiyse o ülkeye gitsin veya ülke içinde ülke içinde gideceği yere gitsin.

Ulusal anlamda, uluslararası anlamda Türkiye bunu yakaladı, bunu görsünler. Aynı şekilde Şam ve Sakura Hastenesi de bu özelliklere sahip. O da bu denli güzel, zaten helikopterler hemen tepesine inebiliyor, orada helportu var. Bütün bunlarla sağlık turizmindeki adımımızı da atıyoruz.”

Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin giriş ve çıkışlardaki sağlık kontrolleri için 8 sınır kapısına Sahra Hastanesi kurulduğunu belirterek, “Bugüne kadar 136 ülke ve 4 uluslararası kuruluşun sağlık malzemesi desteği talebini karşıladık.” diye konuştu.

Çeşitli sebeplerle geçici olarak yurt dışında bulunan 138 ülkedeki 90 binden fazla vatandaşı, kurulan hava, kara ve deniz köprüleriyle Türkiye’ye getirdiklerini aktaran Erdoğan, “Bu vatandaşlarımızın sağlık kontrollerini yaparak, karantina süreçlerini takip ederek, gerektiğinde hastanelerde tedavilerini yürüterek, sağsalim ailelerine kavuşmalarını sağladık. Salgın döneminde tüm sağlık hizmetlerinin kesintisiz ve en iyi şekilde verilmesini temin ettik.” bilgisin verdi.

“Hakim, savcı ve personel sayısını yüzde 177 oranında artırdık”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, adalette ise milletin hak ve hukuk arayışına cevap verecek pek çok reformu hayata geçirdiklerini bildirdi.

2002 yılından bu yana hakim, savcı ve personel sayısının yüzde 177 oranında artırarak, yargıda insan kaynakları kapasitesini güçlendirdiklerini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son iki yılda 5 bin 344’ü hakim ve savcı olmak üzere adalet hizmetlerinde görev yapmak üzere 24 bin 64 yeni personel alımı yaptık. Hatırlayın, geçmişte Adalet Sarayı diye bir şey yoktu. Maalesef merdiven altı hizmet diyebileceğimiz durumda adalet hizmetleri dağıtılıyordu. Biz, ne yaptık, Adalet Saraylarını getirdik ve bu Adelet Saraylarını yapmak suretiyle de artık hakimlerimiz, savcılarımız çok daha rahat, çok daha huzurlu hizmet verir hale geldiler.

 

Geçtiğimiz 18 yılda ilk derece mahkeme sayısını adli yargıda yüzde 76, idari yargıda yüzde 32 artırarak mahkemelerin yükünü azaltmıştık. Son iki yılda 554 yeni mahkemeyi daha hizmete aldık. Adli yargı istinaf mahkemelerini ilk olarak 7 yerde faaliyete geçirdik, sonra bu sayıyı 15’e çıkardık. İdari yargı istinaf mahkemelerini de 2016 yılında yine 7 bölgede faaliyete geçirmiştik, bu sayıyı 8’e çıkardık. Böylece istinaf mahkemelerini güçlendirerek, Yüksek Mahkemelerin iş yükünü azaltmanın yanında, uyuşmazlıkların daha etkin ve hızlı şekilde çözülmesini sağladık.”

Son 18 yılda yapılan 269 adet adalet hizmet binasının 38’ini son iki yılda inşa ettiklerini dile getiren Erdoğan, vatandaşların haklarına daha zahmetsiz ve az masrafla kavuşabilmesi için iş uyuşmazlıklarında arabuluculuğu zorunlu hale getirdiklerini belirtti.

Erdoğan, “Son iki yılda arabulucuya giden dosyaların yüzde 63’ü başarıyla sonuçlandı. 2019 yılında kanunlaşan birinci yargı paketi ile temel hak ve özgürlüklerin korunması ve ifade özgürlüğünün güçlendirilmesi amacıyla istinafta kesinleşen bazı suçlarda temyiz yolunu açtık.” dedi.

Hakim ve savcı adaylığı mülakat kurulunun üye sayısını 5’ten 7’ye çıkararak daha geniş tabanlı bir yapıya kavuşturduklarını da ifade eden Erdoğan, infaz düzenlemesiyle, hem adaletin tecellisini hem de hükümlülerin topluma kazandırılmasını gözeten yeni bir sisteme geçtiklerini bildirdi. Erdoğan, “15 yıl kıdemi bulunan avukatların yeşil pasaport alabilmesini biz sağladık. Çoklu baro düzenlemesini de içeren ve avukatların kılık-kıyafetten baro keseneğine kadar pek çok haklarını hukuki güvence altına alan bir düzenlemeyi de geçtiğimiz hafta hayata geçirdik.” diye konuştu.

Erdoğan, ülkenin sınırları içinden ve dışından gelecek her türlü tehdide karşı korumanın, vatandaşları bu cennet vatanda huzur ve güven içinde yaşatmanın, devlet olmanın en başta gelen şartı olduğunu vurgulayarak bunun için, terörle mücadeleyi de kapsayan iç ve dış güvenlik konularının daima önceliklerinin başında yer aldığını söyledi.

İçişlerinde, son iki yılda terör örgütleri ve teröristlerle mücadelede tarihi başarılar elde edildiğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: “Bölücü terör örgütü PKK’ya yönelik 224 bini kırsalda, 10 binden fazlası şehirlerde olmak üzere toplam 234 binin üzerinde operasyon gerçekleştirdik. Bu operasyonlarda 950’si ölü, 732’si yaralı veya sağ, 672’si teslim olmak üzere toplam 2 bin 354 teröristi etkisiz hale getirdik. İkna çalışmalarıyla 530 teröristi örgütün pençesinden kurtardık. Böylece yurt içi terörist mevcudu 400’lü rakamlara kadar geriledi. Sadece son 1,5 yılda PKK’nın 400’e yakın eylemini engelledik.

15 Temmuz darbe girişimi başta olmak üzere, son dönemde ülkemize ve milletimize yönelik en büyük ihanetlerden birinin faili FETÖ’yle mücadele amacıyla 17 bin operasyon gerçekleştirdik. FETÖ’nün bürokrasiden iş dünyasına kadar tüm yapılanmalarını önemli ölçüde yıktık, kalanları da tespit ettikçe temizlemeye devam ediyoruz.

DEAŞ ve El Kaide terör örgütlerine yönelik yurt içinde 2 bin 652 operasyon yürüterek 635 teröristi etkisiz hale getirdik ve 5 eylemi engelledik. 2017 yılbaşından bugüne kadar ülkemizde DEAŞ tarafından tek bir eylem dahi gerçekleştirilememiştir.”

Uyuşturucu ile mücadele kapsamında son iki yılda toplam 364 bin 346 operasyon yürütüldüğünü belirten Erdoğan, vatandaşları ve özellikle gençleri zehirleyen uyuşturucu tüccarlarına göz açtırmamakta kararlı olduklarının altını çizdi.

“Kimse heveslenmesin ona da prim vermeyeceğiz”

Düzensiz göçle mücadele çalışmaları kapsamında geri gönderme merkezlerinin kapasitesini 8 bin 124 kişi artışla 20 bine, sayısını da 9 ilaveyle 28’e çıkardıklarını ifade eden Erdoğan, terörden arındırdıkları yerlere gönüllü dönen Suriyeli sayısının 402 bini aştığını kaydetti.

Erdoğan, hala Türkiye’de bulunan Suriye’den ve diğer yerlerden gelmiş sığınmacıları yakından takip ettiklerini vurguladı.

Erdoğan, milli savunmada, ülkenin ve milletin huzuru ve güvenliği için gece gündüz çalışan orduyu her alanda güçlendirdiklerini belirterek şunları söyledi: “Fırat Kalkanı Harekatı’na ilaveten Zeytin Dalı, Pençe, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı harekatlarıyla güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridoruna yeni darbeler indirdik. Irak sınırımızdan sızan teröristlerin önlerini kesmek için sınır ötesinde güvenli bölgeler oluşturuyoruz. Böylece ülkemize bu bölgeden yönelik terör tehdidini önemli ölçüde bertaraf ettik.

Libya’da, yaptığımız anlaşmalara uygun şekilde ülkenin meşru hükümetine destek veriyoruz. Trablus’u tehdit eden darbecileri gerileterek Libya halkının güvenliğini temin ettik ve geleceğine umutla bakmasını sağladık. Son zamanlardaki bazı gelişmeleri yakından takip ediyoruz ve kimse heveslenmesin, ona da prim vermeyeceğiz.

Kahraman ordumuz, Afganistan’dan Kosova’ya, Somali’den Katar’a kadar dünyanın pek çok yerinde barışın ve huzurun teminatı olarak görev yapmaktadır.

FETÖ terör örgütünden temizlenen ordumuz, ülkesinin ve milletinin hizmetinde tüm gücüyle tarihi bir mücadele yürütüyor. Kahraman askerlerimizin cesaretle ve fedakarlıkla verdikleri mücadele sayesinde, ülke olarak geleceğimize daha güvenle bakıyoruz.”

Savunma sanayisindeki gelişmeler

Erdoğan, savunma sanayisinde, dışa bağımlılığı yüzde 70’lerden yüzde 30’lara düşürdüklerine işaret ederek “Bu alanda 2002 yılında 5,5 milyar dolar bütçeli 62 savunma projesi yürüten Türkiye, bugün 60 milyar dolar bütçeli 700 projeye ulaşmıştır.” dedi.

Aynı dönemde savunma sanayinde faaliyet gösteren firma sayısının 56’dan 1500’e, sektörün cirosunun da 1 milyar dolardan 11 milyar dolara yükseldiğinin altını çizen Erdoğan, bu tablonun, ihracata da yansıdığını söyledi.

Türkiye’nin 18 yıl önce yalnızca 248 milyon dolar olan savunma ve havacılık ihracatının, 3 milyar doları geçtiğine dikkati çeken Erdoğan, “Dünyanın en büyük savunma şirketleri listesinde 5 firmamızın bulunuyor olması, geldiğimiz yerin en önemli işaretidir.” diye konuştu.

“Bizim de uçak gemimiz olacak”

Erdoğan, son iki yılda, Akıncı TİHA ve Aksungur İHA, yerli helikopter GÖKBEY’in ilk uçuşlarını gerçekleştirdiğini belirterek milli İHA motoru PD-170’in ilk uçuşunu ANKA platformu ile yaptığını bildirdi.

GPS’ten bağımsız otonom Sürü İHA Projesi KERKES’i başlattıklarını anımsatan Erdoğan, “Tabii KERKES bizim için büyük bir proje, büyük önem arz ediyor.” dedi.

Bu dönemde güvenlik birimlerine 21 adet T-129 ATAK Taarruz ve Taktik Keşif Helikopteri teslimatı yapıldığını ifade eden Erdoğan, ayrıca, çeşitli kurumlara 15 adet ANKA İHA, 58 adet Bayraktar TB-2 İHA/SİHA, 206 adet Kamikaze Mini İHA’nın teslim edildiğini söyledi. Erdoğan, “Geçmişte isim vermeyeceğim, filanca ülke verecek de işte tamir bakım gerçekleşeceği zaman, adam sana tamirini bakımını böyle bir şeyi de yapmaz. Bunun için bugün git yarın gel. Böyle bir anlayış ama şu anda bizim böyle bir derdimiz artık yok. Herhangi bir sıkıntı olduğu anda zaten her an yanı başımızda anında müdahale, anında tamir, bakım. Dolayısıyla anında bu eserlerimizi yeniden hayata geçirebiliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Portatif özelliğiyle kara, hava ve deniz platformlarına entegre edilebilecek Sungur Hava Savunma Sistemi’nin envantere girmeye hazır hale geldiğini bildiren Erdoğan, GÖKTÜRK Keşif Gözetleme Uydu Sistemi Projesi’nde yörüngede kabul aşamasının tamamlandığını belirtti.

Testleri başarıyla tamamlanan HİSAR-A’nın envantere girme aşamasında olduğunu, ATMACA seyir füzesinin testlerinde de sona gelindiğini, KORKUT Projesi’nde de ilk sistemlerin envantere girdiğini belirten Erdoğan, bu kapsamda 4 adet Komuta Kontrol Aracı ile akıllı mühimmat kullanma kabiliyetine sahip 13 adet Silah Sistemi Aracının orduya teslim edildiğini söyledi.

BORA Füzelerinin teslimatlarının sürdüğünü, SOM mühimmatı ve uçak bombalarını yüksek hassasiyetle hedefe yönlendirme kabiliyetine sahip milli güdüm kitlerinin teslimatlarının hızla devam ettiğini bildiren Erdoğan, Uzun Menzilli Tanksavar Füzeleri UMTAS ve LUMTAS ile Nüfuz Edici Bombaların teslimatlarında herhangi bir aksama yaşanmadığını kaydetti.

Seri Üretim Projesi Sözleşmesi imzalanan Altay Tankı için milli imkanlarla Güç Grubu Geliştirilmesi çalışmaları başlatıldığını ifade eden Erdoğan, ordunun en önemli güç unsurlarından M-60 tanklarından 195’inin modernizasyonunun gerçekleştirildiğini söyledi. Erdoğan, ayrıca proje kapsamında PULAT Aktif Koruma Sistemi kalifikasyon faaliyetlerinin tamamlandığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ülkemizin en önde olduğu alanlardan olan zırhlı araçlardan 1800’ü kullanıcı kurumlara teslim edildi. Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemimiz Anadolu denize indirildi. Yani şu anda tam değil ama yarı da olsa artık bizim de bir uçak gemimiz var ama şimdi bunun tamamını yapacağız. Onun da görüşmelerini yapıyoruz. İnşallah bizim de uçak gemimiz olacak. Şimdi bununla başlıyoruz denize indi. Şimdi ardından inşallah 1 veya 2 tanesini daha almanın gayreti içerisinde olacağız.

MİLGEM ADA Sınıfı Korvetlerin 3’üncü gemisi Burgazada ve 4’üncü gemisi Kınalıada Deniz Kuvvetlerimize teslim edilerek hizmete girdi. Bayağı yakışıklı görüyorsunuz. Bayağı denizde süzülüyor. Bu projenin 5’inci gemisinin inşası da sürüyor. Yeni Tip Denizaltı Projesi kapsamında ilk denizaltımız PİRİREİS havuza çekildi. Bizzat o işlemi yaptık. Test ve Eğitim Gemimiz Ufuk’un inşası tamamlanarak deniz kabul testleri başlatıldı.”

Savaş gemilerinin bakımları için inşa edilen 10 bin tonluk kaldırma kapasitesine sahip yüzer havuzun, mart ayında İzmir Tersanesi Komutanlığına teslim edildiğini belirten Erdoğan, “Görüyorsunuz olacak. Bu işin şakası yok, olacak. Kararlıyız.” diye konuştu.

Erdoğan, F-16 uçaklarına, Milli Dost Düşman Tanıma Tanıtma Sistemi’nin entegre edildiğini bildirdi.

Erdoğan, ULAK Milli Baz İstasyonlarının bin yerde kurularak faaliyete geçirildiğini, Makine Kimya Endüstrisi Kurumu’nun milli ve yerli üretim olan makinalarıyla, Kırıkkale’de günlük 3 milyon cerrahi maske üreten tesisi faaliyete geçirdiklerini söyledi.
“Kanal İstanbul Projemiz de tüm dünyaya örnek olacak”

Ulaştırmada, Cumhuriyet tarihinin en büyük altyapı yatırımlarını hayata geçirmeye devam ettiklerini ifade eden Erdoğan, bu çerçevede, ilk etabı yılda 90 milyon yolcuya hizmet verecek İstanbul Havalimanı’nı devreye aldıklarını, havalimanının tüm etapları hizmete girdiğinde yolcu kapasitesinin 200 milyona kadar ulaşabileceğini kaydetti. Erdoğan, İstanbul Havalimanı’nın, 225 bin kişilik istihdam ve 250’si dış hatlar olmak üzere 300’den fazla uçuş hattıyla, açılır açılmaz ülkenin gurur abidelerinden biri haline geldiğini söyledi.

Erdoğan, salgın dönemine rağmen açıldığı günden bugüne kadar iç ve dış hatlarda toplamda 65 milyon yolcu trafiği gerçekleştirildiğini belirterek “Ülkemize kazandırdığımız 30 havalimanına ilaveten şimdi yine denizin üzerinde Ordu-Giresun deniz üzerindedir. İşte şimdi bu da Rize-Artvin Havalimanı deniz üzerinde yapılıyor. İnşallah o da bitmek üzere. Bir diğeri Yozgat, bir diğeri de Bayburt-Gümüşhane havalimanlarının inşası sürüyor.” dedi.

Erdoğan, yıllık 25 milyon ton yük işleme kapasitesine sahip Filyos Limanı’nın altyapı inşaatını bu yılı sonuna kadar tamamlayacaklarını söyledi.

Kanal İstanbul’un etüt proje çalışmalarını bitirdiklerini aktaran Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bakanlarımızla gerekli görüşmeleri yaptık. Aynı şekilde yine gruptaki arkadaşlarımla görüşmelerimizi yaptık ve bu kanalın inşası için ihtiyaç duyulan mevzuat çalışmalarıyla ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızın katılımıyla bu sürdürülüyor. İnşallah Kanal İstanbul Projemiz de tüm dünyaya örnek olacak. Tüm dünyanın da dikkatini inşallah çekecek. Her yönüyle Kanal İstanbul Karadeniz’i Marmara’ya bağlayan bir cazibe merkezi olarak ülkemizin gündeminde değil, dünyanın gündeminde de nasıl havalimanımız yerini aldıysa o da yerini alacak.”

Erdoğan, İstanbul trafiği için çok büyük öneme sahip Gebze-Halkalı raylı sistem hattını hizmete aldıklarını kaydetti. Marmaray’ı da içinde bulunduran bu hat üzerinde, hem metro ve yüksek hızlı tren hem de yük treni hatlarının birbirine entegre şekilde çalıştığını belirten Erdoğan, yük trenlerinin artık Pekin’den Londra’ya kadar kesintisiz gitmeye başladığını söyledi.

Gayrettepe-Havalimanı Metro Projesi’nde tünellerin delme işleminin bittiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzunluğu 37,5 kilometreyi bulacak bu hatta 9 istasyon arasında önce tam otomatik, ardından sürücüsüz trenlerin saatte 120 kilometrelik hızla hizmet sunacağını söyledi.

Erdoğan, Halkalı-İstanbul Havalimanı raylı sistem bağlantısı kesimindeki çalışmaların hızla sürdüğünü, Kuzey Marmara Otoyolu’nu da bölüm bölüm hizmete açtıklarını, bağlantı yollarıyla birlikte toplam 398 kilometre uzunluğundaki otoyolun kalan kısımlarını da yıl sonuna kadar tamamlayacaklarını kaydetti.

Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son 2 yılda hizmete sunduğumuz İstanbul-İzmir Otoyolu ile iki şehrimiz arasındaki mesafeyi 3,5 saate indirdik. Menemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu’nu tamamlayarak milletimizin istifadesine sunduk. Marmara’yı çepeçevre saracak otoyolun önemli bir geçiş noktası olan 1915 Çanakkale Köprüsü’nün temelini 18 Mart 2018 tarihinde attık, yapımını süratle sürdürüyoruz. Önemli bir ulaşım güzergahı üzerinde yer alan Gümüşhane çevre yolları ile 16,8 kilometre uzunluğunda 9 adet tüneli hizmete açtık.

Geçtiğimiz haftalarda 450 metre uzunluğu ve 165 metre yüksekliğiyle Türkiye’nin en yükseği olan Botan Çayı üzerindeki Beğendik Köprüsü’nü hizmete açtık. Burası terörün aman vermediği bir yerdi. Bu yapılınca teröristler buradan da rahatsız oluyorlar. Rahat hareket alanı kalmıyor. Yani bu işler, terörle mücadele tek yönlü çalışılan bir şey değil, birçok yönlü yapılan bir çalışma. Sadece Botan değil, Botan onların en önemli merkezlerinden bir tanesiydi ama bugüne kadar bir Veysel Eroğlu Ilısu Barajı en önemli bunların hareket merkeziydi. Zaman aldı ama orayı yaptık. Oradaki bütün o tarihi eserleri yerlerinden kaldırıp, farklı yerlere taşımak, orada adeta yeni şehir kurmak bunlar sıradan işler değil. Bunlar hep yapıldı ama birilerinin gözü var görmüyor, kulağı var duymuyor, ağzı var maalesef hakkı, hakikati konuşmuyor. Konuşsalar da konuşmasalar da biz doğruları yapmaya devam edeceğiz. İşte eser ortada.”

Hedef 5 yıl içerisinde 5 bin 500 kilometre hızlı tren hattına ulaşmak

Avrupa ülkeleriyle yüksek standartlı demir yolu bağlantısını sağlayacak Halkalı-Kapıkule demir yolu hattının Çerkezköy-Kapıkule kesimiyle ilgili yapım sözleşmesinin imzalandığını belirten Erdoğan, proje tamamlandığında 229 kilometrelik uzunluğa sahip bu demir yolunda, saatte 200 kilometrelik hızla seyahat edilebileceğini söyledi.

Yatırım tutarı 10,5 milyar lira olan projenin bitmesiyle, Halkalı-Kapıkule arası seyahat süresi 4 saatten 1 saat 20 dakikaya, yük taşıma süresi ise 6,5 saatten 2 saat 20 dakikaya düşeceğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık zaman, özellikle zamanla yarışma zamanı. Eğer siz ekonomide fiyatları düşerecekseniz, bunu başarmanız lazım. Maliyetleri düşereceksiniz önce bunu başarmanız lazım. İşte şimdi biz bunu başarıyoruz.” ifadesini kullandı.

Erdoğan, “Ankara-Eskişehir, Ankara-İstanbul, Ankara-Konya yüksek hızlı tren hatlarımıza, yolculuk süresini 2 saate düşürecek Ankara-Sivas hattını da ilave ediyoruz. Test sürüşleri devam eden bu hattın ilk kesimini yıl sonunda kadar milletimizin istifadesine sunmayı planlıyoruz.” diye konuştu.

Ankara-İzmir yüksek hızlı tren hattı ile Konya-Karaman-Niğde, Mersin-Osmaniye-Gaziantep, Bursa-Bilecik hızlı tren hatları başta olmak üzere halen inşası süren 3 bin 500 kilometrelik raylı sistem projesinin olduğunun altını çizen Recep Tayyip Erdoğan, hedefin 5 yıl içerisinde toplamda 5 bin 500 kilometre yüksek hızlı ve hızlı tren hattına ulaşmak olduğunu vurguladı.

Erdoğan, dünyanın en güzel ilk 4 tren rotasından biri olarak kabul edilen Ankara-Kars arasındaki Turistik Doğu Ekspresi’ni turizme açtıklarını anımsattı.

Modernize edilmek üzere ulaşıma kapatılan Samsun-Sivas demir yolunda da ticari deneme seferlerinin başladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, dış ticarette talebin arttığı Bakü-Tiflis-Kars demir yolu hattına ilave 3 bin 500 ton kapasite artışı sağlayacak Konteyner Aktarma Sistemi’ni de kurduklarını hatırlattı.

Erdoğan, raylı sistem araçlarının yerli imkanlarla üretilebilmesi için Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayii Anonim Şirketini kurduklarını, milli elektrikli trenin fabrika testlerini de başlattıklarını kaydetti.

Recep Tayyip Erdoğan, Van Gölü’nde Ocak 2018’de faaliyete başlayan Sultan Alparslan Feribotu’nun ardından İdris-i Bitlisi Feribotu’nu da tamamlayarak hizmete sunduklarını dile getirdi.

Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi USOM’u hizmete sunduklarını, Türkiye’nin uydu haberleşme alanındaki kapasitesini artırmak, yörünge haklarını korumak ve daha geniş kapsama alanlarına sahip olmak için başlattılan 3 yeni uydu projesinde sona yaklaşıldığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti: “Aralık 2019’da ilk enerji beslemesi yapılarak üretimi tamamlanan Türksat 5A uydusunda son testler devam ediyor. Uydu, bu yılın üçüncü çeyreğinde yerde teslim alınacak ve dördüncü çeyrekte uzaya fırlatılacak. Haberleşme ve servis modülü entegrasyon faaliyetleri tamamlanan Türksat 5B uydusu ise 2021 yılının ikinci çeyreğinde uzaya gönderilecek. Ülkemizin haberleşme uydusu üretebilen 10 ülke arasında yer almasını sağlayacak yerli haberleşme uydusu Türksat 6A’yı ise 2022 yılında uzaya fırlatmayı planlıyoruz. İstanbul’un sembollerinden biri olacağına inandığım Çamlıca Televizyon-Radyo Kulesi’nin yapımı devam ediyor. Çok az kaldı, çok kısa bir zamanda, tabii televizyondan çok burası radyo alıcı, verici özelliğe sahip olacak. 104 frekans burada hizmet görecek ve Çamlıca Camisi’nin çevresindeki kuleleri kaldırıyoruz, hepsini de buraya monte ediyoruz.”

“Son 18 yılda sosyal yardım tutarı toplam 356 milyar lirayı buldu”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile, çalışma ve sosyal hizmetlerin, son 2 yılda da en yoğun çalışılan, en çok icraatı gerçekleştirilen alanların başında geldiğini kaydetti.

Sosyal yardımlarda kurumsal ve yapısal değişikliklere giderek, 2002 yılında 4 olan sosyal yardım programı sayısını 43’e çıkardıklarını belirten Erdoğan, “İhtiyaç sahiplerine bütçeden ayrılan kaynağı da 2 milyar liradan 55 milyar liraya yükselttik. Son 18 yılda yaptığımız sosyal yardım tutarı toplam 356 milyar lirayı buldu.” şeklinde konuştu.

Recep Tayyip Erdoğan, salgın döneminde, sosyal koruma kalkanı çatısı altında vatandaşlara 25,5 milyar lira nakit ödeme yaptıklarını, sadece kısa çalışma ödeneği kapsamında, çok büyük bir bölümü de salgın döneminde olmak üzere 3,7 milyon kişi için 14 milyar liranın üzerinde kaynak kullandıklarını aktardı.

Erdoğan, “Ücretsiz izne çıkartılan veya işini kaybeden 1,7 milyon vatandaşımıza yaptığımız ödeme tutarı da 2,8 milyar lirayı buldu. Son 2 yılda 1 milyon 650 bin iş yeri ve 10 milyon 680 bin sigortalımız için 79,7 milyar lira tutarında destek verdik. Aktif iş gücü programlarımızla son 2 yılda toplam 980 bin kişi için 4,1 milyar liralık kaynak kullandık. İşsizlik ödeneğinden son 2 yılda 1,8 milyon vatandaşımıza toplam 14,7 milyar lira tutarında ödeme yaptık. Ortalama 1,6 milyon iş yeri için toplamda 19,7 milyar lira tutarında asgari ücret desteği verdik.” ifadesini kullandı.

2019 yılında hayata geçirilen Sosyal Çalışma Programı kapsamında 20 bin 351 üniversite öğrencisini ilk kez iş gücü piyasasıyla tanıştırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çalışanlarımızın haklarını koruma esasına dayanan gayretlerimizle, memur ve işçi sendikalaşma oranı yüzde 22 seviyesine yükseldi. Asgari Ücret Tespit Komisyonunda yıllar sonra ilk defa geçtiğimiz yıl oy birliği ile asgari ücret kabul edildi. Asgari ücrette 2018-2020 yılları arasında yüzde 45 oranında artış sağladık. 2002 yılında 184 lira olan net asgari ücreti bugün itibarıyla 2 bin 324 liraya biz çıkarttık. Reel asgari ücreti yüzde 134 artırmış olduk. Böylece, asgari ücretin satın alma gücü paritesine göre sıralamasında, Avrupa Birliği üye ve aday ülkeleri arasında 13’üncü sıradan 8’inci sıraya yükseldik. İstihdama katılım oranının son 15 yılda yüzde 45’ten yüzde 53 düzeyine yükselmesi, ülkemizdeki istihdam piyasasının canlılığına işaret ediyor. Son 2 yılda İŞKUR kanalıyla 2,5 milyonu aşkın vatandaşımızı işe yerleştirdik. Hükümetlerimiz döneminde istihdamı artırmak için 18 ayrı sigorta primi teşviki, desteği ve indirimi uygulayarak, çalışanlarımıza ve işverenlerimize 213 milyar lira devlet katkısı sağladık. Yürüttüğümüz etkin mücadeleyle kayıt dışı istihdamı 23 puan düşürdük. Kayıt dışı istihdamın 1 puan düşürülmesi, ülke ekonomisine yılda yaklaşık 3,7 milyar lira katkıda bulunuyor.”

Emeklilerin, son 2 yılda da en çok desteklenen kesimlerin başında geldiğini, geçen yılın ocak ayında en düşük emekli aylığını 1000 lira olarak belirlediklerini ifade eden Erdoğan, bu yılın nisan ayında bu tutarı bin 500 liraya yükselttiklerini söyledi.

Recep Tayyip Erdoğan, “Emeklilerimize, 2018 yılında bin lira bayram ikramiyesi ödemesine başladık. Bugüne kadar geride bıraktığımız 5 Ramazan ve Kurban bayramında emeklilerimize toplam 53,2 milyar lira ikramiye ödemesi gerçekleştirdik.” dedi.

Kadın milletvekili sayısı yüzde 17,45’e yükseldi

Erdoğan, muhtarların sigorta primlerinin 2017’den bu yana devlet tarafından ödendiğini, geçen yıl muhtarların sosyal güvenliğe ilişkin tüm bildirimlerini elektronik ortama taşıdıklarını ifade etti.

Son 2 yılda geri ödeme kapsamına alınan ilaç sayısının 1015’e ulaştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal hizmet merkezlerinin sayısını, son 2 yılda 46 ilaveyle 344’e çıkardıklarını ifade etti.

Erdoğan, “Yine 60’ı son 2 yılda olmak üzere toplam 240 aile destek merkezini milletimizin hizmetine sunduk. Aile Sosyal Destek Programımız ile 2020 Haziran ayı itibarıyla 2 milyonun üzerinde hanede 5,2 milyon vatandaşımızla görüşme gerçekleştirdik. Aile Eğitim Programı ve Evlilik Öncesi Eğitim Programı eğitimleriyle son 2 yılda toplam 1 milyon 132 bin kişiye ulaştık. Son 2 yıldaki 8 ilaveyle toplamda 32’ye çıkan sosyal dayanışma merkezlerimiz vasıtasıyla kadınlarımızı çok yönlü olarak destekliyoruz.” bilgisini verdi.

Her alanda kadınların yanında olma anlayışıyla, 81 ilde “Kadın Kooperatifçiliği Çalışma Grubu” oluşturduklarını belirten Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kadın milletvekillerinin 2002’de yüzde 4,4 olan oranı, 2020’de yüzde 17,45’e yükseldiğini kaydetti.

Erdoğan, konuşmasında şunları ifade etti: “Şiddete karşı ‘Sıfır Tolerans’ ilkesiyle çalışıyoruz. Artık 81 ilimizin tamamında var olan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerimizde, son 2 yılda 303 bini kadın, 21 bini erkek, 35 bini çocuk olmak üzere toplam 360 bin kişiye hizmet verilmiştir. Kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında son 2 yılda 1 milyonun üzerinde kişiye eğitim ve seminerler verildi. Kadın Konukevi sayısını da 8’den 145’e çıkartarak, 320 bin 500 kişiye hizmet verebilir hale getirdik. ‘Biz Bize Yeteriz’ kampanyamızla vatandaşlarımızdan 2 milyar lirayı aşan bir destek sağlandı. Son 2 yılda yaklaşık 3,9 milyon aileye 3,5 milyon ton ısınma amaçlı kömür yardımı yaptık.

Başımızın tacı olan yaşlılarımıza yönelik hizmetlerin hem çeşidini artırıyor hem kapsamını genişletiyoruz. Bu amaçla 2019 yılını ‘Yaşlı Yılı’ ilan ettik. Ülkemizde daha önce 63’ü kamuya, 22’si özel sektöre ait 85 huzurevinde 6 bin 732 yaşlıya hizmet verilebiliyordu. Son 2 yılda açılan 8 huzureviyle birlikte bugün 179’u kamuya, 248’i özel sektöre ait toplam 427 huzurevinde 27 bini aşkın yaşlımız hizmet almaktadır. Salgın süresince dünyadaki yaşlı bakım kuruluşlarında ölüm düzeyi yüzde 30-80 arasında seyrederken, ülkemizde bu oran yüzde 4’te kaldı.”
Engellilerin evde bakımı için 17 milyar lira ödeme yapıldı

Erdoğan, engellilere yönelik “Evde Bakım Uygulaması”ndan 535 bin vatandaşın yararlandığını, son 2 yılda engellilerin evde bakımı için 17 milyar lira ödeme yaptıklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Engelli memur sayımızı, yaklaşık 10 katlık artışla 5 bin 777’den 57 bin 408’e yükselttik. Son 2 yılda 3 bin 507 engellimiz, aday memur olarak kamuya yerleştirildi. Milletimizin 15 Temmuz şehitlerimizin yakınları ve gazilerimiz için verdiği yardımların etkin şekilde kullanımı amacıyla Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfını kurduk. Salgınla mücadele döneminde bu vakıf kaynaklarından, her ay şehit yakınlarımıza ve gazilerimize 1000’er lira nakdi destek sağladık.” diye konuştu.
“Ekonomimizin bağışıklık sistemini güçlendiriyoruz”

Erdoğan, çevre ve şehirciliğin her dönemde en çok hizmet gerçekleştirdikleri alanlardan biri olduğunu belirterek son iki yılda 23 millet bahçesini hizmetine sunduklarını, halen 72 ilde, 208 millet bahçesi için yaklaşık 45 milyon metrekare alanda çalışmalarını sürdürdüklerini vurguladı.

Hedeflerinin 2023’e kadar tüm illerde en az bir millet bahçesi yaparak 81 milyon metrekareye ulaşmak olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti: ”Afet riski altındaki yapı ve alanların dönüşümü, hayati önemde gördüğümüz çalışmalarımızdan biridir. Tehlike düzeyi yüksek alanlara öncelik vererek 58 ilimizde, 259 adet riskli alan ile yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere 61 ilimizde rezerv yapı alanları belirledik. Can güvenliği tehlikesi olduğunu belirlediğimiz 1 milyon 394 bin bağımsız birimde ikamet eden 5 milyon vatandaşımıza, dönüşüm çalışmaları için 14,7 milyar lira destek sağladık. Onun için vatandaşlarımıza diyorum ki bizi zora sokmayın, gelin Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız bir yeri riskli alan olarak ilan ediyorsa bize yardımcı olun ve biz buralarda süratle inşaatlarımızı yapalım ve sizler de buralara yerleşme imkanını bulun. Ülkemiz genelinde 658 bin adet bağımsız bölüm, riskli yapı statüsünde şu anda yenileniyor. Sanayi alanlarının taşınması ve dönüşümü için de son iki yılda projelendirdiğimiz 10 bin iş yerinden 1420 adedini tamamladık, 3 bin 422 adedinin yapımı sürüyor.”

”Elazığ ve Malatya’da depremzedelerin yaralarını sardık”

Geçen yıl 150 bin konutluk iki ayrı ”Sosyal Konut Kampanyası” başlattıklarını ifade eden Erdoğan, mart ayında düzenlenen ilk kampanyayla birlikte 67 ildeki 140 projede, 50 bin sosyal konutun kura çekimlerinin tamamlandığını ve hak sahiplerinin belirlendiğini söyledi.

Bunlardan 45 bin konutun ihalesinin yapıldığını, 7 bin 679 konutun proje çalışmalarının devam ettiğini anlatan Erdoğan, ”Aralık 2019 tarihinde başlattığımız ikinci kampanyayla 81 ilde ve 100 bin konutun yapılmasını planladık. Bu kampanyanın ihale ve proje çalışması sürüyor. Elazığ ve Malatya’da etkili olan 24 Ocak’taki depremin ardından süratle depremzedelerin yaralarını sardık, mağduriyetlerini giderdik. Deprem konutlarının bir kısmını tamamladık, diğerleriyle ilgili çalışmalar hızla sürüyor.” ifadelerini kullandı.

Geçen yıl Trabzon-Araklı, Bolu ve Bursa ile bu yıl Rize ve Artvin’de meydana gelen sel felaketlerinin ardından da afetzedelerin yaralarını hızla sardıklarını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: ”Doğal afetlere karşı etkin ve hızlı çözüm üretme konusunda hamdolsun ciddi mesafeler kat ettik. 2018 yılında uygulamaya aldığımız imar barışıyla, vatandaşlarımızı mülkiyet sıkıntısı yüzünden devletiyle davalı olmaktan kurtardık. Sıfır Atık Projesi kapsamında bugüne kadar 44 bin kurum ve kuruluş binasında Sıfır Atık Yönetim Sistemi’ni kurduk. Çevre kirliliğinin önlenmesi için plastik poşeti ücretli hale getirdik. Bu uygulamanın ardından 2018 yılında yıllık 440 adet civarında olan kişi başı plastik poşet kullanımı, geçtiğimiz yıl kişi başı 110 adede geriledi. Türkiye genelinde 1107 atıksu arıtma tesisi ile belediye nüfusunun yüzde 86,7’sine atıksu arıtma hizmeti verilirken, son iki yılda atıksu arıtma tesisi sayısını 1148’e, hizmet verilen nüfusu da yüzde 87,4’e ulaştırdık.”
”Tarımsal hasılamızı yüzde 45 artışla 275 milyar liraya çıkardık”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarım ve ormancılıkta Türkiye’yi kendi kendine yeterli olmanın ötesinde çok önemli bir ihracatçı haline getirmek için çalıştıklarını anlatarak, son 2 yılda toplam bitkisel üretimin 8 milyon ton ilave artışla 123 milyon tona yükseldiğini söyledi.

Bu çerçevede hayata geçirdikleri projeler ve başlattıkları uygulamalar sayesinde tarımsal hasılanın yüzde 45 artışla 275 milyar liraya çıkarıldığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

”Tarımsal ihracatımızı son 2 yılda 1 milyar dolar ileriye taşıyarak 18 milyar dolara yükselttik. Çiftçimize verdiğimiz desteği son 2 yılda yüzde 52 artırarak 2018 yılında 14,5 milyar liraya, 2019 yılında 16,1 milyar liraya, 2020 yılında ise 22 milyar liraya çıkardık. Sözleşmeli tarımsal üretimde devrim niteliğinde bir proje olan Dijital Tarım Pazarı Projesi’ni hayata geçirdik. Coğrafi işaret tescili için başvuran 112 tarım ve gıda ürünümüzün daha belge almasını sağlayarak, bu kapsamdaki ürün sayımızı 387’ye ulaştırdık. Ekilmeyen hazine arazilerini üretime kazandırmak amacıyla, 24 ilimizde çiftçilerimize tohumun yüzde 75’ini hibe olarak verdik.

Sertifikalı tohum üretimini yüzde 7 artırmak suretiyle 1 milyon 134 bin tona ulaştırdık. Milli ve yerli tohumculukta ‘Atadan Toruna Tohum Seferberliği’ni başlattık. Hayvancılık desteklerini yüzde 78 artışla 3,7 milyar liradan 6,6 milyar liraya çıkardık. Son iki yılda bu amaçla 13 milyar lira destek ödemesi yaptık. Böylece, büyükbaş hayvan varlığını yüzde 4 artırarak 17,9 milyona, küçükbaş hayvan varlığını yüzde 5 artırarak 48,5 milyona yükselttik. Süt üretimi yüzde 4 artışla 23 milyon tona, kırmızı et üretimi yüzde 7 artışla 1,2 milyon tona ulaştı. Su ürünleri üretimimizi artırmak ve balıkçılarımızın haklarını korumak için Su Ürünleri Kanunu’nda değişiklik yaparak, kaçak avcılığı engelledik. Üretimini yüzde 33 gibi rekor bir artışla 837 bin tona ulaştırdığımız su ürünlerinde, 2023 hedefi olan 1 milyar dolarlık ihracat rakamını, 2019’da yakaladık.”

”Son 2 yılda 600 milyon fidanı toprakla buluşturduk”

Vatandaşların güvenilir ve sağlıklı gıdaya ulaşması için gıda denetim sayısını yüzde 8 artırarak yıllık 1,2 milyonun üzerine çıkardıklarını ifade eden Erdoğan, toplam 5 bin kırsal kalkınma projesine 1,6 milyar lira hibe verdiklerini, Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi proje sayısını 23’ten 41’e yükselttiklerini anlattı.

Türkiye’nin en büyük jeotermal kaynaklı Sera Organize Sanayi Bölgesinin kuruluş işlemlerini İzmir-Dikili’de tamamladıklarını kaydeden Erdoğan, son 2 yılda 404 bin hektar alanda 600 milyon fidanı toprakla buluşturduklarını, sadece “Geleceğe Nefes” kampanyasında 13,8 milyon fidan dikilmesini temin ettiklerini belirtti.

Orman yangınlarıyla mücadele kapasitesinin güçlendirildiğini anlatan Erdoğan, yangınları izleme amacıyla İHA kullanmaya başlanıldığını, bu yıl, üç kat daha fazla su taşıyan amfibik uçaklarının hizmete alındığını aktardı. Korunan alan kapsamına son iki yılda 47 yeni yeri dahil ettiklerinin bilgisini veren Erdoğan, ”Yine son iki yılda 48 barajın, 45 gölet ve bendin, 52 hidroelektrik santralinin yapımını tamamladık. Depolama hacmi bakımından ülkemizin en büyük üçüncü barajı olan Prof. Dr. Veysel Eroğlu Ilısu Barajı Hidroelektrik Santrali’nde elektrik üretimine başladık.” diye konuştu.

İnşa edilen tesislerle 159 bin hektar alanı sulamaya açtıklarını bildiren Erdoğan, ”34 adet içme suyu, 3 adet atık su tesisi, 267 taşkın koruma tesisini hizmete aldık. Arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetleri kapsamında 1,2 milyon hektar alanın tescilini bitirdik. Ülkemizde sulama yapılabilecek yeni tarım arazileri oluşturmak için çalışma başlattık.” dedi

”Ekonomimiz, kur saldırılarının ve yaptırımların hedefi oldu”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hazine ve maliyenin son yıllarda Türkiye’nin en çok mücadele verdiği alanların başında geldiğini vurgulayarak, ”Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’mizin göreve başlamasının hemen ardından ekonomimiz, kur saldırılarının ve yaptırımların hedefi oldu.” değerlendirmesinde bulundu.

Bu saldırıların etkileri ile mücadele kapsamında, ekonominin bağışıklık sistemini küresel türbülanslara karşı güçlendirdiklerini ifade eden Erdoğan, ”Spekülatif ve art niyetli finansal girişim konusunda önlemlerimizi alıyoruz. Katma değerli, istihdama ve ihracata dayalı üretimi önceleyen bir ekonomik işleyişi yerleştirmeye özellikle çalışıyoruz. Özel sektör için uzun vadeli, ucuz ve sürdürülebilir finansman modellerine sahip bir ekonomi hedefliyoruz. Orta Vadeli Programı, bütüncül bir yaklaşım ile ‘Yeni Ekonomi Programı’ olarak kurguladık. Bu programın ilk döneminde ‘enflasyon-kur-faiz’ sarmalına karşı tedbirleri geliştirdik.” diye konuştu.

”Türk lirasına karşı art niyetli girişim kanallarını tıkadık”

Fiyatlama davranışlarındaki bozulmaya karşı tüm sektörlerden 2 bin 700’ün üzerinde firmanın en az yüzde 10 indirim taahhüdü ile “Enflasyonla Topyekun Mücadele” programını hayata geçirdiklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti: ”Swap piyasasında aldığımız önlemlerle, Türk lirasına karşı art niyetli girişim kanallarını tıkadık. BİST Swap Piyasası vasıtasıyla, Türk bankalarının kendi aralarındaki döviz işlemlerini, yabancı bankalara gerek kalmaksızın yapabilmelerine imkan sağladık. Türk lirasının faizinin yurt dışında değil, ülkemizde belirlenmesi için BİST çatısında Türk lirası referans faizi dönemini başlattık. Sektörlere sağladığımız finansman desteklerine ilaveten, tüketici maliyetlerini düşürmek için otomobil, mobilya, konut ve beyaz eşyada ÖTV ve KDV indirimleri yaptık. KOBİ’lerimizin alacaklarını Devlet Destekli Alacak Sigortası ile garanti altına aldık.

Özellikle kış aylarında sebze fiyatlarındaki dalgalanmanın önüne geçmek için Ziraat Bankamız aracılığı ile Sera Finansman Paketini devreye aldık. KDV iadelerini, 10 iş günü içinde yüzde 50’sini gerçekleştirecek kadar hızlandırdık. Katma değerli, ihracata ve istihdama dayalı üretim modeli hedefimiz kapsamında, hammadde ve ara malı imalatı, makine imalatı ve tarım alanlarını içeren 40 milyar liralık İVME Paketi’ni uygulamaya geçirdik. Kur saldırısı sonrası normalleşme dönemini, enflasyon ve faizle mücadelede eşine az rastlanır bir başarı ile kapattık. Bu dönemde yüzde 24’e kadar çıkan Merkez Bankası politika faizi 8.25 seviyesine indi. Yüzde 35’lere yükselen piyasa faizlerinde de yüzde 8 bandına kadar gerilemeyi sağladık. Aynı şekilde, iç borçlanma faizini yüzde 25’ten yüzde 9,72’ye ve dış borçlanma faizini yüzde 7,5’dan yüzde 4,45’e kadar gerilettik. Spekülatif ataklarla yüzde 25’in üzerine çıkan enflasyonu yeniden tek hanelere kadar indirdik.”

“Haziran ayında tarihi bir rekorla 200 binden fazla ailemizi ev sahibi yaptık”

Vatandaşların tarihin en düşük maliyetli ve uzun vadeli finansmanıyla ev sahibi olabilmesini şu anda temin ettiklerinin altını çizen Erdoğan, vatandaşların ciddi manada düşük faiz nedeniyle gerek konut, gerek otomobile talep noktasında büyük talep gösterdiğini vurgulayarak, bu sayede Haziran ayında tarihi bir rekorla 200 binden fazla ailenin ev sahibi olmasına imkan sağladıklarını vurguladı.

Salgın sürecinde 12,2 milyon vatandaşa 43 milyar lira, yaklaşık 1,3 milyon esnafa 30 milyar lira, 207 bin 450 firmaya da 163 milyar lira finansman tahsisi yaptıklarının bilgisini veren Erdoğan, yerli sermayeli kredi derecelendirme şirketini faaliyete geçirdiklerini, yatırımları daha fazla desteklemek için Türkiye Yatırım ve Kalkınma Bankasını yeniden yapılandırdıklarını anlattı.

Yurt dışında yaşayan vatandaşlar için Dövizli Bireysel Emeklilik Sistemi uygulamasınının hayata geçirildiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: ”Vergi kayıp ve kaçağı ile kayıt dışıyla mücadele için Risk Analizi Genel Müdürlüğü kurduk. Mükelleflerin haklarına yönelik başvuruları değerlendirmek üzere de Mükellef Hakları Kurulu oluşturduk. Zor dönemde BİST’in vatandaşlarımıza verdiği güven ile borsadaki katılımcı sayısını yaklaşık 1,5 kat artırarak 1,5 milyonun üzerine çıkardık. 2018 yılında 85 milyar, 2019 yılında 60 milyar kredi kefalet desteğini hayata geçirdik. 2020 yılında kredi garanti kurumlarına aktarılabilecek kaynak tutarının üst sınırını 25 milyar liradan 50 milyar liraya çıkardık. Salgın sürecinde 29 milyar lira tutarında vergi ödemesi ile 40 milyar liralık SGK-Bağkur prim ödemesini erteledik, işverenlerimize nefes aldırdık.”

Ticarette, ihracatı destekleyecek, ithalatı azaltacak, cari dengeyi açıktan fazlaya çevirecek bir stratejiyi hayata geçirdiklerini belirten Erdoğan, “Bu kapsamda, 2002’de 36 milyar dolar olan ihracatımızı 2019’da 5 katına çıkararak 180,8 milyar dolara ulaştırdık. Son iki yılda değer bazında toplam 346,4 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Önceki 24 ayla kıyaslandığında son iki yılda ihracatımız toplamda yüzde 6,5 oranında artış göstermiştir.” diye konuştu.

Erdoğan, aynı dönemde dış ticaret açığının yüzde 53,7 azaldığını, ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 84,1 seviyesine çıktığını vurgulayarak, şunları kaydetti: “İhracata yönelik mevcut ve yeni destek paketleriyle ihracatçılarımıza son iki yılda toplam 6,1 milyar lira destek sağladık. Türk Eximbank bu dönemde 57,3 milyar doları kredi ve 32,9 milyar doları sigorta olmak üzere, ihracatçılarımıza toplam 90,2 milyar dolar tutarında destek verdi. İhracatımızın daha geniş bir tabana yayılmasını sağlayabilmek amacıyla kadın ve genç girişimcileri harekete geçirmekten il bazlı potansiyel tespitine kadar pek çok projeyi hayata geçirdik. Potansiyel üretici-ihracatçı firmaların il bazında tespit etme projemizi 40 ilde tamamladık. Kalan 41 ilimizde de uyguluyoruz. Bu firmaları yeni ve sürekli ihracatçılar haline dönüştürmeyi hedefliyoruz.

İhracatçılarımızın dünyanın her noktasında daha aktif ve görünür olmalarını sağlamak için son iki yılda 11 bin 655 iş insanımıza yeşil pasaport vererek, pek çok ülkeye vizesiz seyahatin yolunu da açtık. Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi ve Elektronik Ticaret Bilgi Platformu’nu hizmete açarak, ülkemizin ilk elektronik ticaret verilerini açıkladık. 2019 yılı itibarıyla elektronik ticaret hacmi 136 milyar lira olarak gerçekleşmiştir. Esnaf ve sanatkarlarımız, hem toplum yapımızın hem de ekonomimizin bel kemiğidir. Son iki yılda toplam 1 milyon 187 bin esnaf ve sanatkara toplam 62,5 milyar lira faiz indirimli kredi kullandırdık. Bu desteklerden yararlanan esnaf sayısında yüzde 197, kredi miktarında ise yüzde 113 artış olduğunu görüyoruz.”

“Salgın sürecinde ticaretimizin kesintisiz sürmesini sağladık”

Yüksek katma değerli, yüksek teknolojili üretim ve ihracatı teşvik amacıyla İstanbul’da “Bilişim İhtisas Serbest Bölgesi”ni kurduklarını aktaran Erdoğan, yerli sanayiyi korumak ve üretim kapasitesini artırmak amacıyla toplam ithalat rakamı 34,2 milyar dolar olan 5 bin 105 ürüne ilave vergi getirdiklerini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, temassız ticaret yöntemini geliştirerek, salgın sürecinde Avrupa Birliği üyesi ülkeler, Irak ve İran’la olan ticaretin kesintisiz sürmesini sağladıklarına dikkati çekerek, “Lisanslı depolardaki ürünlerin tek bir platform üzerinden alınıp satıldığı Türkiye Ürün İhtisas Borsası’nı faaliyete geçirdik. Lisanslı depo sayımızı son iki yılda 57 adet artırarak 110’a ve lisanslı depo kapasitesini 3,2 milyon ton artışla 5,7 milyon tona ulaştırdık.” ifadesini kullandı.

2019’da Sarp, Kapıköy ve Çobanbey gümrük kapılarını, 2020’de de Öncüpınar, Kapıkule ve Hamzabeyli gümrük kapılarını modernize ettiklerini hatırlatan Erdoğan, “Tasfiyelik eşyaların tüm vatandaşlarımızın katılabildiği elektronik ihale yöntemiyle ve online olarak satışına başladık. Bu yöntemle son iki yılda 596 milyon lira tutarında gelir elde ettik. Son iki yılda, önceki döneme göre yüzde 21’lik artış 6,2 milyar lira değerinde kaçak eşya yakalandı. Rekabet Kanunu, Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu çıkardık, Elektronik Çek ve Bono Kanunu Teklifini son aşamasına getirdik.” değerlendirmesinde bulundu.

“Sağlık alanında yenilikçi ürünler geliştirdik”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanayi ve teknolojide, özel sektör, kamu kurumları ve akademiyle istişare içinde hazırladıkları 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi’ni kamuoyuna açıkladıklarına değindi.

Salgın döneminde, sanayinin kabiliyeti ve kapasitesi sayesinde ihtiyaç duydukları ürünleri kolayca üretebildiklerine işaret eden Erdoğan, şunları söyledi: “Bunun da ötesinde, sağlık alanında yenilikçi ürünler geliştirdik, küresel rekabet iddiamızı ortaya koyduk. Rekor sürede ürettiğimiz yerli yoğun bakım solunum cihazıyla, hem ülkemize hem de dünyaya nefes olduk. Tanı kitleri, aşı ve ilaç alanındaki projelerimiz, yurt dışında yapılan çalışmaların ötesinde bir vizyona sahiptir. Sanayileşme ve milli teknoloji hamlesi hedeflerimize daha hızlı varmak için üst düzey kararları alacak Sanayileşme İcra Komitesi’ni kuruyoruz. Ülkemizin 60 yıllık hayali olan yerli otomobil projesini hayata geçiriyoruz. 2019’un son günlerinde milletimizin takdirine sunduğumuz Türkiye’nin Otomobili fabrikasının temelini attık. İnşallah 2022’nin son çeyreğinde aracımız banttan inecek. Bu projeyle elektrikli araçlar konusunda dünyada lider ülkelerden biri olacağız. Ülke genelindeki şarj altyapısını 2023’e kadar yeterli seviyeye ulaştırarak, otomobilimizin her yerde kullanılabilmesini temin edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, raylı sistemlerde de küresel bir oyuncu olma hedeflerinin bulunduğunu vurgulayarak, “Bu sene başında milli elektrikli trenimizi raylara indirdik. 2022’de de milli anahat lokomotifimiz raylarla buluşacak, milli yüksek hızlı trenimizi de en kısa sürede raylarla buluşturmayı hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Planlı sanayileşme politikaları kapsamında geçen yıl 7 ayrı organize sanayi bölgesi projesini tamamladıklarını, bu yılın ilk yarısındaysa 6 organize sanayi bölgesine tüzel kişilik kazandırdıklarının bilgisini veren Erdoğan, şöyle dedi: “Böylece ülkemizdeki organize sanayi bölgesi sayısı 320’ye ulaştı. Geçen yıl İstanbul, Balıkesir, İzmir, Bursa, Mardin, Çanakkale, Trabzon, Adana ve Ankara’da ilan ettiğimiz 12 yeni endüstri bölgesinde özel sektörümüz yaklaşık 8,5 milyar dolarlık yatırım planlıyor. Bu yılın ilk yarısındaysa Konya Teknoloji ve Toros Özel Endüstri Bölgeleri’ni ilan ettik. Ülkemizin uzun dönemli petrokimya ihtiyaçları için stratejik öneme sahip Ceyhan, Filyos ve Karapınar endüstri bölgelerinde, inşallah yılın ikinci yarısında yatırımların başlamasını bekliyoruz.

Tüm sanayi bölgeleri demir yolu ve liman bağlantısına kavuşacak. Sanayide verimlilik ve dijital dönüşümü sağlamak için Ankara, Bursa, İzmir, Konya, Kayseri, Mersin ve Gaziantep’te yetkinlik ve dijital dönüşüm merkezleri kurduk. Son iki senede, özel sektörün 337 milyar liralık sabit yatırımını desteklemek üzere yaklaşık 440 bin vatandaşımıza ilave istihdam oluşturacak, 12 bin 247 yatırım teşvik belgesi düzenledik. KOSGEB aracılığıyla 137 bin işletmeye toplam 3,3 milyar lira destek ödemesi yaptık. Girişimcilik desteklerimiz sayesinde 62 bin yeni işletme kuruldu.”

“Kocaeli’nden İzmir’e bir teknoloji koridoru kuruyoruz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kalkınma Ajansları ve Bölge Kalkınma İdareleri vasıtasıyla 5 bin 870 projeye 3 milyar liraya yakın kaynak aktardıklarına dikkati çekerek, şu paylaştı: “İnovasyon öncülüğünde bir büyüme için son iki yılda Araştırma Geliştirme Merkezleri sayısını 913’ten 1236’ya, tasarım merkezleri sayısını 230’dan 372’ye, teknopark sayısını da 81’den 85’e çıkardık. İzmir Teknoloji Üssü Projesi’ni, Bilişim Vadisi’nin kurumsal gücüyle birleştirdik. Kocaeli’nden İzmir’e bir teknoloji koridoru kuruyoruz. Adeta sıfırdan inşa ettiğimiz Ar-Ge ekosisteminin meyvelerini toplamaya başladık. Hedefimiz 2023’e kadar ülkemizden en az 10 tane, milyar dolarlık yeni şirket çıkarmaktır. Beşeri sermayenin güçlendirilmesi alanında kritik adımlar attık.

Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı ile dünyanın sayılı üniversitelerinden, araştırma merkezlerinden ve alanında öncü küresel firmalarından 127 üst düzey araştırmacıyı ülkemize getirdik. TÜBİTAK’ın çeşitli programları kanalıyla ülke genelinde son iki senede 7 milyonun üzerinde gencimize ulaştık. Son iki yılda 79 gencimiz Uluslararası Bilim Olimpiyatları’ndan 105 madalyayla döndü. Geleceğin teknoloji yıldızlarını yetiştirmek üzere başlattığımız Deneyap Türkiye Projesi kapsamında, 30 şehrimizde teknoloji atölyelerinin kurulumunu tamamladık. 81 ilde 100 Deneyap Teknoloji Atölyesi’nde 50 bin özel yetenekli öğrenci yetiştireceğiz. Toplumda teknoloji ve yenilikçiliğe yönelik ilgiyi artırmak amacıyla iki yıldır düzenlediğimiz TEKNOFEST, dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali oldu. Türkiye Uzay Ajansıyla ülkemizin kritik bir ihtiyacını ve beklentisini karşılamış olduk.”

Erdoğan, Türkiye’nin enerjide kendi kendimize yeterli olmanın ötesinde küresel bir merkez olma yolunda kararlılıkla ilerlediğini söyledi.

İnşasına 2015’te başlanan TANAP Projesinin Gürcistan-Türkiye sınırından Eskişehir’e kadar olan kısmını Haziran 2018’de, Avrupa bağlantısını ise Ekim 2019’da açtıklarını anımsatan Erdoğan, Türk Akımı Doğal Gaz Boru Hattı’nın denizden geçen kısmının Kasım 2018’de tamamlandığını ve 1 Ocak 2020 itibarıyla gaz alımına başlandığını belirtti.

Sıvılaştırılmış gaz, doğal gaz depolama ve yeniden gazlaştırma terminali, yer altı doğal gaz depolama tesisleri alanında gelişmiş bir altyapı kurduklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye’nin ilk deniz sondaj gemisi Fatih, Ekim 2018’de Akdeniz’de sondaja başladı. Geçtiğimiz yıl ikinci sondaj gemimiz Yavuz, sondaj çalışmalarına başladı. Bu hamlelerimizle, Türkiye’ye karşı Doğu Akdeniz’de kurulmaya çalışılan tuzakları tersine çevirdik. KKTC’nin Türkiye Petrollerine verdiği ruhsat alanlarında ve kendi kıta sahanlığımızda arama ve sondaj çalışmalarına aralıksız devam edeceğiz. Şunu altını çizerek ifade etmek istiyorum, biz ne sismik araştırma gemilerimizde, ne sondaj gemilerimizde birilerinin izne tabi değiliz. Biz uluslararası deniz hukuku neyi gerektiriyorsa, uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa, Doğu Akdeniz’de haklarımız nelerse, bu çerçeve içerisinde bu adımları attık, bundan sonra da bu adımları atmaya devam edeceğiz.”

“Türkiye, enerjide de muhtaç ülke olmaktan çıkıyor”

Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin yapımının sürdüğünü ifade eden Erdoğan, kömür üretiminin 101,5 milyon tona yükseltilerek bu alanda Cumhuriyet tarihinin rekorunun kırıldığını söyledi.

BOR’lu Malzemeler Araştırma Laboratuvarını kurduklarını ve Bor Karbür Üretim Tesisinin inşasına başladıklarını bildiren Erdoğan, “Daha önce teknoloji yetersizliği nedeniyle ham madde olarak ihraç ettiğimiz madenlerimizi, artık burada kendi teknolojimiz ve kendi insan kaynağımızla işleyerek yurt dışına satacağız.” dedi.

Son dönemde yerli ve yenilenebilir enerjiye yaptıkları yoğun yatırımların karşılığını da almaya başladıklarını dile getiren Erdoğan, 2019’da elektriğin yüzde 62’sinin yerli ve yenilenebilir kaynaklardan üretildiğini bildirdi.

Toplam 2 bin 13 adet elektrik üretim tesisi devreye alarak, Türkiye’nin elektrik kurulu gücünü son iki yılda 87 bin megavattan 92 bin megavata çıkardıklarını belirten Erdoğan, şu bilgileri verdi: “Yine bu dönemde 1443 megavat hidroelektrik, 1226 megavat rüzgar, 1547 megavat güneş, 370 megavat jeotermal enerjisi kurulu gücünü devreye aldık. Yani enerjide de artık Türkiye muhtaç olmaktan çıkmıştır ve çıkıyor. Yıllık 10 milyon ton ham petrol işleme kapasiteli STAR rafinerisi faaliyete başladı. Son iki yılda 4 il ve 117 ilçe-beldeye doğal gaz arzı sağlayarak, doğal gaz kullanan il sayısını 81’e, ilçe-belde sayısını ise 552’ye çıkardık.”

“Ahdi ve meşru zeminde Libya ile iş birliğimizi geliştiriyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dış işlerinde “Dünya 5’ten büyüktür” anlayışıyla her alanda tüm insanlığın ortak çıkarları için mücadele verdiklerini dile getirerek, bu anlayışla 2018’de 242 olan yurt dışı temsilcilik sayısını 246’ya yükselterek Türkiye’nin dünyadaki etkinliğini artırdıklarını söyledi.

Suriye ihtilafına kalıcı çözüm bulunması için hem sahada hem de masada etkin konumlarını sürdürmeye devam ettiklerini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: “Bin yıllık komşumuz ve kardeşimiz olan Suriye halkı özgürlüğe, huzura, güvene kavuşana kadar bu ülkede kalmaya devam edeceğiz. Bu günlerde Suriye’de bir seçim yapıyorlar, sözde seçim. İzlediniz değil mi, Allah aşkına böyle seçim mi olur? Nerede dünyanın ‘demokrasi demokrasi’ diyen ülkeleri? Hiçbirinin ağzından bir kelam çıkıyor mu? ‘Siz ne yapıyorsunuz’ diyen var mı? Bizim tek parti döneminde yaşandığı gibi. Bunlar da aynısını yapıyor. Bakıyorsunuz demokrasi noktasında çok çok ileri olduğunu söyleyenler, bunun yanında Birleşmiş Milletler kalkıp da ‘ne oluyorsunuz?’ diyen yok. Vatandaş eli kolu mahkum oyunu kullanıyor. Tabii şimdi bir de seçim neticesi ilan ederler evlere şenlik. Yapacakları iş bu. Bütün bunlara karşı biz sesimizi yükseltmek durumundayız. O mazlumların, o mağdurların adına sesimizi yükseltmek durumundayız.”

Türkiye’nin, Libya Milli Mutabakat Hükümeti ile 27 Kasım 2019’da Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası ve Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına ilişkin Mutabakat Muhtırası imzaladığını anımsatan Erdoğan, “Bu ahdi ve meşru zeminde Libya ile iş birliğimizi geliştiriyoruz. Libya ile imzaladığımız Mutabakat Muhtırası’na dayalı olarak ülkemizin Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarındaki hak ve çıkarlarını kararlılıkla savunuyoruz. Ayrıca, bu ülke ile enerji alanındaki iş birliğimizin güçlendirmek için ilave adımlar atıyoruz. Libya’nın meşru hükümetine karşı saldırgan tavırlar içinde olan herkesi, uluslararası hukuka ve Libyalıların iradesine saygı göstermeye davet ediyoruz.” dedi.

“Kıbrıs meselesine ilişkin kararlı duruşumuzu her alanda ortaya koyduk”

Türkiye’nin Irak ile diyaloğunu her alanda ve düzeyde yoğunlaştırmanın gayreti içinde olduğunu bildiren Erdoğan, “Irak’ın siyasi birliği ile toprak bütünlüğünün korunması, terör örgütleriyle mücadele, yatırım ve ticaretin geliştirilmesi, Irak Türkmenlerinin haklarının korunmasına amacıyla bu ülkeye yönelik çabalarımızı sonuna kadar sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Türkiye’nin Körfez’deki stratejik ortağı Katar ile kapsamlı iş birliğini en üst düzeyde yürütülen çabalarla pekiştirdiklerini belirterek, dış politikayla ilgili şunları kaydetti: “Geride bıraktığımız iki yıllık dönemde Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı ile İslam İşbirliği Teşkilatında dönem başkanlıklarını başarıyla yürüttük. İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanlığımız süresince düzenlediğimiz 30’dan fazla üst düzeyli toplantıyla örgütün faaliyetlerine ivme kazandırdık. Ayrıca, İsrail’in hukuksuz adımları karşısında 2017 ve 2018’de Kudüs konulu iki olağanüstü zirveye ev sahipliği yaptık. 2020’de Asya İşbirliği Diyaloğu, D-8, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Forumu ile Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanlıklarımızın etkili biçimde yürütülmesinin gayreti içindeyiz. Balkanlardaki en geniş bölgesel işbirliği forumu olan ve 13 bölge ülkesinin katıldığı Güneydoğu Avrupa Ülkeleri İşbirliği Süreci’nin Dönem Başkanlığını da 1 Temmuz 2020 itibarıyla üstlendik. Birleşmiş Milletler Genel Kurul Başkanlığına ilk defa Türkiye’nin adayı seçildi. En Az Gelişmiş Ülkelere Yönelik Birleşmiş Milletler Teknoloji Bankası, 4 Haziran 2018’de Gebze’de açıldı. Türkiye’yi tehdit eden terör örgütlerinin yurt dışındaki uzantılarıyla mücadelemize kesintisiz şekilde devam ettik. Bu kapsamda uluslararası ve kurumlar arası iş birliğinin geliştirilmesine yönelik yoğun gayret gösterdik.”

Avrupa Birliği ülkeleri, Rusya ve ABD gibi Türkiye’nin yoğun ilişkiler içinde olduğu yerlerle ikili ilişkilerin geliştirilmesi için üst düzey temaslarla yoğun çalışmalar yürüttüklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: “Önde gelen üyelerinden olduğumuz NATO bünyesinde yüksek görünürlüğe sahip faaliyetler sürdürdük. Milli davamız olan Kıbrıs meselesine ilişkin kararlı duruşumuzu her alanda ortaya koyduk. Afrika ile ilişkilerimizi, ülkemizin 54 Afrika ülkesinden 42’sinde temsil edilir hale gelmesi sayesinde, kritik yardımlar ve girişimlerle pekiştirdik. Ankara’daki Afrika ülkesi Büyükelçiliklerinin sayısı da 37’ye yükseldi.”

Kültür ve turizmde Türkiye’nin değerlerini ortaya çıkarma ve koruma amaçlı çalışmalar yürüttüklerini belirten Erdoğan, bu çerçevede, dünyanın bilinen en eski yerleşim yeri olan Göbeklitepe’nin UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesine girmesini sağladıklarını hatırlattı.

Bu tarihi değerin dünyada tanınması için 2019’u “Göbeklitepe Yılı” ilan ettiklerini anımsatan Erdoğan, Türkiye’nin, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listelerine Kayıtlı Unsurlarda 178 ülke arasında ilk 5’te yer aldığını aktardı.

Erdoğan, tarihi mirası ortaya çıkarmak için son iki yılda 363 kazı gerçekleştirdiklerini ifade ederek, şunları kaydetti: “Yurt dışından toplam 13 bin 91 eseri ülkemize getirdik. Turizmde, 2018 yılında ülkemize gelen ziyaretçi sayısı 46 milyonu aşarken, 2019 yılında bu sayı 52 milyona yaklaştı. Salgın nedeniyle bu yıl tüm dünya gibi biz de hedeflerimizi tutturamasak da inşallah en kısa sürede kayıplarımızı telafi edeceğiz. Mavi bayraklı plaj sayımız bu dönemde 459’dan 486’ya yükseldi. Son 18 yılda toplam 5,5 milyar lira kaynak kullanarak 5 bin 400 tarihi eserimizi restore etmiştik, son iki yılda buna 234 eser daha ekledik. Bu yıl içerisinde Sivas Gök Medrese ve Erzurum Çifteminareli Medrese Vakıf Müzelerinin açılışlarını yapmayı planlıyoruz.”

Erdoğan, 2002’de 85 milyon dolar olan Resmi Kalkınma Yardımlarının, OECD verilerine göre, geçen yıl 8,6 milyar dolar seviyesine çıktığına dikkati çekerek, “Bu rakamla tutar bakımından Türkiye dünyada en fazla resmi kalkınma yardımı yapan 6’ncı ülke olurken, milli gelire göre ise ilk sırada yer almıştır. Birleşmiş Milletler tarafından konulan milli gelirin yüzde 0,7’sini yardımlara ayırma oranını, Türkiye bu yıl da yüzde 1,15 oranıyla aşmıştır.” diye konuştu.

“16 bin öğrenciye burslu eğitim imkanı”

Acil ve insani yardımlarda da Türkiye’nin son yıllarda büyük başarı gösterdiğini vurgulayan Erdoğan, şunları ifade etti: “Ülkemiz TİKA ve diğer kurumlarımız eliyle Suriye savaşı mağdurları başta olmak üzere, Irak’ta, Yemen’de, Arakan’da, Afganistan’da, Somali’de ve pek çok coğrafyada mazlum ve muhtaçların elinden tutuyor. Dünyanın göz ardı ettiği Arakanlı Müslümanlara yardım yapan en aktif ülke olarak, Bangladeş sınırındaki kamplarda faaliyetlerimize devam ediyoruz. Son iki yılda dünyanın çeşitli yerlerindeki mazlumlar ve kardeşlerimiz için 300’ün üzerinde okul, 75 hastane ve klinik inşa ettik veya yeniledik. Balkanlar, Doğu Avrupa, Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika gibi farklı coğrafyalarda 25’in üzerinde yeni restorasyon çalışması başlattık. Sadece son iki yılda Balkanlar ve Doğu Avrupa bölgesinde tamamlanan veya devam eden 24 restorasyon projemiz bulunuyor.”

Erdoğan, Türkiye bursları kapsamında 2018’de 135 bin, 2019’da 146 bin 700 başvuru alırken, 2020 yılında bu rakamın 172 ülkeden 155 bin 700’e ulaştığını belirterek, halihazırda dünyanın dört bir yanından 16 bin öğrenciye bursla Türkiye’de eğitim imkanı sağladıklarını dile getirdi.

“Milletimiz yapılan her işi görüyor”

Kuruluşunun 10’ncu yılında 48 ülkede 58 Yunus Emre Türk Kültür Merkezi vasıtasıyla uluslararası kültürel ilişkiler yürüttüklerine değinen Erdoğan, “Son iki yılda yine Yunus Emre Enstitüsü aracılığıyla ‘Türkiye Bilimsel ve Akademik İşbirliği Projesi’ni başlattık.” dedi.

“Görüldüğü gibi Cumhurbaşkanı olarak, bakanlıklarımızın ve kurumlarımızın icraatlarını sizlerle paylaşmak, sadece ana başlıklarıyla ve özetin özeti mahiyetinde bir anlatımla dahi bir hayli uzun sürdü.” diyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Hep söylediğimiz gibi, bizim siyasetimiz eser siyasetidir, hizmet siyasetidir, icraat siyasetidir. Biz sözümüzü eserlerimizle söylüyoruz. Her platformu, milletimize hesap verme yeri olarak görüyoruz. İster açılış, ister temel atma, ister tanıtım, ister başka bir program olsun, hepsinde yaptıklarımızı, yapacaklarımızı, gündemimizi, sevinçlerimizi, üzüntülerimizi milletimizle paylaşıyoruz. Bugün, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişimizin ve kabinemizin göreve başlayışının ikinci yılı vesilesiyle böyle kapsamlı bir değerlendirme yaptık. Esasen, tüm icraatların tam bir icmalini ortaya koymaya kalksak, günlerce bu kürsüde kalmamız gerekir. Milletimiz, yapılan her işi, getirilen her hizmeti, izlenen her siyaseti, günlük hayata yansımaları itibariyle zaten bizzat yaşayarak görüyor. Dünyadaki en büyük saadet, Hakk’a ram olarak onun rızasını, halka hizmet ederek de onun takdirini kazanmaktır. Hamdolsun, ömrümüzün 40 yılı aşkın siyaset döneminin her gününü bu anlayışla değerlendirmeye çalıştık.”

“26 Ağustos’ta Malazgirt’te olacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde hiçbir ayrım gözetmeksizin bu aziz şehrin halkının gönlünde taht kurmanın gayreti içinde olduğunu belirterek, başbakanlığı döneminde de 81 vilayetteki her bir vatandaşın gönlünde taht kurmanın peşine düştüğünü dile getirdi.

Cumhurbaşkanlığında da aynı anlayışla gece gündüz çalıştığını vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şayet ortada bir başarı varsa bunun sahibi önce Hak, sonra milletimizin bizatihi kendisidir. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteği olmadan hiçbir şey yapamayacağımızı, hiçbir eser ortaya koyamayacağımızı, hiçbir başarı kazanamayacağımızı bilecek idrake sahibiz. İşte şimdi 26 Ağustos, Malazgirt geliyor. Sultan Alparslan 25’inde Ahlat’tan Malazgirt’e hareket etmişti. Şimdi biz de Ahlat’ta Cumhurbaşkanlığının şöyle bir merkezini kurduk. İnşallah 25’inde gece orada olacağız ve geceyi orada geçirerek oradan da ertesi sabah Malazgirt’e hareket edeceğiz. Tabii bu koronavirüs çok rahat hareket etmemizi sağlamayacak, buna engel olacak ama öyle de olsa böyle de olsa biz geceyi orada geçirip Sultan Alparslan’ın izinden Malazgirt’e inşallah yürüyecek ve 26’sında Malazgirt’te olacak, ondan sonra da programımızı tamamlayıp tekrar işlerimize döneceğiz.”

“Eserlerle anılacağız”

“Kerameti kendinde görüp nefsine yenik düşerek halka tepeden bakanların, istikameti kaybetmesi mukadderdir.” diyen Erdoğan, Ahlat’ta Van Gölü’nün kenarında Sultan Alparslan’a yakışan, çok güzel bir eserin meydana geldiğine dikkati çekerek, şu değerlendirmeyi yaptı: “Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Bu eserlerle anılacağız. Onun için çok önemli. Hamdolsun biz bu yanlışa düşmeden çalıştığımız, mücadele verdiğimiz, gereken gayreti gösterip tevekkül ettiğimiz için bugünlere geldik. İnşallah bundan sonra da aynı anlayışla aynı teslimiyetle aynı kalp ve zihin huzuruyla yönümüz hep geleceğe dönük olarak mücadeleyi sürdüreceğiz. Türkiye, gerçekten çok zor ve bir o kadar da tarihi süreçlerden geçiyor. Bilhassa son 7 yıldır kesintisiz yaşadığımız saldırıların, günlük siyasi sonuçlar elde etme değil, doğrudan inancımıza, tarihimize, kültürümüze, birliğimize, beraberliğimize, vatanımıza, kardeşliğimize, ezanımıza, bayrağımıza, tüm kutsallarımıza yönelik amaçları olduğunun gayet iyi farkındayız. Sokakların karıştırılmasından darbe girişimlerine, terör örgütlerinin kışkırtılmasından ekonomimize kurulan tuzaklara kadar her saldırının aynı hedefe yönelik gülleler anlamı taşıdığı konusunda şüphemiz bulunmuyor.”

Erdoğan, milletin, vatan topraklarındaki bin yıllık tecrübesinin verdiği irfanla, bu gerçeği görüp, safını istiklali ve istikbalinden yana belirlediğini vurgulayan Erdoğan, “Bize düşen, milletimizin bu fedakarlığına karşı borcumuzu, içeride ve dışarıda oynanan tüm oyunları bozacak feraset, gayret ve azimle çalışarak ödemektir. Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştırana kadar durmadan, duraksamadan, önümüze çıkan hiçbir engel karşısında yeise düşmeden, hizmet çıtasını hep yükselterek yolumuza devam edeceğiz.” dedi.

Cumhurbaşkanı ve kabinesi olarak, dördüncü ve beşinci yılda da bu muhasebeyi yaparak, 2023’e kadar çalışacaklarını dile getiren Erdoğan “Rabbim yar ve yardımcımız olsun.” ifadelerini kullandı.

İcraatlar sinevizyonla yansıtıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2 saat 15 dakika süren konuşması sırasında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve kabine üyeleri de sahnede yerlerini aldı.

Erdoğan konuşurken Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi icraatları da sinevizyonla ekrana yansıtıldı.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu