Hollanda’da burka yasağı protesto edildi
Hollanda’nın Lahey kentinde, burkalı kadınların insiyatifiyle farklı kurumlar tarafından organize edilen gösteriye, Müslümanların yanı sıra çok sayıda Hollandalı gayrimüslim de katıldı.
Koekamp Meydanı’nda düzenlenen gösteride, eylemciler, “Sen benim özgür olmama izin vermezsen nasıl özgür olabilirim”, “Özgürlük hakkım gasbediliyor”, “Beni görmek istiyorsun ama dinlemek istemiyorsun”, “Bu yasa kurtuluş değil, baskıdır” ve “Kendim olmak istiyorum” yazılı pankartlar taşıdı.
Gösteride yapılan açıklamalarda, eğlence ve kültürel etkinliklerde kullanılan maskeli giysilerin burka yasasının kapsamına girmediği vurgulanarak, yasanın doğrudan Müslümanlara bir saldırı olduğuna dikkat çekildi.
“Bu yasak başka yasakların da önünü açabilir”
Gösteride konuşan Hollanda Kültürlerarası İnsan Hakları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Tom Zwart, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu’nun burka yasağına karşı çıkmasına rağmen Hollanda hükümetinin bunu görmezden gelmesini eleştirdi.
Zwart, “Müslüman ve gayrimüslim bireyler ve kurumlar, yasanın bir yıl içerisinde yeniden değerlendirilmesini sağlamak için uğraşmalı. Uluslararası topluluğun da desteğini alarak bu şekilde bu yasa bir sene sonra belkide yürürlükten kaldırılıp çöpe atılabilir.” dedi.
Yasanın kaldırılması için adımların birlikte atılması gerektiğini belirten Zwart, “Geert Wilders (Aşırı sağcı lider) attığı adımla şimdilik bir sıfır önde. Bizim yapmamız gereken harekete geçip bu yasanın çöpe atılmasını sağlamak.” ifadesini kullandı.
Amsterdam Üniversites Antropoloji Uzmanı Dr. Martijn de Koning de bir sonraki adımın başörtüsü yasağı olabileceği sinyallerinin şimdiden verildiğine dikkati çekerek, “Bu yasak başka yasaklara da öncülük edebilir fakat burkalı kadınlar yalnız değiller çünkü bu yasaya gayrimüslimler ve kurumlar da karşı.” diye konuştu.
Amsterdam Üniversitesi Antropoloji ve Sosyoloji Bölümü Profesörü Annelies Moors da Hollanda Danıştayının yasanın uygulanmaması tavsiyesine vurgu yaparak, şunları kaydetti: “Bu yasa hiçbir şeyi çözmüyor aksine problem oluşturuyor. Halkın bir kısmını ayrıştırıyor. Hollanda’da başka güvenlik problemleri varken toplumda sorun teşkil etmeyen kişilerle uğraşılıyor. Ben yasağa karşıyım.”
“Sonraki adım başörtüsü yasağı”
Hollanda’da 1 Ağustos’ta yürürlüğe giren “burka yasağı” kapsamında, kişilerin eğitim ve sağlık sektörü, toplu taşıma araçları ve devlet dairelerinde yüzlerini tanınmayacak şekilde tekstil, maske veya kask gibi unsurlarla kapatması yasaklanmıştı.
Ülke basınında çıkan haberlerde, burka yasağına uymayanların en az 150 avro cezaya çarptırılacağı belirtilmişti.
Ülkede Müslümanların kurduğu Nida partisi, burka yasağı kapsamında verilecek cezaları üstleneceklerini duyurmuştu.
Hollanda’da İslam ve yabancı karşıtı aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders, yasanın yürürlüğe girdiği gün sosyal medyadan, “Burka yasağı yürürlüğe girdi. Şimdi bir sonraki adım için çalışmaya başlayabiliriz. Hollanda’da başörtüsü yasağı.” paylaşımında bulunmuştu.
Burkalı kadınlara “sivil müdahale” endişesi
Ülkenin önde gelen gazetelerinden Algemeen Dagblad, bu hafta burka yasağına ilişkin haberinde, halkın, burkalı bir kadından rahatsız olması halinde sözlü ve fiziki müdahale hakkına sahip olduğunu yazmıştı.
Haberde, bu hakkın, Hollanda Ceza Kanunu’nun, “halkın, bir kişinin suç işlediğine şahit olması durumunda fiziki müdahalede bulunabileceğini” öngören 53. maddesi kapsamına girdiği ve burka yasağının da bu kapsamda değerlendirileceği ileri sürülmüştü.
Ülkede başta Müslümanlar olmak üzere çok sayıda kişi sosyal medyadan, bu madde doğrultusunda sivillerin müdahale hakkından ve gazetenin haberiyle adeta Müslümanları hedef göstermesinden rahatsız olduklarını belirtmişti.
Uluslararası Af Örgütü Hollanda şubesi de geçen hafta sosyal medyadan, kadınların giyimlerinde seçme özgürlüğüne sahip olduğunu belirterek, söz konusu yasağa karşı olduklarını duyurmuştu.
Hollanda Danıştayı yasayı tavsiye etmiyor
“Din özgürlüğünü kısıtladığı” gerekçesiyle Hollanda Danıştayınca tavsiye edilmeyen yasa, 2016’da Temsilciler Meclisince çoğunlukla kabul edilmişti.
Hollanda Senatosu da geçen sene, uzun süredir üzerinde tartışılan tasarıyı onaylamıştı.
Amsterdam, Rotterdam ve Utrecht belediye başkanları geçen yıl, yasayı uygulamayı düşünmediklerini açıklamışlardı.