IKG Enstitüsü Başkanı Çelik: Kafkasya’da barış herkesin faydasınadır
“Çok kültürlü coğrafyalarda barışı içinde yaşamanın şartı dışarıdan alınan destekler ile komşu topraklarını işgal etmek olmamalı diyen Dr. Latif Çelik, “Kafkasya halkları dış müdahaleler olmadığı dönemlerde barış içinde yaşamayı başarabilmişlerdir.” dedi.
Ermenistan tarafından gelen tacizler karşısında Azerbaycan’ın verdiği sert cevaplar ile şok olan ileri batı ülkeleri çatışmalara derhal son verilip barış görüşmelerinin başlamasını belirtiyorlar. Bu ülkelerin önde gelenlerinin Minsk Gurubu üyesi Rusya, Fransa ve ABD olması ise oldukça komik bir görüntü oluşturuyor. Bu konuda görüşlerine başvurduğumuz IKG- Kültür, Tarih ve Entegrasyon Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Dr. Latif Çelik, “Kafkasya’da samimi siyasetçiler ile barışı sağlamak aslında zor değil. Minsk Grubu üyesi ülkeler Ermenistan ile yakın ilişkileri ve siyasi bağları olan devletlerdir. BM Güvenlik Konseyi“nde alınan kararlara bu ülkeler imza atarak “Karabağ Azerbaycan Toprağıdır” demişler. Dikkat edin bu ülkeler Türkiye, Almanya ve İtalya değil, bizzat ateşkes görüşmelerinin ve Ermenistan’ın hamisi Rusya, Fransa, ABD üçlüsüdür. Burada traji komik bir çelişki var. Şimdi de tacizler karşısında Azerbaycan’ın sert bir karşı savunmaya geçmesinden bu ülkelerin rahatsız olmasını anlamak ise mümkün değil. Sanıyorum bu üç ülkeyi uluslararası hukuk doğru imzaya atmaya zorlasa da, ahlaki ölçüleri bu gün böyle davranmayı gerektiriyor” şeklinde cevaplandırdı.
Dünya kamuoyunda bir anda gündeme oturan Kafkasya sorunu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Dr. Latif Çelik, “Savaş, sadece savunma amaçlı ve sivillere zarar vermeden yapılırsa haklılığı olabilir. Şu an Azerbaycan tarafının böyle bir duruşu var, ve Bakü yönetimi uluslararası hukuka uygun ket ederek “Var olan bir işgal devam ederken, işgal güçlerinin sivil Azerbaycan halkınının üzerine ateş açması“na cevap vermiştir. Özellikle sivilleri hedef almamaya çalıştığı farkediliyor. Ermeni güçlerin fırlattığı füzelerin çatışmalar ile ilgisi olmayan Gence’ye düşmesi izah edilebilecek bir durum değildir. Ermenistan tarafı çatışma sahalarının genişletilmesini amaçlamış olsa da bu tehlikeli hareketler uluslararası hukuka göre suçtur. Çatışma alanlarının dışındaki sivillerin üzerine roket fırlatanlar birgün uluslararası hukuk önünde hesap vereceklerdir. Nitekim Sırp güçlerin Bosna’da katliam yapan birliklerinin komutanları ile bu emirleri veren siyasi liderleri Lahey’de yargılanmışlardır.” şeklinde konuştu.
Yeni dönemde Azeri – Ermeni görüşmelerinin hangi yöne evrileceği konusunda da ilginç bir görüş ortaya atan IKG Başkanı Dr. Latif Çelik, “Türkiye ve Rusya, Azerbaycan-Ermenistan görüşmelerine garantör olmalıdır. Üçüncü ülke ise öteden beri Kafkasya’ya ilgisi yakından bilinen Almanya da masaya dahil edilmelidir. Yeni görüşmeler öncelikle Ermenistan-Azerbaycan + ART ülkeleri dediğimiz Almanya – Rusya – Türkiye gözlemciliğinde devam etmelidir.” görüşünü ortaya attı.
Kafkasya gibi çok kültürlü coğrafyalarda çatışmaların durması için ne yapılması gerek sorusuna ilginç cevaplar veren Dr. Çelik, “Öncelikle barış herkesin faydasınadır. Bu sorunun cevabını tarihçiler ve sosyologlar da birlikte vermelidir. Burada tek yapılması gereken ilk etapta komşuya saygı ve onun varlığını kabullenmektir. Gence’ye düşen roket bir Ermeni vatandaşın evine düşmüştür. Bu demektir ki, bölge halkları içiçe yaşıyor ve Azerbaycan tarafında farkedilir bir Ethno-Harmoni gerçeği var. Sağa sola delicesine fırlartılan roketler ile çatışmaları geniş coğrafyalara yaymaya çalışmaktansa komşular ile savaştan sonra da birlikte yaşanacağı kabul edilmelidir. Ermenistan tarafı tehlikeli tarihi hayaller görmek yerine, komşuları ile birlikte yaşamayı günün gerçeği olarak kabullenip Gürcistan, Azerbaycan ve Türkiye ile iyi ilişkiler kurmaya gayret etmelidir. Ülkelerini savaş alanına çeviren siyasi liderler öncelikle kendi insanlarının vicdanında yargılanmaya başlar. Tarih, haksızların ilelebet kazançlı durumda olduğunu yazmıyor, ama ülkelerine yapılan saldırıya hukuk içerinde cevap veren onurlu insanları hep saygı ile anıyor. Ermeni Halkı dış güçlerin oyunlarına figüran olmak ile, Kafkasya coğrafyasında saygın bir komşu olma arasında seçim yapmalıdır.” şeklinde cevap verdi.
Ermenistan Devlet Başkanı Nikol Paşinyan’ın, “Türkler dizginlenmez ise Viyana önlerine kadar gelirler“ şeklindeki sözlerini değerlendirmesini istediğimiz Dr. Latif Çelik, “Bu sözler sıkışan kasaba tüccarlarının hezeyanlarıdır, üzerinde konuşmaya gerek yok” şeklinde cevap verdi.
Çatışma alanları ile ilgili analizleri ile tanınan Dr. Latif Çelik geçtiğimiz yıllarda yaptığı Kafkasya gezisinde Ermeni, Gürcü, Oset, Azerbaycan Türkü, Çerkez, Abaza, Karaçay, Inguş ve Acara’lar ile görüşerek bir Alman Düşünce Kuruluşu için “Kafkasya’da Çok Kültürlü Yaşam” adlı bir rapor hazırlamıştı.