İskandinav ülkelerini neo-Nazi rkçı eylemler sardı
Avrupa’da artan ırkçı eylemlerin merkezlerinin başında İskandinav ülkeleri geliyor. Bu ülkelerde etkili olan “İskandinav Direniş Hareketi”nin hızla büyümesi ise endişe yaratıyor.
İskandinav ülkelerinde etkin olan aşırı sağcı “İskandinav Direniş Hareketi”nin (NMR) hızla büyümesi, ırkçılıkla mücadele eden çevrelerde endişeyle karşılanmaya başladı. NMR son olarak İsveç’in başkenti Stockholm’de bu hareketin yasaklanmasını isteyen siyasetçiler ve ırkçılık karşıtlarını polis gözetimi altında protesto etti.
Çöp ve Hitler selamıyla verilen çirkin mesaj
Danimarka’nın kuzeyinde daha önce yaşanan başka bir olayda ise, ülkenin dördüncü büyük kenti olan Aalborg’da bir pazar günü buluşan 3 kişi, bölgenin meskun mahallerinden birine giderek yanlarında getirdikleri devasa çöp yığınını ortalığa boşalttı. Şüphelilerin hedefinde, aynı yerde oturan Aalbourg Belediyesi Çevre ve Enerji İşleri Müdürü Lasse P. N. Olsen vardı. Şüpheliler geride bıraktıkları bir mektupla siyasilerden daha fazla atık imha etmelerini talep etti.
Olsen’in komşularının verdiği ifadeye göre, şüpheliler bölgeden ayrılırken bir yandan göç karşıtı sloganlar attı, diğer yandan da Hitler selamı verdi. Geride bıraktıkları mektupta da, “Den Nordiske Modstandsbevægelse” yani kendisini “İskandinav Direniş Hareketi” olarak adlandıran grubun imzası yer alıyordu.
Neo-Nazi NMR hareketinin arkasında kim var?
“İskandinav (Nordik) Direniş Hareketi” (NMR), neo-Nazi tipi bir örgüt olarak ilk önce İsveç’te ortaya çıktı. Açık şekilde antisemitik, göçmen karşıtı ve eşcinsel düşmanı olduğunu vurgulayan hareket, kendi web sitesinde yer alan açıklamaya göre hedefini “Saf etnik yapıya sahip Pan-Nordik bir ulus yaratmak” olarak tanımlıyor.
İskandinav etnisitesine ait olmayanların Kuzey Avrupa’dan sınır dışı edilmesini talep eden NMR, açıktan şiddet yanlısı çağrılar yapmamakla birlikte, hareketin mensupları çatışmaya girmekten kaçınmadığı gibi dövüş sanatları ve bıçaklı saldırı eğitimi alıyor.
Neo-Nazi hareketinin çekirdek grubu, bundan 21 yıl önce kurulduğu İsveç’te. 2008’de Finlandiya’da örgütlenmeye başlayan NMR, 2011’de Finlandiya’ya ayak bastı ve şimdilerde de Danimarka’da yayılmaya çalıştığı gözleniyor. Araştırmacılar ve aktivistler, bu grubun şiddet odaklı davranışlarını kaygıyla izlemeye devam ediyor.
Geçmişleri çatışma ve şiddet olaylarıyla dolu
“İskandinav Direniş Hareketi” daha önce yaşanan bir dizi şiddet olayıyla doğrudan bağlantılı baş sorumlu olarak öne çıkıyor. Söz konusu vakalarda NMR üyelerinin kendi ideolojileriyle uyuşmayan azınlıkları ve yaşam tarzlarına katılmadıkları kesimleri hedef seçtiği görülüyor. Örneğin 2016’da Finlandiya’daki bir protesto gösterisi sırasında, bir NMR üyesinin tekmelediği bir şahıs yere düşmüş ve kafasında çarpmaya bağlı oluşan yaralanma sonucu ölmüştü.
NMR ideolojisiyle ilişkili neo-Naziler, 2016 ve 2017 yıllarında Göteborg’da iki ayrı eylem düzenlemişti. Bu eylemlerden birinde, sol çevrelerin müdavimi olduğu bir kafe ile mültecilerin ikamet ettiği bir yurdun da bulunduğu bölgede patlayıcı maddeler havaya uçurulmuş ve bir göç idaresi memuru yaralanmıştı.
Çöp dökme eylemleriyle “büyüyoruz” mesajı
Kendisini “Jacob Andersen” olarak tanıtan bir NMR üyesi, hareketin son dönemde sıklaşmaya başlayan çöp yığma eylemleriyle “büyüyoruz” mesajı verdiğini söyledi.
Daha önce Aalbourg Belediyesi Çevre ve Enerji İşleri Müdürü Lasse P. N. Olsen’in evinin kapısında gerçekleştirilen çöp dökme eyleminin bir benzeri, yine aynı gün içinde Danimarka Çevre ve Gıda Bakanı Jakob Ellemann-Jensen’in evinin girişinde yapılmıştı.
Uzmanlara göre “en radikal örgüt”
NMR’nin eylemlerini gözlemleyen uzmanlar, harekete mensup olanların ve düzenledikleri eylemlerin sayısının henüz düşük olduğunu ancak üye sayısının son yıllarda hızla arttığını belirtiyor.
Merkezi Stockholm’de bulunan partiler üstü ırkçılık karşıtı Expo Vakfı’nın uzmanlarından Jonathan Leman, örgütün son 3 yılda düzenli olarak büyüdüğünü belirterek, “Bu gelişme çok endişe verici çünkü bahsi geçen örgüt bu gruptakiler arasında en radikal olanı. Yeni üyelerinden eylemlere katılmalarını talep ediyor. Ayrıca siyasi karşıtlarına, polis ve kendileriyle karşı karşıya gelenlere karşı çok daha şiddet yanlısı bir eğilim gösteriyorlar” diye konuştu.
NMR’nin büyümesini tetikleyen temel etmenlerden biri ise, yabancı karşıtı İsveç Partisi’nin (SvP) 2014 yerel seçimlerinde aşırı oy kaybederek dağılması oldu. Partinin dağılmasıyla birlikte aşırı sağcılar dayanışma içine girerek NMR bünyesinde buluşmaya başladı. Expo’nun hazırladığı rapora göre, İsveç’teki ırkçı eylemlerin yüzde 94’ü de NMR mensuplarınca gerçekleştiriliyor.
NMR’ye karşı hangi tedbirler alınıyor?
Finlandiya’da bir mahkeme geçen yılın sonunda NMR hareketini yasakladı. Ancak hareket bunun üzerine temyize gitti. Norveçli araştırmacılar ise gruptan ayrılmak isteyenler için bir “çıkış” programı geliştirdi. Program, halihazırda İsveç ve Norveç’te başarıyla uygulanıyor.
Danimarka’da ise çeşitli inisiyatifler bastırdıkları çıkartmalarla belediyelerden yerel düzeyde tedbirler almalarını talep ediyor. Neo-Nazileri yakından tanıyan isimlerin başında çöp dökme eylemlerinin ilk hedefi olan Aalbourg Belediyesi Çevre ve Enerji İşleri Müdürü Lasse P. N. Olsen geliyor.
Neonazilerle karşı karşıya gelmesi 1990’lardaki üniversite yıllarına uzanan Olsen, ırkçılara gösteri hakkı verilememesi için düzenlenen bir protestoda saldırıya uğrayan isimler arasında. İşin bu kez kendi evinin kapısına kadar uzanmasından aşırı etkilendiğini belirten Olsen, “Bana nerede oturduğumu bildiklerini söyleyerek mesajlarını iletmiş oldular. Henüz ciddi bir tehlike haline gelmiş olmasalar bile, görmezden gelmek yerine aşırı sağcılara karşı şimdiden sesimizi yükseltmek zorundayız” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Euronews