Gündem

“Kudüs davası; Filistin’deki bir avuç Müslümanın değil, hepimizin ortak davasıdır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs Platformu Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Kudüs davası, yalnızca Filistin’deki bir avuç Müslümanın davası değildir. Kudüs; 1,7 milyarlık İslam âleminin onuru, namusu ve harim-i ismetidir. Bu dava hepimizin ortak davası, hepimizin ortak meselesidir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Parlamenterler Arası Kudüs Platformu 2. Konferansı’na katılarak bir konuşma yaptı. “Kudüs, Filistin’in Ebedi Başkenti” temasıyla düzenlenene konferansta yaptığı konuşmasında; parlamento başkanları ve platform üyelerini İstanbul’da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerine Filistin’e verdikleri destek ve Kudüs davasına sahip çıktıkları için teşekkür etti.

“KUDÜS PLATFORMU’NUN ÇALIŞMALARI SON DERECE KIYMETLİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında Cahit Zarifoğlu’nun “Filistin bir sınav kâğıdı, Her mü’min kulun önünde” dizelerine atıfta bulunarak şöyle konuştu: “Kudüs Platformu yaptığı çalışmalarla, toplantı ve konferanslarla işte bu imtihanı alnının akıyla vermenin mücadelesini yürütüyor. Sizler buradaki mevcudiyetinizle Filistin davasına sadece kendi şahsi desteğinizi değil aynı zamanda temsilcisi olduğunuz milyonlarca kardeşimizin muhabbetini de ortaya koyuyorsunuz. Gerek ülkelerinizde yaptığınız faaliyetlerin, gerekse Kudüs Platformunun üyeleri olarak icra ettiğiniz programların son derece değerli, kıymetli olduğuna inanıyorum. Bu vesileyle Filistinli kardeşlerimizin işgal, zulüm ve yıkıma karşı sürdürdükleri şanlı direnişe olan güçlü desteğimizi buradan tekrarlıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs davasının yalnızca Filistin’deki bir avuç Müslümanın davası olmadığını, bu davanın 1,7 milyarlık İslam âleminin onuru, namusu, harim-i ismeti olduğunun altını çizdi.

“KUDÜS’Ü TEKRAR BİR BARIŞ YURDU HÂLİNE GETİREN ECDADIMIZDIR”

“Bu dava hepimizin ortak davası, hepimizin ortak meselesidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kudüs, Peygamberler Sultanı Hazreti Nebi’nin ‘Şayet oraya gidemez ve orada namaz kılmazsanız bari oranın kandillerini aydınlatacak yağ gönderin’ diyerek emanet ettiği kutlu beldedir. Bu şehrin her bir taşında, her bir sokağında, yüzyıllardır ayakta duran her bir ibadethanesinde Selahaddin-i Eyyubi gibi Müslüman idarecilerin emeği, alın teri vardır. Haçlı seferleriyle yakılan bu şehri tekrar ayağa kaldıran, 400 yıl boyunca tüm inanç mensupları için tekrar bir barış yurdu hâline getiren ecdadımızdır. Bizim için Kudüs, arzın üstünde bir sancak, görkemli bir çınardır. İşte bunun için Allah Resulünün Miraca yükseldiği bu kutlu şehri İstanbul’dan, Kahire’den, Bağdat’tan, Mekke ve Medine’den ayırt etmeden seviyoruz. İşte bunun için biz ‘Kudüs kırmızı çizgimizdir’ diyoruz.”

Kudüs’ü savunmanın insanlığı savunmak, barışı, adaleti, bağımsızlığı savunmak olduğu inancıyla bu meseleye en güçlü şekilde sahip çıktıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte Türkiye’ye verilen desteğin sadece bugün adına değil, gelecek adına da hayati öneme sahip olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihî gerçekler ve uluslararası hukuk ortada iken, İsrail’in son 50 yıldır kasıtlı bir şekilde Kudüs’teki İslam mirasının izlerini silmeye çalıştığını belirterek, “Silemeyeceksiniz, bu tarihî gerçeği yok edemeyeceksiniz. 1 milyar 700 milyonluk İslam dünyasını, içinde gaflet içerisinde olan yöneticiler olabilir, ama bu halkları yok edemeyeceksiniz. Müslümanlara ait toprakları, iş yerlerini, evleri, hatta ibadethaneleri gasp ederek burada kültürel bir soykırım uyguluyorlar. Buralara birkaç tane büyükelçilik getirmek suretiyle, başkonsolosluk taşımak suretiyle eğer Kudüs’ün şahsi manevisini yok edeceğinizi zannediyorsanız kendinizi aldatıyorsunuz” şeklinde konuştu.

“BİRLEŞMİŞ MİLLETLER’İN REFORMA İHTİYACI VAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1967 yılı Filistin haritasıyla 2018 haritasını karşılaştırmanın bile, Filistin’de yaşanan kültürel soykırımı ortaya koyacağını ifade ederek, İsrail’in işgal faaliyetlerini bu denli pervasızca yapabilmesinin en önemli sebebinin bazı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyelerinden aldığı destek olduğuna dikkat çekti. Kendisinin “Dünya beşten büyüktür” demesinin sebebinin bu olduğunu vurgulayarak, “Zira Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinin bir tanesinin iki dudağı arasında sıkışmış kalan bu dünya, adil bir dünya olamaz, bu Birleşmiş Milletler adil olamaz. Onun için reforma ihtiyacı var” diye konuştu.

“HOLOKOST GİBİ, GAZZE’DE TOP OYNAYAN ÇOCUKLARA BOMBA YAĞDIRMAK DA AĞIR BİR İNSANLIK SUÇUDUR”

Amerikan yönetiminin yanında bazı Avrupa ülkelerinin 2. Dünya Savaşında yaşanan sahnelerin utancıyla İsrail’in işgal politikalarına ses çıkarmadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef 2. Dünya Savaşı esnasında Avrupa’daki Musevilere yapılan insanlık dışı katliamların faturası masum Filistinlilere kesiliyor. 70 yıl önce başkalarının işlediği cürümlerin bedelini bugün Filistinliler ödemek zorunda kalıyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa’daki Musevilere yapılan zulümlere aratmayacak baskılara, yıldırma ve şiddet politikalarına bugün Filistin halkı maruz bırakılıyor. Bizim açımızdan faili kim olursa olsun bunların her ikisi de katliamdır, vahşettir, zulümdür. Holokost nasıl insanlık dışı bir suçsa, Gazze sahilinde top oynayan çocuklara bomba yağdırmak da aynı derecede ağır bir insanlık suçudur” ifadelerini kullandı.

“İSRAİL’İN ŞIMARIKLIKLARINA TEPKİ GÖSTERMEK ASLA ANTİSEMİTİZM DEĞİLDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Biz mazlumlar arasında ayrım yapmadığımız gibi, zalimler arasında da ayrım yapmıyoruz. Biz siyasi çıkar uğruna asla insanların acılarını yarıştırmıyoruz. Nerede bir adaletsizlik varsa, nerede bir zulüm varsa kimliğine, inancına, etnik ve kültürel aidiyetine bakmadan tavrımızı ortaya koyuyoruz. Ancak birileri her eleştiriyi vahşet ve katliama yönelik her haklı tepkiyi hemen antisemitizm yaftasıyla önemsiz hâle getirmeye çalışıyor. İsrail’in işlediği cinayetlere sessiz kalmayanlar hakkında özellikle kontrol altında tuttukları uluslararası medyada hemen ‘antisemitist’ propagandası yapılıyor. İsrail’in şımarıklıklarına tepki göstermek asla antisemitizm değildir. Yanlışa yanlış, doğruya doğru demekten bizi kimse alıkoyamaz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Kudüs’e yönelik işgal teşebbüslerine hız vermesinin bir başka nedeninin de İslam âleminin içinde bulunduğu parçalanmışlık olduğunu vurgulayarak, Müslümanların enerjilerini tüm dünyada adaletsizliği giderecek çalışmalara hasretmek yerine, iç kavgalarla, kısır tartışmalarla tükettiklerini söyledi. Filistin meselesi başta olmak üzere Müslümanların ortak dertlerine deva aranmasının kimi zaman bizzat Müslümanlarda endişe oluşturduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya’dan Yemen’e, Suriye’den Irak’a kadar İslam dünyasındaki çatışmaların dindirilmesine kimi politika ve eylemleriyle diğer Müslüman ülkelerin mani olduğuna dikkat çekti.

“Türkiye’den kaçan teröristlerin senelerce Batılı ülkelerle beraber kimi komşularımızda da himaye bulması bunun en çarpıcı örneklerindendir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “15 Temmuz darbe girişiminde 251 vatandaşımızı şehit eden FETÖ’cülerin ülkemiz aleyhine yürüttüğü karalama kampanyalarına kimi dost görünen devletlerin de maddi-manevi destek vermesi gerçekten düşündürücüdür. Yaşadıklarımızın Müslümanlıkla, İslam kardeşliğiyle, hayırda yarışmakla hiçbir bağının olmadığı açıktır. Her gün beş defa aynı kıbleye yöneldiği, aynı mukaddes kitaba, Peygambere inandığı kişilere husumet beslemenin İslam’da yeri yoktur. İkili münasebetlerimizde beliren bu fay hatları, Müslümanlar arasındaki gerilimlerden beslenen çevrelere zemin hazırlıyor, fırsat veriyor. Bu çevreler, komşuyu komşuya, kardeşi kardeşe kırdırarak sömürge politikalarını rahatlıkla sürdürüyor.”

“MÜSLÜMANLARIN OYUNA DÜŞMEMESİ GEREKİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam dünyasında gerilim yükseldikçe batılı şirketlerin karlarının da yükseldiğine dikkat çekerek, Orta Doğu’da çatışmaların artmasının batılı devletlerin silah satışlarını da arttırdığını söyledi. Bir süredir Şii-Sünni ayrımı üzerinden alevlendirilmeye çalışılan bölgesel çatışmaların kazananının asla Müslümanlar olmayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böyle bir tabloda ceplerini dolduracak olanlar yine Batılı silah şirketleridir, petrol firmalarıdır. Bir asır önce coğrafyamızda ellerine cetveli alıp çıkarlarına göre harita çizenler, bugün de aynı amaç uğruna farklılıklarımızı kaşıyorlar. Hiçbirimizin böyle bir oyuna düşmemesi gerekiyor. Meselelere önyargılardan önce Müslümana yakışan bir basiretle bakarak kurulmaya çalışılan tuzağı göreceğimize ve bozacağımıza inanıyorum.” dedi.

AMERİKAN YÖNETİMİNİN BÜYÜKELÇİLİĞİNİ KUDÜS’E TAŞIMA KARARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017 ve 2018 yıllarının Kudüs’e yönelik saldırıların yoğunlaştığı bir yıl olduğunu belirterek, Amerikan yönetiminin uluslararası hukuku ve teamülleri hiçe sayarak Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararı almasının Müslümanların haklarını gasp etmeye yönelik son derece provokatif bir adım olduğunun altını çizdi. Bu gelişme karşısında İslam İşbirliği Teşkilatını, Zirve Dönem Başkanı sıfatıyla harekete geçirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “13 Aralık 2017 tarihinde İstanbul’da ev sahipliği yaptığımız Olağanüstü Kudüs Zirvesi, gerek katılım, gerek aldığı kararlar, gerekse sergilenen dayanışma itibariyle gerçekten tarihî bir toplantıydı. Çok kısa sürede toplanan bu zirve, Müslümanların Kudüs konusundaki hassasiyeti de en üst seviyede ortaya koymuştur” dedi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin veto sistemi nedeniyle bir kez daha işlevsiz kalması üzerine Genel Kurulu acil toplantıya çağırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Kurul’un, ezici çoğunlukla aldığı kararla üye ülkelere büyükelçiliklerini işgal altında tutulan Kudüs’e taşımaması çağrısında bulunduğunu, ayrıca Kudüs’ün statülüsüne yönelik tek taraflı adımların hukuken yok hükmünde olduğunun da belirtildiğini ifade etti.

“FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZ; BİRLİK, BERABERLİK VE DAYANIŞMALARINI PERÇİNLEMELİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında Kudüs konusunda Türkiye öncülüğünde Kudüs ve Filistin konusunda gösterilen çabaları özetleyerek şöyle konuştu: “Dostlarının gösterdiği çabanın netice verebilmesi için Filistinlilerin de kendi aralarındaki tefrikaya son vermesi gerekiyor. Filistinli gruplar arasında yaşanan gerilimler en çok işgalci İsrail yönetimini sevindirmektedir. Hatta İsrail, işgal ve zulüm politikalarına rahatça devam edebilmek için bu ayrılıkları körüklemekte, daha da derinleştirmektedir. Önümüzdeki dönemde Filistinli kardeşlerimizin birlik, beraberlik ve dayanışmalarını perçinlemesini temenni ediyoruz. Kirli pazarlıklarla Filistin davasının altını oymaya çalışanlara öncelikle Filistin halkının izin vermeyeceğine inanıyorum. Türkiye olarak meselenin takipçisi olmayı sürdüreceğiz. İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanlığımızın sağladığı imkânları sonuna kadar kullanarak Kudüs’e ve Filistin davasına sahip çıkmaya devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs’ün; Filistinlilerin mücadeleleri, Müslümanların dirayeti, konferansa katılan Kudüs sevdalısı parlamenterlerin gayretiyle barış ve huzura yeniden kavuşacağını söyleyerek, sözlerini şöyle tamamladı: “Ne kadar ağır, ne kadar şedit, ne kadar insanlık dışı olursa olsun hiçbir baskı ve zulüm Kudüs’ün kurtuluşuna mani olamayacaktır. Yapacağınız istişarelerin Kudüs’ün kurtuluşuna vesile olmasını diliyorum.”

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu