Uzmanlar: “S-400’lerle Türkiye güçlenecek”
Uzmanlar, bazı parçaları Türkiye’ye getirilmeye başlanan S-400’lerin, özellikle Doğu Akdeniz ve güney sınırında Türkiye’nin elini güçlendireceği görüşünü paylaşıyor.
Ankara
Uzmanlar, bugün birinci grup malzemelerinin intikalinin yapıldığı S-400 Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi’nin, özellikle Doğu Akdeniz ve güney sınırı bağlamında Türkiye’ye savunma alanında önemli caydırıcılık ve avantaj sağlayacağı görüşünü savunuyor.
Uzmanlar, bugün teslimatı başlayan S-400 Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi’nin, savunma ve güvenlik alanında Türkiye’ye sağlayacağı katkıya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Murat Yeşiltaş, S-400’lerin bütün parçalarının teslim edilmesi, ilgili yerlere yerleştirilmesi ve ardından aktif bir hale getirilmesinin zaman alabileceğini belirterek, “S-400’ler aktif hale getirildikten sonra asıl mesele orada. Türkiye’nin güvenlik sorunlarının bu kadar yoğun olduğu, jeopolitik rekabetin de bu kadar derinleştiği bir dönemde S-400 çok ciddi bir avantaj sağlayacaktır.” diye konuştu.
Teslimatı başlayan S-400’lerin özellikle Suriye bağlamında Türkiye’nin hava savunma açıklarının giderilmesi ve sahip olduğu tehdit algılarını önemli ölçüde pratik düzeyde giderilmesini sağlayacağını kaydeden Yeşiltaş, “Bu anlamda Orta Doğu ölçeğine bakan tarafı açısından S-400’ler Türkiye’ye ciddi bir caydırıcılık sağlayabilir.” dedi.
Yeşiltaş, S-400’lerin, Türkiye’ye yönelik muhtemel tehditlerin önlenmesi, tehditin gerçekleşmesinden önce ciddi bir kapasite artırımı sağlayacağına dikkati çekerek, Doğu Akdeniz’de de varolan jeopolitik mücadelede Türkiye’nin dış politikada elini güçlendireceğini söyledi.
S-400’e sahip Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de askeri olarak net bir tavır takınacağı ve bölgede bir oldubitti ihtimali gündeme geldiğinde elinin sağlam olacağı değerlendirmesinde bulunan Yeşiltaş, S-400’lerin Türkiye’nin bu bölgede caydırıcılığını artıracak bir unsur olacağına işaret etti.
Yeşiltaş, öte yandan, sistemin özellikle Yunanistan’la Ege ve Akdeniz’de süre gelen askeri ve bölgesel rekabette Türkiye’ye önemli bir avantaj sağlayacağı görüşünü savundu.
“Türkiye’nin bu kadar karışıklık içinde tedbirini alması lazım”
SETA Güvenlik Araştırmacısı Murat Aslan da güvenliğin maliyeti olmadığının altını çizerek, “Güvenlik ihtiyaçsa eğer, karşılığında katlanacağınız maliyetin ne olduğu hiç önemli değil.” dedi.
Türkiye’nin kendi güvenliğini sağlama noktasında gereken adımları atması gerektiğini aktaran Aslan, Türkiye’nin son 10 yıl içinde tecrübe edindikleri ve Orta Doğu, Balkanlar ve Kafkaslar’daki karışık durumun bu minvalde dikkate alınması gerektiğinin altını çizdi.
Aslan, Karadeniz, Ege ve Akdeniz’deki mevcut durumun da kırılgan olduğuna işaret ederek, “Türkiye’nin bu kadar karışıklık içinde tedbirini alması ve adımlarını atması lazım, hazır olması lazım.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin kendisini koruması için proaktif tedbirler alması gerektiğini vurgulayan Aslan, “Herhangi bir sıkıntı olduğunda Batı ittifakının ne derece Türkiye ile birlikte adım atacağını öngöremiyoruz şu an. Bir belirsizlik var. En basit örneği Doğu Akdeniz’de yaşanıyor şu an.” değerlendirmesinde bulundu.
Aslan, “Eğer kendi ayaklarımız üzerinde durmak istiyorsak alternatifler yaratmalıyız. Milli sistemler üretmeliyiz ve güçlü olmalıyız. Ayrıca siyasi irade bağlamında dik durmalıyız.” diye konuştu.
Türkiye’nin kendi çıkarlarını gerçekleştirme yönünde S-400 aldığını söyleyen Aslan, “Bu bir adımdır. Sonraki adımlarda da çıkarımız ne gerektiriyorsa onu yaparız.” ifadelerini kullandı.
“S-400’ler muhteşem bir caydırıcılık üretir”
Güvenlik ve Strateji Uzmanı Abdullah Ağar da S-400’lerin stratejik bir silah sistemi olduğunu belirterek, S-400’lerin nereye konuşlandırılacağının önemli olduğunu vurguladı.
S-400’ler sayesinde, sistemlerin konuşlandırıldığı ve etki alanı içine giren bölgedeki durumun zaman içinde biriktirilen verilerle isabetli şekilde tahlil edilip analiz ve veri oluşturabileceğine dikkati çeken Ağar, “S-400’ler bu anlamda muhteşem bir caydırıcılık üretir.” dedi.
Ağar, ayrıca S-400’lerle havadan gelen tehditlere gerçek zamanla müdahalede bulunulabileceğini belirterek, “Örneğin, (S-400’lerin) Doğu Akdeniz’deki ilgi alanına (600 kilometrelik çapa) giren her alandaki hava hareketliliğini bizim lehimize öncelikli olarak gözetleyecek sonra da etkileyecek bir kapasitesi var. Aynı şey Suriye, Irak için de geçerli.” diye konuştu.
Ağar, bu kapsamda S-400’lerin kabiliyetleri çerçevesinde, konuşlandırılacağı yer iyi seçilerek, Türkiye’ye savunma alanında çok ciddi avantaj sağlayacağının altını çizdi.
“S-400’ler Doğu Akdeniz’de ciddi bir hava savunma avantajı
Savunma Politikaları Araştırmacısı Arda Mevlütoğlu da S-400 hava savunma sistemlerinin, Türkiye’nin güvenlik konusuna yapacağı katkıya ilişkin, “S-400 hava savunma sistemleri, uçuşa yasak bölge kurmak için ideal sistemler.” değerlendirmesinde bulundu.
Mevlütoğlu, “Doğu Akdeniz’deki ve güney sınırlarımızdaki ortam göz önünde bulundurulduğunda, çok geniş bir alanda S-400’lerin düşman hava unsurlarına karşı caydırıcı güç olacağı aşikar. Bu inkar edilemez bir gerçek.” ifadelerini kullandı.
S-400’lerin, düşman uçaklara ve insansız hava araçları hedeflerine karşı uzun menzilde ve geniş bölgede koruma sağlayacağını vurgulayan Mevlütoğlu, “Doğu Akdeniz özelinde ciddi bir hava savunma avantajı sağlayacaktır.” dedi.
“Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de eli çok daha güçlenecek”
SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun da Türkiye’nin uzun yıllardır yüksek irtifa savunma sistemine ihtiyacı olduğunu dile getirerek, çevresinin adeta ateş çemberi olduğunu ve özellikle Suriye temelli yaşanan ciddi çatışmaların zaman zaman Türkiye topraklarını da etkilediğini vurguladı.
Acun, bu bağlamda, S-400’lerin alımının, Türkiye’nin yeni güvenlik doktrinleri açısından mihenk taşı olduğunun altını çizerek, bu sistemlerin, Türkiye’ye ciddi anlamda savunma derinliği katacağına işaret etti.
Doğu Akdeniz’de yaşanan gerginliğe değinen Acun, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de kurulan denklemden çıkarılmaya çalışıldığını söyledi.
Acun, “S-400’ün getireceği yeni güvenlik derinliği çerçevesinde, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de elinin çok daha güçleneceğini ve rahatlayacağını göreceğiz.” dedi.