Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile TRT iş birliğinde düzenlenen ve 15 gün sürecek olan “Rohingya Medya Eğitim Programı”nın açılışı bugün Ankara’da yapıldı.
Medya ve sivil toplum alanlarında deneyimli kişilerin davet edildiği programa 12 farklı ülkeden 20 Rohingyalı katıldı. Medya alanında tecrübeli uzmanlarca gerçekleştirilecek eğitim programı Ankara ve İstanbul’da 15 gün sürecek. Katılımcılar program kapsamında iligli kamu kuruluşlarını da ziyaret etmek fırsatı bulacak.
“Bu meselenin uluslararası kurumlar ve medya nezdinde dillendirilmesi ve seslendirilmesi lazım”
Programda gerçekleştirdiği konuşmada son yıllarda Myanmar’da yaşayan Müslümanların yaşadığı durumlara dikkat çeken YTB Başkanı Abdullah Eren, “Myanmar’ın 50 milyon nüfusu var. Bunun 1 milyona yakını Rohingya Müslümanı ve maalesef Myanmar’da vatandaşlık hakları dahil olmak üzere en temel insani haklarından mahrumlar. Bu meselenin uluslararası kurumlar ve medya nezdinde dillendirilmesi ve seslendirilmesi lazım. Biz kurum olarak ne yapabiliriz diye düşündüğümüzde; Rohingya diasporası var. Bir kısmı Avrupa ülkelerinde olmak üzere Bangladeş, Pakistan, Suudi Arabistan ve Sudan’da Myanmar’ın dışında yaşayan Rohingya’lı çok sayıda Müslümandan oluşuyor. Biz buralarda ki medya mensuplarından, konvansiyonel medya ve dijital medyada faaliyet gösteren STK’larda faaliyet gösteren Rohingyalı Müslümanlardan; toplamda 12 farklı ülkeden 20 medya mensubunu medya eğitimi almaları için buraya getirdik.” şeklinde konuştu.
“Eğitim sonrasında Rohingyalı medya çalışanları davalarını daha etkili duyuracaklar”
Eğitim programının oldukça zengin ve kıymetli bir içeriğe sahip olduğunu belirten Başkan Eren, “iki hafta boyunca Rohingya diasporasından gelen bu 20 medya mensubu medya eğitim programı alacak. İçerik çok zengin… Dijital medya, sosyal medya, yeni medya bunların hepsi çok önemli mecralar. Bu eğitimler sonunda kültürel geziler ve kamu kurumları ziyaretleri de olacak. Umuyoruz ki bu program sonunda Rohginya diasporasından getirdiğimiz kardeşlerimiz kendi meselelerini kendi davalarını dijital ve sosyal medyada çok daha etkili şekilde duyuracaklar. Diğer taraftan bizlerde Türkiye olarak bu meseleyi daha yakından görmüş olacağız” ifadelerini kullandı.
