Virüs salgını sağlık hizmetlerinde dijital dönüşümü hızlandırdı
Sağlık iletişimcisi Serap Öcal, yeni tip virüs nedeniyle değişen sektör dinamikleri ve dijital sağlık uygulamaları hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Sağlıklı yaşam için mobil sağlık uygulamalarının sık tercih edildiğini aktaran Öcal, “Salgın döneminde evde daha fazla vakit geçirildiğinden mobil cihazlar ile cep telefonu kullanım süresi arttı. Son dönemde gebelik takibi, sağlıklı beslenme, hastalık takibi, fiziksel aktivite hesaplayıcı ve düzenli uyku için uyarıcı mobil uygulamaların kullanımı da arttı. Bu tür uygulamalar bilinçli kullanıldığında bireyler için oldukça yararlı.” diye konuştu.
Öcal, internetten sağlıkla ilgili bilgi arama konusunda bilinçli davranılması gerektiğine dikkati çekerek, kişilerin aile, akraba, arkadaş gibi yakın çevreleriyle konuşamadıkları ya da bilgi almaya çekindikleri konulara bloglar, forumlar veya sosyal medyadan tanınan ya da tanınmayan kişilerin olumlu veya olumsuz deneyimleri üzerinden ulaştıklarını belirtti.
İnternet ve sosyal medyada yanıltıcı ürün reklamlarına karşı da bilinçli hareket edilmesi konusunda vatandaşları uyaran Öcal, “Her tedavi kişiye özeldir, bir başkasına iyi gelen ilaç, ürün size iyi gelmeyebilir. Yan etkileri bilinmeyen bitkisel takviyeler, kullanılan diğer ilaçlar ile etkileşime girip daha çok zarar verebilir. Bu tür ürün kullanımlarından önce mutlaka en yakın eczacıya, aile hekimine veya alanında uzman hekime başvurulmalıdır.” ifadelerini kullandı.
“İnsanlar son yıllarda daha çok mobil hale geldiler”
Öcal, salgın döneminde sağlık hizmetlerindeki hızlı dijital dönüşüme dünyadaki tüm sektörlerin ayak uydurmak için yapılarını bu duruma uygun hale getirmeye çalıştığını aktardı.
Virüs döneminde dijital sağlık uygulamalarına ilginin arttığına dikkat çeken Öcal, şunları kaydetti:
“İnsanlar son yıllarda daha çok mobil hale geldiler. Virüs salgını döneminde sağlık hizmetlerinde dijital dönüşüm hız kazandı. İstatistiklerde, dünyadaki tüm web taramalarının yüzde 50’den fazlası mobil cihazlardan gerçekleştiriliyor. Hastalar tıbbi bilgi almak için mobil cihazlardan çevrimiçi oluyor, bu hastaların yüzde 47’si doktor araştırma, yüzde 38’si hastane ve tıbbi tesisi inceleme ve yüzde 77’si tıbbi randevu için rezervasyon işlemleri için mobil uygulamaları kullanıldığını gösteriyor.”
Öcal, yapay zeka destekli cihazlar, “teletıp” ve “blockchain” elektronik sağlık kayıtlarının sağlıkta dijital dönüşümün somut örneklerinden olduğunu dile getirdi.
Teknolojinin sağlık hizmetlerindeki işleyişe büyük avantaj sunacağını anlatan Öcal, “10 yıl önce insanlara bir video oyununa benzer cihazla acılarının azaltabileceğini söylemek pek çok boş bakış toplardı. Sanal gerçeklik sağlık hizmetlerinde dijital dönüşümün en önemli noktasıdır. Milyonlarca insan hala kronik ağrıyla mücadele ediyor. ABD Hastalık Kontrol ve Koruma Merkezi verisine göre 2016 yılında 50 milyon ABD’li yetişkin kronik ağrı yaşadı. Onlar için sanal gerçeklik ilaçlara göre daha güvenli ve daha verimli bir alternatif. Sanal gerçeklik teknolojisi sadece ağrıyı tedavi etmek için değil, ankisyeteden travma sonrası stres bozukluğuna ve felce kadar her şey için kullanılıyor.” şeklinde konuştu.
“5G teknolojisi sağlık hizmetlerine önemli katkı sunacak”
Öcal, 5G teknolojisinin sağlık hizmetlerine önemli ölçüde katkı sunacağını söyleyerek, “Teletıp için 5G teknolojisine geçilecek olması, hastaların konumu ne olursa olsun daha iyi video konferans kalitesi yaşayacağı anlamına gelir. Daha da önemlisi, doktorlar organların, yumuşak dokuların ve kemiklerin doğru, gerçek zamanlı görüntülemesine erişebilecek ve bu da yanlış tanı riskini büyük ölçüde azaltacaktır . Mevcut ağ bant genişliği ile doktorların büyük görüntüleme dosyalarını bir uzmana göndermesi saatler sürüyor. Sağlık tesisleri 5G ağlarına geçtikten sonra, iletim süreci sadece birkaç dakika sürecektir.” değerlendirmesinde bulundu.