Haberler

Çocuklarda Ekran Bağımlılığı

Sosyolog Lara Susamcı, çocukların ekran bağımlılığı konusunda açıklamalarda bulundu:

Alman İnternette Güven ve Güvenlik Ensitütüsü’nün (DIVSI) 2015 yılında yaptığı bir araştırmaya göre; 8 yaşındaki çocukların %55’i, 3 yaşındaki çocukların 1/10’u internet kullanmaktadır. Henüz okuma yazma bilmeyen çocuklarımızın bile, teknolojiyle iç içe olması, çocuk eğitiminde daha önceden tanınmayan sorunları beraberinde getirmiştir.

Ekran bağımlılığı da diğer bağımlılıklar gibi bir davranış bozukluğudur. Kişilerin, hayatlarındaki görev ve sorumluluklarını aksatmasına sebep olur, istenilen etkiyi yakalamak için kullanılan doz gittikçe artar ve kullanılamadığında yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Ekranlardaki sürekli değişen renk ve sesler, bebeklikten itibaren beyinde dopamin (mutluluk hormonu) salgısını arttırır. Bunun sonucunda zevk, ekranlar ile ilişkilendirilir. Bilgisayar oyunlarındaki ödüller ve sosyal medyadaki beğeniler, çocuk veya yetişkin hepimizi, sürekli ekran başında daha fazla zaman geçirmeye teşvik eder. Ancak çocuğumuzu ‘ekran/teknoloji bağımlısı’ olarak etiketlemeden önce, çocuğumuzun teknolojiyle henüz sadece sağlıksız bir ilişki kurmuş olabileceği düşünülmelidir. Bu sağlıksız ilişkinin bağımlılık boyutuna gelmeden önce, uzmanlar tarafından ele alınması gerektiği unutulmamalıdır.

Ekran başında fazla zaman geçirmenin çocuklarda yarattığı bazı fiziksel ve psikolojik sıkıntılar şunlardır:

  1. Aşırı uyarana ve ekranlardaki mavi ışığa uzun süreli maruz kalınarak uykuya geçisin zorlaşması
  2. Elektromanyetik radyasyona maruz kalma
  3. Özellikle sosyal medyada ürün yerleştirme yöntemiyle yapılan reklamlar sonucunda, bilinçsiz ve sonsuz bir tüketim isteği
  4. Kişisel bilgilerin paylaşılması sonucu; hırsızlık, taciz, fiziksel şiddet
  5. Cinsel içerikli unsurlara tanık olma
  6. Bedensel etkiler (göz ağrısı, kas ve eklem sistemi hastalıkları, uykusuzluk, yeme bozuklukları)
  7. Gerçek kişilerle kurulan iletişimin azalması ve sosyal becerilerin zayıflaması ve yalnızlaşma
  8. Bu yalnızlaşmadan kaçınma davranışı olarak ekran başında daha çok zaman geçirme
  9. İnternette okuduklarını veya duyduklarını sorgulamadan ve düşünmeden kabul etme, din veya politika gibi konularda etki altında kalma
  10. Nefret söylemine (ırk, cinsiyet, din, milliyet vb. konulara dayanarak yapılan aşağılayıcı yorumlar veya hakaret) maruz kalma veya nefret söylemi gerçekleştirme
  11. Kabullensek de kabullenmesek de günümüzde ekranlar hayatımızın bir parçasıdır. Çocuklarımızın da teknolojiden kopuk bir şekilde yaşaması düşünülemez. Üstelik kontrollü kullanıldığında teknolojinin çocuklara faydaları da vardır.
  12. Çocuklar teknolojiyle birlikte bazı yeteneklerini geliştirebilirler ve öğrenme sürecini destekleyebilirler. Örneğin; el-göz koordinasyonunu geliştirme, yaşıtlarıyla ortak ilgi alanları üzerinden sosyalleşme, bazı oyunlarda bir grup içerisinde yer alındığında ekip çalışması becerisinin artması, belirli oyunlarla stratejik düşünme, odaklanma, yabancı dilin geliştirilmesi, daha hızlı tepki verme, bilgiye kısa sürede ulaşma vb.

Ebeveynler, çocuklara ekran konusunda yasak koymak ve bunu bir güç savaşı haline getirmek yerine, çocuklarla işbirliği yapmalıdırlar. Gelişen teknolojiyi, her gün bir yenisi çıkan oyunları, popüler sosyal medya uygulamalarını takip etmekte zorlansak bile, bu uçsuz bucaksız dijital dünyada çocuklarımızı korumaktan ve yol göstermekten ebeveynler olarak bizler sorumluyuz.

Ebeveynlere çocuklarını ekranların zararlarından koruyabilmek için birkaç öneri:

  1. Çocukların beyin gelişimlerinin en hızlı olduğu 0-3 yaş arasında mümkün olduğu kadar hiç ekranla tanışmamalılar.
  2. Çocuklar gelişimleri gereği, sanal ve gerçek arasındaki farkı anlayamayabilir. Bu fark çocuğa uygun bir dille anlatılmalıdır.
  3. Çocuklarla konuşarak birlikte kurallar koyulması, çocuğun belli bir noktaya kadar sizi ikna etmesine izin vermek, hem çocuğun ikna kabiliyetinin gelişmesini sağlar, hem de çocukların kurallara uymasını kolaylaştırır.
  4. İnternetteki her bilginin doğru olmadığı, herkesin her şeyi yazabileceği, bilgilerin mutlaka farklı kaynaklardan da araştırılması gerektiği öğretilmelidir.
  5. Günlük hayatta karşılaşılan yabancı insanlara nasıl davranılması gerekiyorsa, internet ortamında tanımadıkları insanlara da aynı şekilde davranılması gerektiği anlatılmalıdır (kişisel bilgilerin ve fotoğrafların paylaşılmamak, sınırını korumak, internette tanışılan biriyle görüşülmemesinin sebepleri vb.)
  6. Günlük hayatımızdaki kuralların internet ortamında da geçerli olduğu, suçun internet ortamında işlenmesinin suçu değiştirmediği açıklanmalıdır (Örneğin, birine hakaret etmek veya tehdit etmek).
  7. Oyunların veya sosyal medya uygulamalarının yaşına uygun olup olmadığı araştırılmalı ve çocuklar yaşlarına uygun, öğretici oyunlara yönlendirilmelidir.
  8. Ekranların yerini alacak bir aktivite sunulmalıdır (ailece parka gitmek, evde oyun akşamları düzenlemek, birlikte film izlemek ve üzerine konuşmak, bir hobiye yönlendirmek…)
  9. İnternette yaptıklarını ve oyunları size anlatmasını sağlamak, böylece hem sohbet ortamı oluşturmak hem de ilgi alanlarına saygı duyduğunuzu ve kabul ettiğinizi göstermek.
  10. Çocuğun anlattıklarını yargılamadan ve sinirlenmeden dinlemek, gerekirse yol göstermek (Şu anlattığın oyunu bana da öğretir misin? Senin en sevdiğin oyun hangisi ve neden onu seviyorsun? Şu sosyal medya uygulamasını kullanıyor musun? Nasıl kullanılıyor?)
  11. Filtre programlarıyla cihaz güvenliğinin sağlanmasıyla birlikte, çocuklar rahatsız edilmeden ve güvenleri kırılmadan kontrol edilmelidirler.

Ancak her halükarda, önce kendimizin ekran başında geçirdiği zamanı sorgulamalı, çocuklarımızın söylediklerimizden çok yaptıklarımızı örnek aldıklarını unutmamalıyız.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu