Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, serbest piyasa ekonomisi kurallarından asla taviz vermeyecek”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10. Büyükelçiler Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Kurun geldiği yerin ekonomik izahı olmadığı gibi, sürdürülebilirliği de yoktur. Döviz kuru, ekonominin kuralları içindeki makul seviyesi neyse, en kısa zamanda mutlaka oraya inecektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10. Büyükelçiler Konferansı’na katılan büyükelçilere öğle yemeği verdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki öğle yemeğinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan büyükelçilere hitaben bir konuşma yaptı.
Konuşmasında dün başlayan Büyükelçiler Konferansı’nın hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Büyükelçiler Konferansı’nın konumu çok farklıdır. Artık gelenekselleşen bu toplantı, tüm büyükelçilerimizin aynı çatı altında buluştuğu, istişareler yaptığı, ortak akılla Türk diplomasisinin genel resmini, rotasını ve ufkunu çizdiği en önemli platform hâline geldi. Konferans, ayrıca uluslararası ilişkilerimizin durumu, geleceği ve başarısı açısından da çok kıymetli bir imkândır. Tabii bu seneki toplantının daha öncekilerden farkı, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin ilk konferansı olmasıdır” dedi.
“TÜRKİYE, BİRÇOK SİYASET ADAMININ HAYALİNİ KURDUĞU YÖNETİM MODELİNİ HAYATA GEÇİRDİ”
“Türkiye, merhum Özal’dan Erbakan’a, Türkeş’ten Yazıcıoğlu’na kadar, Demirel’e kadar Türk siyasi hayatında iz bırakmış birçok siyaset adamının hayalini kurduğu bir yönetim modelini demokratik yöntemlerle hayata geçirmiştir” ifadelerine yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin, tarihimize, kültürümüze, milletin beklentilerine ve ülkenin ihtiyaçlarına en uygun model olduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin pürüzsüz bir şekilde işleyebilmesinin, en alttan en üstte kadar devlet idaresinin tüm kademelerinde tesis edilecek anlayış ve ideal birliğiyle mümkün olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Memurundan amirine, uzmanından başkanına, valisinden büyükelçisine kadar herkes tam bir koordinasyon içinde büyük ve güçlü Türkiye ideali için çalışmak, üretmek, mücadele etmek zorundadır. Kurumsal taassuplara, çatışmalara, yersiz kaygılardan veya koordinasyon eksikliğinden kaynaklanan vakit kayıplarına asla tahammülümüz yoktur” diye konuştu.
“HARİCİYE TEŞKİLATI GÜÇLÜ OLMAYAN BİR DEVLETİN BEYNELMİLEL İLİŞKİLERDE GÜÇLÜ OLMASI BEKLENEMEZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni dönemde üst kademe yöneticilerin omuzuna eskisine göre daha büyük sorumluluklar düştüğünü belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle bulundukları ülkelerde devletimizi ve Cumhurbaşkanlığı makamını temsil eden siz değerli büyükelçilerimizin mesuliyetleri daha da ağırlaşıyor. Sizler bugüne kadar görev yaptığınız yerlerde büyük bir ülkenin ve büyük bir milletin evlatları olarak hiç şüphesiz faaliyetlerinizi başarıyla sürdürdünüz, devletimizin ve hükûmetimizin dış politika vizyonuna uygun olarak pek çok diplomatik çalışmalarda yer aldınız. Emekleriniz için her birinize şahsım, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.”
Türkiye’nin son yıllarda elde ettiği uluslararası zaferlerde siyasi iradenin kararlı ve dirayetli tavrının yanında, büyükelçilerin de çok önemli payı bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hariciye teşkilatı güçlü olmayan bir devletin beynelmilel ilişkilerde güçlü olması beklenemez. Ülkemiz bu noktada gerçekten yetkin, nitelikli, kadim değerlerimizi içselleştirmiş, dünyayı ve Türkiye’yi yakından takip eden bir hariciye kadrosuna sahiptir. Açıkçası, bu kadroyu yeteri kadar etkin şekilde maalesef kullanmadığımıza da inanıyorum. İnşallah yeni dönemde sizlerden daha büyük gayretler ve sonuçlar bekliyoruz” dedi.
“TÜRKİYE, EKONOMİDE BİR KUŞATMAYLA KARŞI KARŞIYA”
Konuşmasının devamında Türkiye’nin diğer alanlarda olduğu gibi, ekonomide de bir kuşatmayla karşı karşıya olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Gezi olaylarıyla başlayan, 15-25 Aralık girişimiyle devam eden, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsüyle bir üst aşamaya taşınan saldırıların, bir müddet daha devam edeceği açıktır. Türkiye’nin bağımsızlığını, ekonomik çıkarlarını, millî onurunu, haysiyet ve şahsiyetini hedef alan bu atakların farklı biçimlerine karşı da hazırlıklı olmalıyız. Son yıllarda terörden ekonomik manipülasyonlara bir dizi operasyona maruz kalmamızın en önemli sebebi, millî menfaatlerimiz noktasında tavizsiz bir tutum takınmış olmamızdır.”
“DÖVİZ KURU EN KISA ZAMANDA MAKUL SEVİYEYE İNECEK”
Döviz kurundaki gelişmelerin ekonomik hiçbir temelinin olmadığını, tamamen Türkiye’ye bir saldırı mahiyeti taşıdığının, muvafık-muhalif herkesin ortak tespiti olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün yaşadığımız hadisenin, ne 1994 kriziyle, ne 2001 kriziyle, ne 2007 kriziyle bir ilgisi yoktur. Gerçekten bambaşka bir durumla karşı karşıyayız. Bu saldırılara karşı Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile diğer ilgili ekonomi birimlerimiz gereken adımları atıyorlar, atmaya devam edecekler” dedi.
“Kurun geldiği yerin ekonomik izahı olmadığı gibi, sürdürülebilirliği de yoktur. Döviz kuru, ekonominin kuralları içindeki makul seviyesi neyse, en kısa zamanda mutlaka oraya inecektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte serbest piyasa ekonomisinin kurallarından asla taviz verilmediğini ve verilmeyeceğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aksi yönde çıkartılan söylentilere hiç kimse itibar etmemelidir. Dün de söylediğim gibi, biz bu oyunu gördük ve duruşumuzdan taviz vermeyeceğimizi bir kez daha ilan ederek, tavrımızı ortaya koyduk” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya üzerinden manipülasyon yapanlara dikkat çektiği konuşmasında, “Bunlara karşı da şu anda yargımız tedbirlerini almıştır, onların da üzerine gidiyor. SPK’sıyla üzerine gidiyoruz ve bunları yakaladığımız yerde gereken cezayı, müeyyideleri bunlara da uygulayacağız” dedi. Bütün bunların vatana ihanet olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ihanet şebekelerine de elini-kolunu sallayarak gezebilirsin demeyeceğiz, dedirtmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
“MİLLETİMİZİ HEDEF ALAN SENARYOLARI HEP BİRLİKTE HEZİMETE UĞRATACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuşmasında telaffuz ettiği ifadeler üzerinden çıkartılan söylentilere de değinerek şu değerlendirmeleri yaptı: “Neler söylüyorlar, işte C planı. C planının arkasında yatan gerçek şu, nedir? ‘Sermayeye el koymak.’ Ya sen benim hafıza kayıtlarımı nereden okuyorsun, bunlar falcı mıdır nedir, anlamak mümkün değil. Böyle bir şey mi açıkladık, böyle bir şey mi söyledik, neye göre bunu söylüyorsun? Bunlar maalesef gerçekten ihanet şebekesi, ama biz bunlara yüz vermeyeceğiz. Gereği neyse işte bu tür spekülasyonları yapanlara da gereken bedeli ödeteceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına “Türkiye’yi kendi vatandaşlarıyla beraber yüz milyonlarca insanın umudu hâline biz getirdik” ifadeleriyle devam ederek Türkiye’nin geldiği noktaya dikkat çekti. Türkiye’ye yönelik son yıllarda artan saldırıların hedefinin şahıslar, partiler veya kurumlar olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “NATO müttefiki olarak ciddi bedeller ödemiş bir devlete karşı her alanda böylesine düşmanca bir tavır içine girilmesinin hiçbir makul gerekçesi yoktur. Burada amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek, hatta mümkünse bağcının dişlerini dökmek, ciğerini sökmektir; bunların yapmak istediği bu. Burada asıl mesele, Türkiye’yi iddialarından, hedeflerinden ve ısrarla dile getirdiği hak ve adalet arayışından vazgeçirmektir. Maruz kaldığımız oyunların gayesi, ülkemizi tekrar boyunduruk altına sokarak, cüssesi büyük, ama içi boş bir kâğıttan kaplana dönüştürmektir. Bu saldırılardan alnımızın akıyla çıkmamız da milletimizin birliği, beraberliği ve desteğiyle mümkündür” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’ye yönelik operasyonları hep birlikte göğüsleyeceğimizi, devletimize atılan iftiraları hep birlikte boşa çıkaracağımızı ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizi hedef alan senaryoları hep birlikte hezimete uğratacağız. Siz büyükelçilerimizi, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminin getirdiği enerjiyi, dinamizmi ve imkânları en iyi şekilde kullanarak, bu doğrultuda seferberlik ruhuyla çalışmaya davet ediyorum. Yeni dönemde sizlerin çok daha etkin, çok daha sonuç alıcı çalışmalara imza atacağına inanıyorum” dedi.
“BU COĞRAFYADAKİ VARLIĞIMIZI BİRİLERİNİN LÜTFUNA BORÇLU DEĞİLİZ”
Millet olarak bu coğrafyadaki varlığımızı, birilerinin ihsanına, lütfuna, ikramına borçlu olmadığımızı vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her zaferimizin ardında milletimizin fedakârlığı vardır, alın teri vardır; kanı, canı, mücadelesi vardır. Adları, sanları, cüsseleri, kendilerine biçtikleri rol ne olursa olsun, küresel sistemin kabadayıları, bedeli kanla ödenmiş kazanımlarımıza hoyratça, destursuzca el uzatamaz. Hele hele sözüm ona hukuk namına hukuksuzlukları bize kimse dayatamaz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’nin dış politika paradigması ve kırmızıçizgileri bellidir Bizim gayemiz milletimizin huzur ve emniyeti yanında yakın komşularımızdan başlayarak bölgemize ve dünyaya istikrarın hâkim olmasıdır. Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’in veciz ifadesiyle; ‘Yurtta sulh, cihanda sulh” dış politikamızın temel önceliğidir.”
“BARIŞI SAĞLAMANIN YOLU HER ALANDA GÜÇLÜ OLMAKTAN GEÇİYOR”
Barışı sağlamanın yolunun her alanda aktif, güçlü ve sözünü dinletebilir olmaktan geçtiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aktif bir dış politikanın en önemli icracılarının başında da siz büyükelçilerimiz geliyorsunuz. Sahada olmadan masada olunamaz. Elbette masada iyi temsil edilmeden de sahadaki kazanımlara sahip çıkılamaz. Hem sahada, hem masada varlık göstermeden sulhun idamesini sağlamak hayalden öteye gitmez. Devletlerin başarısının sırrı, şayet barış istiyorlarsa daima savaşa hazır olmalarında yatar” değerlendirmelerini yaptı.
Suriye’de gerçek anlamda barışın ve huzurun sadece ülkemizin güvenliği sağladığı yerlerde bulunduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Göç meselesinden terörle mücadeleye, insani krizlerden bölgemizde akan kanın durdurulmasına kadar pek çok meselede bu anlayışla hareket ettik, bu anlayışla hareket ediyoruz. Avrupa ülkelerinin yıllardır savunageldikleri prensipleri hiçe sayarak insanları dikenli tel örgülere mahkûm ettikleri mülteci krizinde biz elimizi taşın altına koyduk. 2011’den beri canını kurtarmak için kapımıza gelen sığınmacıların diline, dinine, etnik kimliğine bakmadan ev sahipliği yapıyor, insan onuruna uygun bir şekilde onları ağırlıyoruz” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye’nin aktif ve girişimci dış politika vizyonunu küresel ve bölgesel konularda hayata geçirmeye gayret ettiklerini ifade ederek özellikle Suriye, Irak, İran gibi ülkemizi yakından ilgilendiren meselelerdeki tutumlarımızı, ikili ilişkilerdeki sorunlara değil ilkelere dayandırdıklarını ifade etti.
“TÜRKİYE, EKSENİ TEK BİR BÖLGEYE MAHKÛM EDİLEMEYECEK KADAR BÜYÜK BİR ÜLKEDİR”
Konuşmasının sonunda, Türkiye’nin ekseni tek bir bölgeye mahkûm edilemeyecek kadar büyük ve önemli bir ülke olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu anlayışla BRICS, Afrika Birliği, ASEAN tarzı bölgesel oluşumlarla iş birliğimizi daha da derinleştirmeye çalışıyoruz. Önümüzdeki süreçte her alanda tempomuzu artıracak, ufkumuzu genişletecek, manevra kabiliyetimizi güçlendireceğiz. 2023 hedeflerimizi gerçekleştirmek için bırakın projelerimizden vazgeçmeyi, vitesi daha da yükselteceğiz. Bu süreçte siz büyükelçilerimize de çok önemli görevler düşecektir” dedi.