Haberler

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Adnan Oktar suç şebekesidir”

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, tarikat ve cemaatlerin denetlenmesi tartışmasına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Erbaş, “İnsanların ötelenmesi, söz konusu alanı daha da karmaşık ve denetimsiz hale getirmiş, dini istismar eden gruplar için uygun bir zemin oluşmasına sebebiyet vermiştir. Bu kaotik süreçten beslenen olumsuz durumların en çarpıcı örneği FETÖ ve liderliğini Adnan Oktar diye bilinen şahsın yaptığı suç şebekesidir” dedi.

Tarikat ve cemaat olarak bilinen teşekküllerin her şeyden önce sosyolojik bir gerçeklik olduğunu belirten Erbaş, bunların görmezden gelinmesi ya da ötelenmesinin bu gerçekliği değiştirmeyeceğini, tersine perdeleyerek görünür olmasını engelleyeceğini ifade etti.

Bu kaotik süreçten beslenen olumsuz durumların en çarpıcı örneği FETÖ ve liderliğini Adnan Oktar diye bilinen şahsın yaptığı suç şebekesidir. Bu iki suç örgütü tam da bu hukuki boşluğu ve kaosu kullanarak başta gençler olmak üzere dini duyarlılığı yüksek ama bilgisiz olan birçok kişiyi kandırmış, onları gizli, kirli ve karanlık odakların çıkarları için devleti ve milleti aleyhine çalışan militanlara dönüştürmüş, kadınlı-erkekli birçok gencimizin heba olmasına ve geleceğinin kararmasına neden olmuştur.”

Erbaş, güncel popülist, gelişigüzel tartışma ve mülahazaların ötesinde, tarikat ve cemaatlerin birer sosyal gerçeklik olarak toplumsal ve dini işlevleri, din istismarının sebepleri ve etkileri, bu alandaki hukuki boyutun ve ideal tutumun nasıl olması gerektiği gibi konuların etraflıca ele alınması gerektiğini belirtti.

Tarikat ve cemaatların dinde ve Kur’an-ı Kerim’de yeri olup olmadığına yönelik tartışmaları da değerlendiren Erbaş, tarikatların İslam medeniyeti ve Türkiye’nin kültür mirasında bulunduğunu, İslam’ın çeşitli ülkelere, özellikle Anadolu’ya yayılmasında etkili olduğunu anımsattı.

Erbaş, bu yapıların zaman zaman çeşitli açılardan değişim ve dönüşümler yaşadığını dile getirerek, “Bir Müslümanın dini görevlerini yerine getirmesi için herhangi bir tarikata, cemaate girmesi veya bir şahsa bağlanması şeklinde bir zorunluluk yoktur. Her Müslümanın Allah’ın kitabına, Hazreti Peygamber’in sünnetine ve İslam ilim geleneğinin içerisinde muteber kabul edilen alimlere müracaat etmesi yeterlidir. Yani hakikat noktasında ölçü ilim, hikmet, irfan, marifet ve şeriattır. Aslında Yunus Emre bunu ‘Şeriat tarikat yoldur varana. Hakikat marifet andan içeru’ dizeleriyle veciz şekilde ifade etmiştir.” değerlendirmesinde bulundu.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu