İspanyolcayı ana dil olmaktan çıkaran eğitim reformu ülkeyi ikiye böldü
Eğitim sistemini değiştiren yasa tasarısı, 350 koltuklu Meclis’te yapılan oylamada 148 hayır, 18 çekimser oya karşı 177 evet oyuyla kabul edildi.
Tasarının geçmesi için salt çoğunluk olan 176 evet oyu gerekiyordu.
Yasa tasarısının Meclis’ten geçmesini genel kurul salonundaki sol ve ayrılıkçı görüşlü siyasi partilerin milletvekilleri alkışlarla kutlarken, muhalefetteki sağ partilerin temsilcileri ise elleriyle genel kurul sıralarına vurarak ve “özgürlük” diye bağırarak tepki gösterdi.
İspanya Eğitim Bakanı İsabel Celaa, basına yaptığı değerlendirmede, “Mevcut eğitim sistemi artık İspanya’da olmayan bir toplum içindi. Bu yasa, eşitliği getiren, modernleştirilmiş bir eğitimi garanti ediyor.” dedi.
Celaa, muhalefetteki sağ partilerin suçlamalarını reddederek, “İspanyolcayı ortadan kaldırmak diye bir şey asla söz konusu değil. Tam tersine İspanyolca eğitim mükemmel bir şekilde garanti ediliyor.” açıklamasında bulundu.
Meclis’te kabul edilmesinin ardından Senatoya gönderilen eğitim reformu burada da kabul edilirse, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girecek.
Diğer yandan ana muhalefetteki Halk Partisi (PP), aşırı sağcı Vox ve liberal görüşlü Vatandaşlar partileri, eğitim reformunun yasallaşması halinde iptali için Anayasa Mahkemesine başvuracaklarını açıkladı.
Muhalefet partileri, eğitim sisteminde yapılan değişiklikleri “Anayasa ve özgürlükler karşıtı” diye değerlendirerek, bunun “İspanyol toplumunda yıkıcı etkileri olacağını” öne sürdü.
Bu arada, Meclis binası dışında toplanan kalabalık grup, genel kurul görüşmelerinin yapıldığı sırada eğitim reformunu protesto etti.
Muhalefet partilerinin liderleri de eyleme destek verdi.
Diktatör Francisco Franco sonrasında (1975’ten itibaren) İspanya’da başlayan demokrasi döneminde son olarak 7 yıl önce dönemin sağ görüşlü hükümeti tarafından değiştirilen eğitim sistemi, şu anda görevde olan sol koalisyon hükümetiyle 8’inci kez reformdan geçecek.
Muhalefet, söz konusu eğitim reformunun “önceliğin sağlık olması gereken Kovid-19 salgını döneminde acele bir şekilde çıkarılmak istendiğini, sivil toplum kuruluşları ve eğitim çevresinde yeterince tartışılmadığını ve yıkıcı bir etkisi olacağını” savunuyor.
Eğitim reformunda en çok tartışılan konuların başında, İspanyolcanın devletin resmi ana dili ve araç dili olmaktan çıkarılması ve devlet okullarındaki eğitime ilişkin yeni düzenleme geliyor.
Sol hükümetin yapmak istediği değişiklikle İspanyolcanın yanı sıra ülkedeki 17 özerk yönetimin 6’sında kullanılan Katalanca, Baskça, Galisyaca ve Valensiyaca dillerinin okullardaki eğitimi güçlendiriliyor.
Aynı zamanda devlet okullarının yapısı güçlendirilerek, yarı özel statüde ve daha çok Katolik Kilisesi’ne bağlı olan okullara kısıtlama getirilmesi öngörülüyor.
Ülke genelinde mevcut durumda 87 okulda uygulanan sınıflardaki cinsiyet ayrımını (kız ve erkek çocukların ayrı sınıflarda eğitim alması) sona erdiren eğitim reformuyla, bundan böyle din derslerinin öğrenci not ortalamasına dahil edilmesi de kaldırılıyor.