Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinde Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın emri olduğu artık deşifre oldu.
Haber7.com yazarı Taha Dağlı, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinde bilinmeyen bir ayrıntıyı kaleme aldı.
Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinde Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın direk rolünün olduğu artık resmen ortaya çıktı.
Bin Selman’ın hedef alınması ise İsrail lobisini bir hayli tedirgin etti.
Amerika merkezli FDD adlı bir örgüt var. Türkçe adı sözde Demokrasileri Savunma Vakfı.
Bu örgüt Washington’daki İsrail lobisine ait. Başında iki Siyonist var biri Mark Dubowitz diğeri ise Jonathan Schanzer. Faaliyet alanları içerisinde FETÖ de bulunuyor. Ve her türlü Türkiye düşmanlığı da.
Öyle ki bu örgüt Halkbank kumpasına açıktan destek verdi. New York’ta kurulan çadır mahkemesine de dahil oldu. FETÖ kumpası olan davanın bilirkişileri örgütün iki yöneticisi olan Mark Dubowitz ile Jonathan Schanzer’di.
İşin ilginç yani, eski CHP milletvekili Aykan Erdemir de bu örgütün bir üyesi.
Erdemir Halkbank davasının New York versiyonu için 17 Aralık sürecinde FETÖ savcılarının tertip ettiği sahte delillerin ABD’ye getirilişini organize etmekle suçlanmıştı.
Bu örgütün FETÖ bağlantısı geçtiğimiz aylarda da resmen ortaya çıkmıştı.
Halkbank davasını başlatan FBI ajanlarına ödül vermişlerdi.
Hatta CHP’li Erdemir’in organizasyonuyla düzmece delilleri New York mahkemesine getiren firari FETÖ teröristi de bu örgütün düzenlediği ödül töreninde “kahraman” ilan edilmişti.
Aynı zamanda sıkı şekilde neo-con sözcülüğü yapan FDD, Kaşıkçı krizine de kayıtsız kalmadı. Cemal Kaşıkçı’nın ortadan kaybolmasının Muhammed Bin Selman’la direk ilişkileniyor olması İsrail lobisini rahatsız etti.
FDD’nin başkan yardımcısı Jonathan Schanzer New York Post gazetesine yazdığı makalede, Suudi Arabistan’a yönelik ağır yaptırım çağrılarına tepki gösterdi.
Silah pazarı ve petrol nedeniyle Riyad yönetimine karşı sert hamleler yapılmaması gerektiğini savundu.
Kaşıkçı nedeniyle Suudi Arabistan’a illa bir yanıt verilecekse sembolik kararları işaret etti.
Yemen konusunda desteğin kesilmesi ya da bazı kişilerin kara listeye alınması gibi.
İsrail lobisi ayrıca Kaşıkçı yüzünden Veliaht Prens Muhammed bin Selman’la Washington arasındaki iplerin koparılmasına kesinlikle karşı çıkıyor.
Bu konuda yapılan yorumlarda “MBS gidecek peki yerine kim gelecek” diye süreci sorgulayanlar var.
“Kaşıkçı’nın öldürülmesi alkışlanacak bir durum değil ama nihayetinde Cemal Kaşıkçı, Türkiye ve Katar’la arası iyi olan, Müslüman kardeşleri destekleyen bir isimdi” diyen İsrailliler de çoğunlukta.
İsrail lobisi MBS’nin azledilmesi halinde Suudi Arabistan üzerindeki kontrolün kaybedileceğini düşünüyor. Bu nedenle ABD yönetimine “dikkat” uyarıları yapıyor. Çünkü mesele sadece petrol ve silah boyutuyla sınırlı değil. Bu iki konu ABD’yi ilgilendiriyor İsrail’in ise odaklandığı yer Muhammed Bin Selman üzerinden yürütülen Kudüs politikaları ve Yüzyılın anlaşmasının sürdürülmesi. O nedenle İsrail lobisi, Trump’ın “Kaşıkçı’nın öldürülmesinin sonucu ağır olacak” sözlerinin ardından hareket geçerek, MBS’nin korunması için faaliyetleri hızlandırdı.
