Haberler

Stratejist Can Ünver Scholz’un Türkiye ziyaretini değerlendirdi

Almanya’nın Türkiye ile daha olumlu ilişki arzu ettiği hususunda bir görüş bildirmek için henüz çok erken”

Yasin Baş (Berlin). İstanbul İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Can Ünver Almanya Şansölyesi Olaf Scholz’un hafta içinde Türkiye’ye gerçekleştirdiği resmî ziyareti analiz etti.

Anadolu Ajansı için değerlendirmelerde bulunan Prof. Ünver, Türkiye’nin stratejik konumunun gerek diplomatik ve güvenlik açıdan gerekse enerji ve iktisadi açıdan gün geçtikçe daha da belirginleştiğini, Almanya’nın da bunun farkında olduğunu ifade ederek “Almanya’nın Türkiye’nin değişen ve güçlenen konumunun farkına vardığı anlaşılıyor. Ancak Alman müesses nizamının çok esnek bir tavır sergilemeyeceği unutulmamalıdır” diye konuştu.

Yüksek lisansını Münih Ludwig Maximilian Üniversitesinde tamamlayan deneyimli Almanya uzmanı “Olaf Scholz liderliğindeki koalisyon hükümetinin hızlı bir değişime en azından iç siyasal nedenlerle girişmeyeceği düşünülebilir, diyerek yeni Alman hükümetinden olağanüstü bir yakınlaşma beklentisi içerisinde olmadığını da belirtti.

Doktora tezini “Almanya’nın Türkiye Politikalarında Oryantalizmin Yeri” konusunda yazmış olan eski diplomat, “Türkiye düşmanlığı veya daha hafif bir deyimle Türkiye aleyhtarlığının yegane müsebbibi, tabiatıyla Almanya’nın siyasi karar verme mekanizması” veya şansölyesinin olmadığını ifade etti. Ünver, “Alman kamuoyu, geçmişten gelen ve kolektif belleğe kazınmış olan ‘oryantalist’ paradigmanın da etkisiyle körüklenen Türk ve Türkiye karşıtı algıdan etkilenmektedir”, diye konuştu.

Eski Münih Çalışma Ataşesi Prof. Osman Can Ünver Almanya’nın Türklere yönelik kültürel üstünlük siyasetinin yerine realist ve yapıcı bir yaklaşımla daha fazla mesafe kat edebileceğinin de altını çizdi ve „Almanya, liberal görünümüne rağmen ülkede yaşayan Türklere karşı asimilasyonu da içeren ikircikli bir tutum içerisinde olmuştur. Yıllardan beri devam eden suni ‘entegrasyon’ tartışması sonuç olarak ülkede popülizmin artmasına neden olmuştur. Çünkü tartışmanın temelinde kültürcü ve ötekileştirici bir yaklaşım bulunmaktadır. Almanya’nın Türk toplumuna yönelik yeni, kapsayıcı ve hak temelli bir yaklaşımı benimsemesi, aynı zamanda da Almanya’daki Türk toplumunun iki ülke arasındaki münasebetlerin ağırlıklı bir unsuru olduğu hususunu içselleştirmesi ilişkilerin normalleşmesine katkı yapacaktır”, dedi.

Yatırımlar ve iktisadi yaklaşımlar hakkında da konuşan Prof. Ünver, „yakın geçmişte Volkswagen firmasının Türkiye’de yatırım yapmaktan vazgeçmesine rağmen, krizi fırsata çevirme becerisi olan Türkiye’nin yakın gelecekte doğrudan Alman yatırımlarını ülkemize çekme konusunda mesafe kazanacağı düşünülmektedir. Bu da esasen medyanın ve onu etkileyen belli çevrelerin arzusu hilafına bir ‘normalleşme’ ortamının meydana gelmesini mümkün kılacaktır”, diye konuştu.

Tecrübeli strateji uzmanı Ünver son olarak şunları kaydetti: „Alman hükümetinin önceki koalisyon hükümetinden farklı olarak Türkiye’nin Avrupa Birliği ile tıkanmış ilişkilerini açacak bazı adımlar atması ikili ilişkilerdeki kasvetli havayı dağıtmaya kolaylıkla yetecektir. Ancak bu adımın Almanya ve AB tarafından da kolaylıkla atılabilmesini beklemek doğru değildir. Dolayısıyla yeni dönemde diplomatik yakınlaşmanın esas olacağı bir dizi yeni ilişki unsurunu devreye sokmak, ekonomik ilişkilere öncelik vermek ve ortak iradenin pekişmesine özen göstermek Türkiye açısından uygun bir tutum olacaktır.“

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu