Haberler

Türkiye Diyanet Vakfı Afrikalı çocukları beyaz perde ile tanıştırdı

Türkiye Diyanet Vakfı, su kuyusu ve vakıf çeşmesi için hazırladığı “Yargaliga” Suya Giden Yol isimli belgeselin gösterimini Batı Afrika ülkesi Nijer’in başkenti Niamey’e 220 kilometre mesafede bulunan Sojadey köyünde gerçekleştirdi.

Yerel imkanlarla oluşturulan sahne ve perdede açık havada belgeseli izleyen Afrikalı çocukların büyük çoğunluğu ve bölge halkı, Türkiye Diyanet Vakfı aracılığıyla beyaz perdeyle tanışmış oldu.

Türkiye Diyanet Vakfı Su Kuyusu ve Vakıf Çeşmesi Sorumlusu Selman Aktaş, Afrika başta olmak üzere temiz içme suyuna ulaşmakta güçlük yaşayan coğrafyalara vakıf çeşmesi açarak insanlığı suya kavuşturmaya gayret ettiklerini söyledi.

Yapılan bu çalışmaları daha iyi anlatabilmek için yaklaşık 2 yıl önce Su Kuyusu ve Vakıf Çeşmesi belgeseli hazırladıklarını belirten Aktaş, çekimleri Nijer’de tamamlanan ve “Yargaliga” ismi verilen belgeselin ilk gösteriminin Diyanet İşleri Başkanı ve Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın katılımıyla vakıf genel merkezinde gerçekleştirdiklerini söyledi.

Belgeselin Türkiye’de çok büyük ilgi gördüğünü dile getiren Aktaş, şunları kaydetti:

“Bu kadar çok ilgi gören ve beğenilen bir belgeseli, çekimlerin yapıldığı Sojadey köyündeki vatandaşlara da izleterek onlara sürpriz yapmak istedik. Köyde yerel imkanlarla sahne hazırladık. Başkent Niamey’den aldığımız 3’er metrelik 2 parça bezi bir terzi bularak diktirdik ve beyaz bir perde oluşturduk. Tahta kazıkların üzerine hazırladığımız perdeyi asarak açık hava sinema sahnesi oluşturduk. Köye 55 kilometre mesafede bulunan bir şehirden jeneratör ve ses sistemi kiraladık. Başkent Niamey’den kiraladığımız projeksiyon cihazını da kullanarak belgeselimizi yerel imkanlarla oluşturduğumuz beyaz perdeye yansıttık. Bölgede kullanılan yerel dil olan Cermaca’ya çevirdiğimiz belgesel Sojadey halkı tarafından da çok beğenildi. 15 dakikalık belgeselimizi yoğun istek üzerine 3 sefer göstermek durumunda kaldık.”

Özellikle çocukların sinema havasını yaşayabilmeleri için başkentten aldıkları mısırı da patlatarak belgesel gösterimi esnasında çocuklara ikram ettiklerini dile getiren Aktaş, “İmkansızlıklar içerisinde hayata tutunmaya çalışan köydeki çocukların büyük çoğunluğu bu vesileyle mısır patlağını da tatmış oldu” şeklinde konuştu.

Sahneyi hazırlarken sadece çocukların değil yetişkinlerin de meraklı gözlerle kendilerine baktığını anlatan Aktaş, “İlk önce ne yaptığımızı anlamaya çalıştılar. Hayatlarında hiç görmedikleri bir platformla karşılaşınca merakları daha çok arttı. Sinemanın gösterime girmesiyle birlikte de şaşkınlıkları sevince dönüştü. Özellikle belgeselde yer alan çocuklar kendilerini ekranda görünce tarifi imkansız bir mutluluk yaşadılar. Elhamdülillah onların kocaman dünyalarında küçük de olsa bir mutluluk oluşturabildik.” diye konuştu.

Köye ulaşımın yerel rehberlerle ancak mümkün olduğu, yolu dahi olmayan, su ihtiyacının Türkiye’den giden sivil toplum kuruluşlarının açtığı su kuyusu ve çeşmelerle karşılandığı, elektriğin basit güneş enerjileriyle sadece telefon gibi küçük ve fazla güç istemeyen cihazları çalıştırabilecek kadar temin edilebildiği bir coğrafyada sinema sahnesi oluşturmanın çok da kolay olmadığını anlatan Aktaş, “Tüm bu zorluklara rağmen özellikle çocukların hayatları boyunca ilk defa şahit oldukları bir olayı gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.

Nijer-Su Kuyusu Belgeseli-Sojadey Köyü

Aktaş, Türkiye’den yaklaşık 7 bin 400 kilometre uzaklıkta bulunan ve 6 saati uçakla 4 saati de araçla olmak üzere 10 saat süren yolculuk sonrasında ulaşılabilen Sojadey’de gerçekleştirilen belgesel gösteriminin bölge içinde bir ilk olduğunu söyledi.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu